2017 yılı geçip gidiyor. Koca yıl nasıl geçti, zaman ne hızlı aktı; fark edemedik bile… Birkaç gün sonra 2018’e gireceğiz ve bir bakacağız ki yeni yılın ilk günlerini de aynı hızla harcamaya başlamışız. Gelecek yıl için hepimizin umutları, beklentileri var. Bunların başında da ‘sağlıklı bir yaşam sürme’ beklentisi geliyor. Açıkçası, bu, benim de yeni yıldan beklentilerim arasında üst sıralarda yer alıyor. Ancak bunun gerçekleşmesi için bize düşen bazı görevler var. Eğer sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorsak, bu sadece beklenti ile kalmamalı; yeni yılla birlikte stresimizi azaltmalı, sağlıklı beslenmeye özen göstermeli, daha çok hareket etmeli ve mümkünse spor yapmalıyız.
Pek çok kişi, beslenmesinde, hazır ambalajlı, işlenmiş gıdalara çok fazla yer veriyor. Durum böyle olunca, sağlıklı bir yaşam sürebilmek için yapabilecekleri dışında, çevremde konuştuğum pek çok insanın, gıda ve içecek üreticilerinden de beklentileri olduğunu görüyorum. Konuştuğum insanlara, yazılarımda sürekli vurguladığım bir hususu hatırlatıyorum; “bilinçli gıda tüketimi”. Yediğimiz içtiğimiz hazır ambalajlı gıdaların etiketlerini okumanın da bilinçli gıda tüketiminin bir parçası olduğunu söylüyorum.
Tüketicinin beklentisi: Şeffaf ve güven veren üretici
Bana sorulan soruların büyük bölümünü, ‘gıda etiketlerindeki bilgilerin ne kadar doğru olduğu’ sorusu oluşturuyor. Gerçekten de bu konu üzerine pek çok tüketicinin kafa yorduğunu biliyorum. En basitinden, anneler, çocuklarına yedirdikleri gıdaların içeriğinde ne olduğunu bilmek istiyor veya bir Çölyaklı, glüten ihtiva edip etmediğini… Bu durumdaki tüketici, üretici firmalardan şeffaf olmalarını ve ürün etiketlerini mevzuata uygun olarak hazırlamalarının yanı sıra bu bilgilerin doğru olduğu konusunda, ürünlerinde taklit ve tağşiş yapmadıkları konusunda kendilerine güven vermelerini bekliyor.
Tüketiciler bununla birlikte; ürünlerin içeriği yanında, menşe ülkesi, üretici firmanın kimliği, net miktarı, tavsiye edilen tüketim tarihi, son tüketim tarihi gibi birçok konuda kapsamlı ve dürüst açıklamalara da ulaşabilmeli. Dürüst ve güvenilir olmanın yolu da, üreticilerin gıda güvenliği kurallarına uygun, etik bir şekilde çalışmasından, kar elde etme haklarının yanında tüketici hakları ve sağlığını da göz ardı etmemelerinden geçiyor.
2018’de tüketicilerin daha sağlıklı gıda ve içecek tüketimine yönelme hızının artacağı görüşünden hareketle; yağı, tuzu, şekeri azaltılmış, mümkün olduğunca az işlenmiş, doğal, taze, organik/ekolojik, temiz etiketli yani katkı maddesi içermeyen, GDO’suz, sağlıklı bileşenlerden oluşmuş ve daha ufak porsiyonlu ürünlerin raflarda daha çok yer almasını sağlamak da üreticilere düşüyor. Ancak bu arada tüketiciler kaliteden ve bildikleri, alıştıkları tattan da ödün vermek istemiyor. Tabii bu ürünlerin piyasada uygun fiyatlarla yer alması konusu da tüketicilerin üretici firmalardan yeni yılda da beklentileri arasında olacak. Yeni yılda takviye edici gıdalar, kilo verme amaçlı gıdalar, sporcu gıdaları gibi gıdalara olan talebin de artacağını düşünüyorum.
2018’den beklentilerimi uzmanlık alanım açısından çok özet olarak paylaştım. Sonuçta şirketlerin, tüketicilere daha yararlı ve uygun fiyatlı ürünler sunmak için fırsatları olduğunu görüyoruz. Tüketicilerin ise bilgili ve bilinçli seçimleriyle, üreticileri güvenilir ve şeffaf olmak için yönlendirebileceklerinin farkına varacaklarını düşünüyorum. Tüketiciye güven veren firmalar bunun karşılığını mutlaka alacaktır.
Bilinçli tüketicilerin, dürüst, şeffaf ve güvenilir üreticilerin sayısının artması umuduyla herkese ‘iyi yıllar’ diliyorum!