Gıda ve yemlerde Hızlı Alarm Sistemi RASFF

0
4736
Nazan Maraş

Avrupa Komisyonu web sitesinde, 2015 yılına ait Hızlı Alarm Sistemi ile ilgili detaylı bir raporun yayınlanmış olduğunu görünce, kısaca RASFF diye bilinen sistemin ve verilerinin ne anlam ifade ettiğini sizlerle paylaşmak istedim.  Bildiğimiz gibi Avrupa Birliği gıda mevzuatı,  gıdaların tüketiciler açısından güvenilir olduğunu garantilemek üzere en yüksek gıda standartlarını oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu mevzuatın ışığında, Avrupa Birliği üyesi olan tüm ülkelerde gıda ve yem zinciri içinde halk sağlığı açısından risk belirlendiğinde ilgili otoritelerin anında reaksiyon göstermesi için Gıda ve Yemler için Hızlı Alarm Sistemi temel bir araç oluşturuyor.

1979 yılında kurulan bu bilgi değişimi mekanizması, üye ülkeler arasında hızlı bir bilgi değişimi sağlanarak birçok gıda ve yem güvenliği riskini önceden ortadan kaldırmayı, daha hızlı, daha koordineli şekilde önlem almayı hedefliyor.

Bugün RASSF sistemi içinde, AB üyesi 28 ülkenin ulusal gıda güvenliği otoriteleri, Avrupa Komisyonu, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), ESA, Norveç, Lihtenştayn, İzlanda ve İsviçre yer alıyor.

Bu sistemin yapısı gayet basit; her RASFF üyesi tarafından Avrupa Komisyonu’na bildirimde bulunmak üzere bir temas noktası belirlenmiş durumda. Temas noktaları online bir sistem üzerinden bilgi paylaşımında bulunuyor. Üye ülkelerden birinde problem ortaya çıktığında bu sistem vasıtasıyla bildirimde bulunuluyor. RASFF,  gıda veya yemlerden kaynaklanan tehlikenin direkt veya endirekt şekilde halk sağlığına etkisini belirleyerek, bu bilgiyi ilk elden Avrupa Birliği Komisyonuna iletiyor.

2014 yılından beri tüketiciler de ‘RASFF Tüketiciler Portalı’ vasıtasıyla, piyasadan çekilen ürünler ve halk sağlığı ile ilgili uyarılara ulaşabiliyor.

Avrupa Komisyonu tarafından yeni yayınlanan 2015 yılı bildirimlerine baktığımızda, toplam 3049 bildirim yapıldığı, bunların 775’inin alarm bildirimi, 392’sinin izleme amaçlı bilgilendirme bildirimi, 495’inin ikaz bildirimi ve 1387’sinin sınırda ret bildirimi olduğu görülüyor.

2015 yılında meyve ve sebzelerde 634 bildirim, fındık, fıstık ve tohumda 477 bildirim, balık ve balıkçılık ürünlerinde 297 bildirim, yemlerde 206 bildirim, tavuk ve ürünlerinde 176 bildirim, et ve et ürünlerinde 159 bildirim, gıda temas materyallerinde 152 bildirim, otlar ve baharatlarda 150 bildirim bu sistem vasıtasıyla yapılmış.

Bildirimlerin 745 adedi patojen mikroorganizma kaynaklı ürünler, 475 adedi mikotoksinler, 405 adedi pestisit kalıntıları, 219 adedi ağır metaller, 140 adeti gıda katkı ve aroma maddeleri, 137 adedi ise alerjen maddelerle ilgili.

Meyve ve sebzelerde salmonella, her yıl olduğu gibi 2015 yılında da en çok bildirimi yapılan tehlike olmuş. Salmonella konusundaki bildirimlerde başı, 78 bildirim ile Hindistan çekiyor.

İtalya menşeli mini bisküvilerde aflatoksin, Fransa menşeli keçi peynirinde Salmonella

Bu rapordan bazı örnekleri de vermek isterim. İtalya menşeli Gorgonzola peynirinde Listeria monocytogenes, Fransa menşeli çocuk sütünde aşırı miktarda D3 vitamini, İspanya menşeli biberlerde alerjen olan badem kalıntıları, Fransa menşeli keçi peynirinde Salmonella, İspanya menşeli ançüezde histamin ve yine İtalya menşeli mini bisküvilerde aflatoksin bildirimi yapılmış.

2015 yılında ülkemiz ile ilgili yapılan bildirim sayısı 282 olmuş. 2016 yılında ise şimdiye kadar yapılan 1922 bildirimin 164 adedinin Türkiye ile ilgili olduğu görülüyor.

Ülkemizden Avrupa’ya gönderilen ve önemli tarım ürünlerimizden biri olan fındık başta olmak üzere, kuru incirin ve Antep fıstığının Hızlı Uyarı Sistemi’nde sık sık yer aldığı görülüyor.

Türkiye aflatoksin konusunda yer fıstığında 24, kuru incirde 47, fındıkta 28 bildirim ile ilk 10’un içinde yer alıyor. Fındıkta aflatoksin bildirimi konusunda Türkiye ile ilgili bildirimler geçen yıla göre artış göstermiş.

Avrupa Birliği ülkeleri ile ihracatımızda yaşanılan problemler, bu bildirimlerden açıkça görülmekte. Halk sağlığı açısından çok önemli olan bu bildirimler, ülkemizde hızlı uyarı sisteminin ulusal temas noktası olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından takip ediliyor. Tüketicilerin riskten korunması ve ticari açıdan engel yaratacak politik sonuçların engellenmesi açısından, Bakanlığın bildirimlere esas olan ürünlerle ilgili olarak çok şeffaf bir şekilde gerekli önlemleri hızla alması büyük önem arz ediyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz