Çağın pandemisi: D vitamini

1
4311
Doç. Dr. Gamze Akbulut - Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü / [email protected]

Vitaminler sağlıklı yaşamak için mutlaka dışarıdan alınması gereken besin öğeleridir. Bu anlamda D vitamini hem yağda eriyen bir vitamin hem de hormon öncüsü olan kolesterole benzeyen bir yapı olarak dikkat çekiyor. D vitamini, besinlerle alındığı gibi, uygun koşullarda vücudumuz tarafından da cildimizde güneş ışığının etkisiyle (deride bulunan kolesterolün, Ultraviole B ışınlarla aktive olması sonucunda) sentezlenebiliyor.

D vitamini, aktivitesini bir takım reseptörler aracılığıyla gösteriyor. Reseptörleri; çeşitli uyarıları alabilen ve duyu organlarının yapısında bulunan özelleşmiş hücre, hücre grupları veya sinir uçları olarak tanımlayabiliriz. İnsan vücudunda hemen her hücrede D vitamini reseptörleri olduğunu da hatırlatalım.

“Yetersizliğinde sonuçları ciddi hastalıklara yol açar.”

Vitamin ama aynı zamanda inanılmaz işlevler gören bir hormon

Pek çok insan, D vitamininin sadece kemik gelişimi için gerekli olduğunu sanır. Oysa D vitamini, vitamin olmasının ötesinde, vücutta inanılmaz işlevler gören bir hormondur.

Güneş ışığını doğrudan alamayan bireylerde, az güneş alan ülkelerde ve büyüme- gelişmenin hızlı olduğu çocuklarda D vitamini eksikliği görülür. D vitamini yetersizliğinin yaygın olarak görülme nedeni, doğal yiyeceklerde yeterince bulunmamasına bağlıdır. Eksikliğinde “çocukluk çağı raşitizmi (rikets)” görülür. Açık tenli kişiler, güneş ışığından daha zor D vitamini oluştururlar. Yetişkinlerde D vitamini eksikliğinde “osteomalasia” denilen bir kemik hastalığı görülür. Aynı zamanda sık doğum yapan, yetersiz ve dengesiz beslenen, güneşten yeterince yararlanamayan kadınlarda da sık görülen bir hastalıktır.

Ülkemizde yaygın ve yüksek düzeyde D vitamini eksikliği var

Yeterli D vitamini alımı sadece kemik sağlığı için değil; aynı zamanda genel sağlık durumumuz için de çok önemli. Son yıllarda, D vitamini eksikliği ve yetersizliğinin; osteoporoz (kemik erimesi), yaygın kanserler, kardiyovasküler hastalıklar, obezite, metabolik sendrom, diyabet (şeker hastalığı), immun (bağışıklık) sistem ve otoimmün hastalıkların (bireyin bağışıklık sisteminin kendi vücut hücrelerine saldırması) dahil olduğu bir çok kronik hastalıkla ilişkili olduğu belirlendi.

“D vitamini eksikliği küresel bir salgın olarak kabul edilmektedir.”

Kanda ölçülen D vitamini düzeyinin 20-80 ng/mL düzeyinde olması, “yeterli” düzey olarak kabul ediliyor. Ülkemizde son yıllarda yapılan bir çalışmada, oldukça yüksek oranda (%51,8) D vitamini eksikliği ve %20,7 oranında D vitamini yetersizliği olduğu tespit edildi.

D vitamini yetersizliği obeziteye neden olur mu?

Obezite, günümüzde hızla artan önemli bir sorun haline geldi. Yapılan çalışmalar, obez kişilerde D vitamini düzeylerinin düşük olduğunu gösteriyor. Aşırı kilolu kişilerde azalan fiziksel aktivite sebebiyle direkt güneş ışığından daha az yararlanma ve D vitamininin yağ dokusunda salınıma uğramaması gibi faktörler de D vitamini yetersizliğine sebep olabiliyor. D vitamini yetersizliği ile obezite ve bel çevresi bölgesinde yağlanmanın arasında bir bağlantı olabileceğini ve kanda D vitamini düzeyi yeterli olduğunda zayıflamanın daha kolay olabileceğini gösteren çalışmalar da gün geçtikçe artıyor. Ancak henüz D vitamini ile obezite arasındaki ilişki netlik kazanmadı.

Günlük D Vitamini gereksinmemiz nedir?

Gebe ve emziklilerin ve güneşten doğrudan yararlanamayan kişilerin D vitamini almaları veya güneş ışınlarından düzenli yararlanmaları gerekiyor. Çocuklara ise doğumdan 15-20 gün sonra ek D vitamini (400 IU – 10 mcg) verilmeli. Bu miktarda D vitaminini 1 çay kaşığı balık yağı ile de sağlayabilirsiniz. Çocuk, genç ve yetişkin bireylerin günlük ihtiyacı 10 mcg’dır.

D vitamininin kaynakları nelerdir?

D vitamini cildin güneş ışınları alması sonucu ciltte üretildiği gibi; aynı zamanda besin takviyeleri, karaciğer, yumurta, yağlı balık, zenginleştirilmiş süt ve süt ürünlerinde de bulunmaktadır.

Özellikle yağlı balık tüketiminizi haftada en az 2-3 kez olacak şekilde artırın. Somon, uskumru, sardalya, ton balığı, alabalık ve ringa balığını tercih edin.

Mevsimler, günün hangi saatinde olunduğu, pencere camları, güneş koruyucular, geleneksel giyim tarzı, yaşlanma, yaşanılan enlem bölgesi ve obezite gibi etkenler vücutta yeterli D vitamini oluşumunu etkiler. Bu nedenle D vitamini takviyesi için güneşten yararlanmayı unutmayın. Günlük ihtiyacınızı karşılamak için ise vücudunuzun herhangi bir bölgesinin, günde 15 dakika güneşe maruz kalması yeterli.

Fazlası kireçlenmeye sebep olur

D vitamininin fazla alınması eklemlerde ve yumuşak dokularda anormal kireçlenmeye neden olur. Yine çocuklarda fazla ve gelişigüzel kullanıldığında büyümede duraksama, kusma ve böbreklerde taş oluşumu gözlenir. Bu nedenle D vitamini desteği kullanmadan önce aşağıdaki unsurlara dikkat edin:

  1. Her ne koşulda olursa olsun D vitamini desteği kullanmadan önce mutlaka hekime başvurun.
  2.  D vitamini yağda çözünen bir vitamindir. Diğer tüm yağda çözünen vitaminlerde olduğu gibi aşırı alındığında toksik etkisi olduğu göz ardı etmeyin.
  3. Kandaki D vitamini düzeylerinin istenilen aralıkta olmasına özen gösterin.
  4. Ülkemizde 2006 yılından beri bebeklere uygulanan ve 2011 yılından itibaren gebelere ücretsiz uygulanmaya başlanan D vitamini Desteği Programından siz de yararlanın.
  5.  Kalp hastaları, böbrek hastaları, sarkoidoz ve tüberküloz hastaları ile kanda kalsiyum ve fosfor değerleri yüksek olan kişiler D vitamini desteği alırken mutlaka hekim kontrolünde olmalıdır.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz