Günümüzde açlık çok sık konuşulan bir konu. 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara ulaşacağı, bu kadar kalabalık bir nüfusu besleyebilmek için global tarım üretiminin %60 artması gerektiği uzmanlar tarafından açıklanıyor. Politika yapıcılara, sanayicilere, tüketicilere gıda kayıplarının ve gıda atıklarının azaltılması konusunda çok iş düşüyor.
FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü) verilerine göre dünyada tüm gıdaların üçte biri daha tüketicilere ulaşmadan atık hale geliyor. Bunun yaklaşık olarak yılda 1,3 milyar tona karşılık geldiği söyleniyor. Yine FAO verilerine göre; dünyada üretilen sebze ve meyvelerin %50’sinin, tahıl ürünlerinin %30’unun, süt ürünlerinin %20’sinin, etin %20’sinin, yağlı tohumların %20’sinin atık olduğu tespit edilmiş.
Yaklaşık 1 milyar kişinin açlık sınırında olduğu dünyamız için bunlar çok büyük bir rakamlar. Bu kayıplar beraberinde iş gücü, su, enerji, toprak ve gıda üretiminde kullanılan diğer tüm girdilerin de kaybı anlamına geliyor.
Avrupa Birliği de bu konunun öneminin farkında. AB Gıda Kayıpları ve Gıda Atıkları Platformu kayıp ve atıkların önlenmesi, iyi uygulamaların paylaşılması, farkındalık yaratılması amacıyla oluşturulmuş. Avrupa Birliği ve Üye Ülkeler “Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri” kapsamında, 2030 yılına kadar perakende ve tüketici düzeyinde gıda atıklarını ve gıda üretim ve tedarik zincirindeki gıda kayıplarını yarı yarıya azaltmayı hedefledi.
Gıda kayıplarını azaltma konusunda birçok global ve ulusal girişim faaliyet gösteriyor. Ülkeler atık azaltma stratejileri oluşturuyor. Bu çalışmaların temelinde gıda kayıpları ve atıkları konusunda çözüm yolları bulmak, farkındalık yaratmak öne çıkıyor.
Gıda kayıpları gıda tedarik zincirinin birincil üretim kısmından, son olarak evde tüketim kısmına kadar her basamağında ortaya çıkıyor. Bu kayıpların birçok nedeni var. Bunlara örnek olarak uygun olmayan işleme, depolama, satın alma ve hazırlama yöntemleri, raf ömrüne dikkat etmemek verilebilir. Yapılan çalışmalara göre; evler, gıda servis eden yerler ve perakende sektörü gıda atıklarının %70’ini, üretim, işleme sektörleri ise %30’unu oluşturuyor.
Ben bu yazımda konuya özellikle tüketiciler açısından dikkat çekmek istiyorum. Tüketicilere gıda atıklarını azaltma konusunda büyük görev düşüyor. Toplu tüketim yerleri ve ev mutfaklarında yemek hazırlarken ziyan olan, tabaklarda kalan, buzdolabında veya açıkta uygun olmayan süreler bırakılarak bozulan yemeklerin hepsi atık yani ziyan oluyor.
Bireysel olarak yapılacak çok basit uygulamalarla tükettiğimiz gıdaların israf edilmesini önlemek elimizde. Tüketicilerin bu konunun farkında olması ve davranış değişikliği ile ev atıklarının %60’ının önlenebileceği yapılan araştırmalarla belirlenmiş. Tüketici düzeyinde farkındalığın arttırılması tedarik zincirindeki farkındalığı da arttıracaktır.
Piyasada satılan hazır ambalajlı gıdaların hepsinin etiketinde tavsiye edilen tüketim tarihi veya son tüketim tarihi yer almak zorunda. Son tüketim tarihi mikrobiyolojik açıdan kolay bozulabilen ve bu yüzden kısa bir süre sonra insan sağlığı açısından tehlike teşkil etmesi muhtemel olan gıdalarda belirtiliyor. Gıdaların raf ömrü hakkında bilgi sahibi olmak, raf ömrü azalan gıdaları önce tüketmek gıda atıklarını önlemek konusunda işe yarayacaktır.
Yine hazır ambalajlı gıda etiketlerinde yer alan gıdanın özel muhafaza koşulları, kullanım talimatı tüketiciler tarafından muhakkak okunmalı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yakında yayınlanması beklenen Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmelik Taslağı ile dondurulmuş gıdalarda, gıdanın dondurulduğu tarih de etikette yer alacak. Bütün bu bilgiler gıdaların uygun şekilde tüketilmesi ile israf edilmesinin önlenmesini sağlayacak bilgiler.
Etiket okuma alışkanlığının yanı sıra mutfaklarda gıdalarımızı uygun şekilde hazırlama, uygun porsiyonlarda servis yapma, pişirilmiş yemekleri saklama koşullarına dikkat etmek gerekli. Birçok gıda veya yemek dondurularak daha uzun süre dayanabilir. Alışverişe çıkmadan önce alacaklarımızı ihtiyacımız kadar planlayarak yani bir alışveriş listesi yaparak alışverişe çıkmak da gıda israfını önlemek açısından tüketicinin atacağı ilk adım olabilir.
Gıda atıklarını azaltmak için tüketici farkındalığının ve davranışlarının öneminden bahsederken aklıma çok önemli bir konu takıldı. Peki, gıda hazırlanan yerlerde ki buna ev mutfakları da dahil, kaçınılmaz olarak ortaya çıkan atıkları ayırmak konusunda neden ülkemiz hiçbir ilerleme sağlayamıyor. Gıda atıklarını diğer atıklardan ayırmak bir davranış biçimi halini almak zorunda. Bu konuda ilgili yetkili otoritelere çok iş düşüyor. Ülkemizdeki durumu düşününce çöplerimizi ve geri dönüştürülebilir atıklarımızı birbirinden ayırmada ABD ve Avrupa düzeyine gelmemiz bir hayal sanki.