“Zeytin mi daha önemli, yoksa tesis mi?”
Soruyu soran, bu ülkenin Başbakanı. Zeytin tartışmasında beni en çok üzen ve endişelendiren söz bu oldu. İçinde birçok olumsuz mesaj barındırıyor ama detaya girmeyeceğim çünkü bu siyasi bir makale değil.
Madem makalenin başlığı bir soru, ben de bu soruya, “Soruya soruyla cevap verilmez.” saçmalığını bir kenara bırakıp, sorularla cevap vereyim:
Niye zeytinle tesisten birini tercih etmek zorunda kalalım?
Fabrika, otel, konut vb. yapmak için niçin zeytin ağaçlarını kesmek zorundayız?
Fabrika, otel, konut vb. zeytinlikler dışındaki arazilere yapıldığında hem zeytinimizi kaybetmemiş hem de tesis kazanmış olmuyor muyuz?
Zeytinliklere hangi tesisler kurulacak?
Zeytinliklere kurulacak tesislerin nerelere ve niçin oralara kurulabileceği ile ilgili bir planlama yapıldı mı? Yapıldıysa niçin kamuoyu ile paylaşmıyorsunuz? Yapılmadıysa bu ne lakaytlık, bu ne ciddiyetsizlik?
Tesis kurulması öngörülen alanların toplam büyüklüğü ne kadardır ve ne kadar zeytin ağacı kesilecektir?
Zeytinliklere kurulacak tesisler -fabrika olmaları ihtimali üzerine soruyorum- hangi ham maddeyi nereden temin edecekler, ürettiklerini hangi yolla satacaklar?
Zeytinliklere kurulacak tesisler otel, motel, restoran ise bunca tesis boş dururken yenilerini kurmak için zeytin ağaçlarını yok etmeyi nasıl izah ediyorsunuz? (Konut yapılma ihtimalini düşünmek bile istemem.)
Kurulacak tesislerden kasıt maden tesisleri ise nerelerden hangi madenler çıkarılacak? Taş ocakları da madenden sayılıyor mu?
Her vesileyle kentten köye dönüşü teşvik ettiğini söylediğiniz için soruyorum: Zeytinleri kesilen nüfus o coğrafyada niçin kalsın, şehre göç etmesin?
Zeytin, Akdeniz Havzası dışında neredeyse dünyanın hiçbir yerinde ve kıyılar dışında yetişmediğine göre, zeytinlikleri imara açarak, zeytin dikilecek alanları daraltmış olmuyor musunuz?
Kanun metninde bulunan “kamu yararı” ne anlama geliyor? “Kamu yararı” kavramının ölçüsü nedir? Zeytin ağaçlarının kesilmesi kamu yararına aykırı olduğuna göre, bir kamu yararının diğer kamu yararına tercih edilme ölçüsü nedir?
Ekonomi bu kadar mı zor durumda da “”Zeytin mi daha önemli yoksa tesis mi?” sorusunu sorma ihtiyacı hissettiniz?
Belli alanlara kurulacak tesislerin doğaya olumsuz etkilerinin sadece tesislerin kurulacağı dar alanla sınırlı kalmayacağını, yüzlerce kat büyüklükteki alanları etkileyeceğini, artık o alanlarda da verimli tarım yapılamayacağını niçin göz ardı ediyorsunuz?
Bir alanda yapılan tesis yapılanmasının zaman içinde çevresine genişleyeceğini ve çok geniş bir tarım alanını yok edeceğini niçin dikkate almıyorsunuz?
Zeytinlikler de dâhil tarıma çok büyük destekler verdiğinizi söyleyerek, mealen, “Bunları yapanlar niçin zeytinliklerin yok olmasını istesin?” diye soruyorsunuz. O halde yılda yüz bin hektar tarım arazimizin tarım dışına çıkmasını, önemli bir kısmının yapılaşmaya (üstelik büyük çoğunluğu fabrika değil) kurban edilmesini nasıl izah ediyorsunuz?
Niçin belli aralıklarla zeytinliklere tesis kurulması ile ilgili kanun çıkarmaya çalışıyorsunuz?
“Kimse zeytinin hamisi kesilmesin.” sözü ile ne demek istediniz? “Kimse.” ifadesine sizin de içinde olduğunuz herkes dâhil mi? Değilse kendinize ve kendiniz gibi düşünenlere hangi hakla “hami” sıfatını hak görüyorsunuz? Benden farkınız nedir? Bir insanın, ülkesinin zeytininin, ormanının, ağacının, doğasının, toprağının, canlılarının hamisi kesilmesinin neresi yanlış?
Bir yerden kesilmesine izin verdiğiniz ağaçların başka yerlere onlarca belki yüzlerce katının dikilmesini sağlıyor bile olsanız, başka yerlere dikmek için bir yerlerden kesmek mi gerekir?
Yaşlı zeytin ağaçlarının kesilmesi sonucu ülkemize özgü (endemik) gen kaynaklarının da yok olma tehlikesinin olduğu, Anadolu’da yetişen 130 civarındaki zeytin çeşidinin 90 civarına indiği konusunda bilgilendirildiniz mi?
Partiniz iktidarında dikildiği söylenen 70 milyon zeytin ağacı bugün ne durumdadır? Ne kadarı dikildi, ne kadarı tuttu ve hayatiyetini devam ettiriyor? Teşvikler verilirken yöreye uygun cinslerin dikilmesine özen gösterildi mi? Beklenen verim alınabildi mi? Açıklanan üretim verileri doğru mu?
Niçin bu ülkenin insanları dünyanın en pahalı zeytinini ve zeytinyağını tüketiyor?
Bu soruları soranları veya bu konuları irdeleyenleri niçin konuyu istismar etmekle suçluyorsunuz?
Bu soruların cevaplarını bilmek, hatta yönetenleri sorgulamak, demokratik bir ülkede biz vatandaşların hakkı değil mi?