Gıda firmaları yıllardır ürünlerini tüketici için daha cazip yapabilmek adına kaynaklarını, vakitlerini ve emeklerini kullandı. Bu çabalar içinde gıdaları daha uzun süre dayanıklı yapmak, bir ürünü tüketici tarafından beklenen lezzete ulaştırmak, ürün ambalajını ilgi çekici yapmak ve ürünün tanıtım/ reklamını başarılı bir şekilde yapmak bulunuyor. Gıda endüstrisi için çalışan araştırmacılar beklendiği gibi büyük bir başarıyla amaçlarına ulaştı. Gıda endüstrisinin bu başarısı ise tüketicinin atıştırmalık/ fastfood/ hazır gıda tüketimi konusunda kendini durdurmasını zorlaştırdı.
Önemli tıp dergilerinden biri olan The Lancet’ te yayınlanan bir çalışmaya göre günümüzde normalin üzerinde kiloya sahip kişi sayısı normalin altında kiloya sahip kişi sayısından daha fazla [1]. Durum bugünkü haliyle devam ederse 2025’te erkeklerin %18’inin, kadınlarınsa %21’inin obez olması beklenmekte. Obezite, enerji alımıyla enerji tüketimindeki dengesizlikten kaynaklanmakta olan ve diyabet gibi birtakım hastalıkların görülme olasılığını arttıran bir kilo problemi.
Yeme alışkanlıklarının obezite üzerindeki etkileri şüphesiz en önemli etken. Bu alışkanlıklarsa çocukluk çağında kazanılan alışkanlıklar. Günümüzde obeziteye sıklıkla rastlanmasının altında televizyon karşısında fark etmeden çok yemek, büyük porsiyon boyutları ve şekerli içeceklerin tüketimindeki artış gösterilmekte. Fiziksel aktivitedeki azalış ve kalıtım ise tartışmalı potansiyel sebepler arasında. Ayrıca, ayaküstü (fastfood) gıdaların masrafı az oluşu da bu çeşit gıdaların tüketimini arttırmakta ve bunu gündelik yeme alışkanlığı haline getirmek kilo artışına yol açabilmekte. Harvard Üniversitesi’nde tıp profesörü ve beslenme uzmanı olan Walter Willet ise ekliyor: “Hiçbir kısıtlama olmazsa problem çözülmeyecek, daha da kötüye gidecek” [2].
Çocukluk çağı obezitesi birçok ülkede alarm verici düzeye ulaşmakta ve bu da kişisel sağlık sorunlarının yanı sıra hem kişisel hem de toplumsal ekonomik sorunlara sebep olmakta. Bu sebeplerden dolayı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dünya çapında çocukluk ve ergenlik çağı obezitesiyle mücadele edebilmek adına bir rapor yayınladı [3].
Bu rapora göre 2014 yılında dünya çapında 5 yaşın altında 41 milyon çocuk aşırı kilolu veya obezdi. Aynı yıl Türkiye’ de 5 yaş altı çocukların %10-15` i çocukluk çağı obezitesine sahip iken, ABD` de bu oran %5-10 arasındaydı. Raporda düşük gelirli ülkelerde çocukluk çağı obezitesinin, yüksek gelirli ülkelerden daha fazla olduğu vurgulanmış.
Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri:
Dünya Sağlık Örgütü raporda çocuklarda obezitenin önüne geçebilmek için ülke hükümetlerine 6 adet konu başlığı altında önerilerde bulunuyor:
- Sağlıklı gıda tüketiminin teşviki
Şekerle tatlandırılmış içeceklerin vergilendirilmesi, sağlıksız gıdaların reklamlarının kontrol altına alınması gibi uygulamalarla sağlıklı gıda tüketimim arttırılırken sağlıksız gıda tüketiminin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılması.
- Fiziksel aktivite teşviki
Çocuklara, ergenlere ve ailelerine sağlıklı vücut ölçüleri, fiziksel aktivite, televizyon ve bilgisayar gibi ekran bazlı eğlence aletlerinin uygun kullanımı ve uyku alışkanlığına yönelik kılavuzluk sağlanması ve okullarda ve kamusal alanlarda fiziksel aktiviteyi arttırmak için tesislerin temin edilmesi gibi konulara değinilerek çocuk ve ergenlerin fiziksel olarak daha aktif olmalarının sağlanması.
- Gebelik ve doğum öncesi bakım
Gebelik öncesi ve sırasında doğru beslenme ve alkol, tütün gibi zararlı madde kullanımının engellenmesine yönelik kılavuzlarla bulaşıcı olmayan hastalık seviyelerinin azaltılmaya çalışılması.
- Erken çocukluk döneminde beslenme ve fiziksel aktivite
Anne sütü ile beslenmenin öneminin öğretilmesi ve uygulanmasının teşvik edilmesi, bebek ve küçük çocukların fazla tuzlu, şekerli ve yağlı gıdaların tüketiminin azaltılmasına yönelik düzenlemeler yapılması, çocuğun beslenmesinden sorumlu bireylere o yaştaki çocuklar için önerilen porsiyon ve beslenme ile ilgili bilgilendirici kılavuzlar hazırlanması, 2-5 yaş arası için uygun uyku ve televizyon izleme süresi (veya pasif geçirilen süre) ve fiziksel aktiviteler hakkında kılavuz hazırlanması ile çocukların sağlıklı gelişimlerinin ve sağlıklı alışkanlıklar edinmelerinin sağlanması
- Okul çağı çocukları için sağlık, beslenme ve fiziksel aktivite
Okullarda servis edilen öğünlerin veya satılan yiyecek ve içeceklerin standartlaştırılarak sağlıklı gıda kılavuzuna uygunluk sağlanması, sağlıksız gıdaların tedarik ve satışının ortadan kaldırılması, içilebilir suya erişim sağlanması, beslenme ve sağlık üzerine temel derslerin eklenmesi, öğrencilere ve ailelerine gıda hazırlama derslerinin verilmesi ile okul çağı çocukları için okullarda sağlıklı ortamların yaratılması ve fiziksel aktivitenin arttırılması.
- Kilo kontrolü
Obez çocuklar ve gençler için aile odaklı ve çok yönlü kilo kontrolü hizmetlerinin sağlanması.
Bu süreçte özel sektörün üzerine düşen görev ise sağlıklı beslenmeye katkıda bulunacak gıdaların ve içeceklerin üretiminin arttırılması ve bu gıdalara ulaşımın kolaylaştırılması olarak bildiriliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan ve ülkemizde gelecek dönemden itibaren okullarda kapsamı genişletilecek olan “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” kapsamında kantinlerde satılacak yiyeceklere getirilen kısıtlamalar da obezite oranlarını azaltmaya yönelik girişimlerden [4].
Kısacası, obezite önüne geçilmezse daha fazla sorunlara açabilecek ciddi sağlık sorunlarından ve uyarıları uygulamakta her zaman fayda var.
Kaynakça:
- Trends in adult body-mass index in 200 countries from 1975 to 2014: a pooled analysis of 1698 population-based measurement studies with 19·2 million participants. The Lancet. 387(10026): p. 1377-1396.
- Powell, A. The whys of rising obesity. 13/09/2013 19/04/2016]; Available from: http://news.harvard.edu/gazette/story/2013/09/the-whys-of-rising-obesity/.
- Report of the commission on ending childhood obesity. 2016, World Health Organization.
- Okul Kantinlerinde Satılacak Gıdalar ve Eğitim Kurumlarındaki Gıda İşletmelerinin Hijyen Yönünden Denetlenmesi, T.C. M.E.B., 2016.