1777 yılında ABD’nin köleliği yasaklayan ilk eyaleti Vermont olmuştu. Şimdi ise bambaşka bir konuda, GDO’ların etiketlerde zorunlu olarak belirtilmesiyle ilgili kabul edilen başka bir yasa ile Vermont yine ABD’de öncü eyalet olma yolunda ilerliyor.
ABD’de GDO’ların etiketlerde belirtilmesi bu yıla kadar gönüllülüğe bağlıydı. Birkaç ay önce büyük gıda firmalarından birkaçı (General Mills, Kellog, Con Agra, Dannon, Campbell çorbaları ve Mars) genetiği değiştirilmiş bitkilerden elde edilmiş malzemeleri etiket bilgilerinde belirtmeye yönelik çalışmalar yapacaklarını açıkladı. Bunun tek sebebi ise 2 sene önce zorunlu etiketleme mevzuatını geçiren, ABD’nin Vermont eyaleti.
Vermont yasasının getirdikleri
Bu mevzuata göre Vermont eyaletinde satılacak belli ürünlerde GDO varlığı etiketlerde belirtilmek zorunda. Bu karara karşı Marketçiler Sanayi Odası (GMA) tarafından açılan dava herhangi bir başarıya ulaşamadı. Bu durumda 1 Temmuz 2016’dan itibaren firmaların Vermont eyaletinde satış yapabilmesi için belli ürünlerine GDO içeriğiyle ilgili bilgi yazmaları şart olacak.
Bu kararın ABD için önemi
Firmalar her eyalet için farklı etiketleme veya dağıtım yapamayacağından, bu küçük eyaletin koyduğu kuralla ülke çapında GDO etiketlemesi yaygınlaşmış olacak. Karşıt fikirler yaklaşık 300 milyon nüfusa sahip bir ülkenin bu konudaki akıbetinin 625.000 nüfuslu bir eyaletin verdiği bir karara bağlı olmasıyla ilgili.
Gıda firmaları sadece Vermont eyaleti için ayrı bir gıda tedarik zinciri oluşturmanın getireceği maliyet yükünün altından kalkamayacağı için, bu yeni kuralı sadece Vermont eyaletinde satılacak ürünler için değil, tüm ürünleri için yapmayı daha kolay buluyor. Hal böyleyken de Vermont’un emri aslında ulusal emir halini alıyor.
Üretici ve toptancıların büyük endişesi ise tek başına Vermont yasası değil. Kaliforniya gibi başka eyaletler de benzer kanunları gözden geçirdiklerini açıkladı. Bu da farklı eyaletlerin farklı etiketleme zorunlulukları getirebilecek olması ve gıda firmalarının üzerine ek maliyet binebilecek olması endişesine sebep oluyor.
Şirketlerin ve kurumların yasa hakkında görüşleri
General Mills başkan yardımcısı Jeff Harmening konuyla ilgili açıklamasında “Vermont yasası belli ürünlerde GDO kullanımı ile ilgili bilgilendirici bilgi bulunmaması durumunda ciddi cezalarla karşılaşmamıza sebep olabilecek. Sadece bir eyalet için etiketlerin değiştirilmesinin getireceği fazla giderleri tüketicilere yansıtmak istemiyoruz. Bu yüzden ABD çapındaki tüketiciler en sevdikleri General Mills ürünlerinde artık Vermont eyaleti tarafından kabul edilen kanundaki haliyle belirtilmiş GDO içerik bilgilerini göreceklerdir” dedi.
Mars şirketine göre ise “Genetiği değiştirilmiş bileşenler güvenli olmakla birlikte tüketici istekleri değişmekte ve Mars da şirket olarak tüketicinin tercihleriyle uyuşan ürünler yapmayı amaçlamakta”.
Campbell çorbaları da bu yılın başında tüketicinin şeffaflıktan yana olduğunun farkında olduğunu ve bu yüzden de zorunlu GDO etiketlerini desteklediğini açıklamıştı.
Fortune 500 üyesi ConAgra ise eyalet temelli zorunlu etiketlemeye uymak zorunda olsalar da bu kararı desteklemediklerini, çünkü bunun sadece karmaşa ve tüketiciye de yansıması kaçınılmaz olacak masraf getirdiğini belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) GDO’nun belli hastalık veya böceklere karşı bitki direncini arttırmak veya zararlı ot öldürücü kimyasallara (herbisitler) karşı bitki direncini arttırmak için yaratıldığını belirtiyor. WHO’ya göre şu anda marketlerde mevcut olan GDO’lu ürünler gıda güvenliği testlerini geçmekte ve insan sağlığı için herhangi bir risk oluşturmamakta. ABD Tarım Bakanlığı (USDA) da bu görüşe katılıyor ve bu şekilde bir etiketlemeyi gerekli bulmuyor; çünkü, besin değeri ve gıda güveliği açısından GDO bileşenlerle, geleneksel mahsullerden elde edilen bileşenler arasında bir fark bulunmuyor. USDA geçtiğimiz sene içinde genetiği değiştirilmiş Atlantik som balığı üretimine ve satışına izin vermişti. Aynı şekilde Kanada’nın ulusal halk sağlığından sorumlu birimi Health Canada da genetiği değiştirilmiş aynı balığın satışına bu sene izin verdi.
Tüketicinin durumu
Bu kanunun Temmuz ayı başında yürürlüğe girmesiyle son 20 yıldır akıllarda olan “Tüketici genetiği değiştirilmiş gıdalara nasıl bir tepki verecek?” sorusu da cevap bulmuş olacak. 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre Amerikalıların 3’te 2’si etiketlerde GDO belirtilmesini destekliyor. Ancak, gıda şirketleri etiketlerde GDO bildirilmesinin tüketici tarafından yanlış yorumlanarak bir uyarı olarak görülmesinden ve tüketiciyi korkutmasından endişe ederken, tüketicilerin bu detayı görmezden gelerek aynı ürünleri almaya devam etmelerini ümit ediyor. Eğer GDO konusunda hassas tüketicinin hali hazırda organik veya GDO-suz ürünlere yöneldiğini varsayarsak, belki de bu yeni kanun piyasada herhangi bir değişikliğe sebep olmayan, etikette bildirilmiş fazladan birkaç kelime olarak kalabilir.
Zorunlu GDO etiketlemesine karşı çıkan ve meclisin ülke çapında geçerli bir kanun yayınlamasını arz eden gruplardan biri olan Güvenli ve Ekonomik Gıda Koalisyonu’nun tahminlerine göre, zorunlu GDO belirtilmesine yönelik bu kanunla bir ailenin yıllık gıda harcaması yaklaşık 1000 dolar artış gösterebilir. Bunun sebebi ise geleneksel mahsul üretimi için GDO mahsullere göre daha fazla su ve pestisit kullanımı.
Akademisyenlerin yorumu
Kaliforniya, Illinois ve Missouri Üniversiteleri’nden akademisyenler bu kararla ilgili hazırladıkları bir raporda GDO’ları etiketlerde diğer bileşenlerden ayırmanın bilimsel bir temeli olmadığından ve firmaların GDO bileşenleri belirtmek yerine GDO olmayan alternatiflerini kullanmaya karar verirse gıda fiyatlarının artacağından bahsediyor.
Yargı yoluna gidilecek mi?
Vermont senatosu gıda firmaları veya başka kuruluşlar tarafından bu karara karşı dava açılacağına neredeyse kesin gözüyle bakıyor ve avukatları bu konuda hazırlıkları şimdiden yapmış gözüküyor. Bu davanın yaklaşık 1,5 milyon dolara mal olacağı, bunun Vermont gibi küçük bir eyalet için büyük bir miktar olduğu ve bu miktarın eyalet mükelleflerinin vergileriyle oluşturulan savunma fonundan karşılanacağı belirtiliyor.
Çözüm önerileri
Gıda endüstrisi federal hükümetin konuyu ele almasını umuyor. Şirketler ve kuruluşlar meclisi bu konuda tüm eyaletleri içeren bir kanunun yürürlüğe koymasını arz ettiklerini bildirdi. Böylelikle farklı eyaletlerin getirebileceği farklı kanunlarla gıda endüstrisinin ve dolayısıyla tüketicinin giderlerinin artışlarının önlenmesi amaçlanıyor.