Okuyucularımdan önemli mesajlar var

0
1972
Ali Osman Mola | [email protected]

Sağ olsunlar, okuyucularım daima yorum, uyarı ve bilgilendirmeleriyle destek veriyor, yolumu aydınlatıyorlar. Bunu da o kadar güzel bir üslupla yapıyorlar ki!..

Bugün, böyle iki güzel örnekten birincisinde Samsun OMÜ’den gelen bir mesaj vesilesiyle “kenevir” ile ilgili makalemde atladığım önemli bir konuyu, ikincisinde “gıda kooperatifçiliği” ile ilgili makaleme İzmir’deki bir “tüketici kooperatifinden” gelen ve aslında bana değil, herkese seslenen bir mesajı bilgilerinize sunacağım.

Millî ve yerli kenevir tohumu

22 Ocak 2019 tarihli makalemde¹ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kenevir ekiminin yaygınlaştırılacağı” ile ilgili sözleri üzerine “kenevir ve Türkiye’de kenevir ekimini” değerlendirmiş, bu konudaki hassasiyetimi de  “Uyuşturucu konusu çok hassas bir konu. Ne kadar alanda, ne miktarda ve hangi tür kenevir ekileceğini ben bilmem. Talebim, planlamanın iyi yapılması, çok sıkı denetlenmesi ve mümkün olduğu kadar uyuşturucu elde edilen etken maddesi en az olan ‘endüstriyel türlerin’ ekilmesidir.” şeklinde belirtmiştim.

Endüstriyel türlerin ekilmesini istiyordum fakat bu türler nereden temin edilebilirdi? Tarımda ithalatın, dolayısıyla dışa bağımlılığın her geçen gün biraz daha arttığı bir ortamda bunları da mı ithal edecektik?

Makalede bu konuda da bilgi vermem gerekiyordu fakat maalesef unutmuştum. Üstelik unuttuğumun da farkında değildim. Beni uyandıran Doç. Dr. Selim Aytaç’ın bir cümlelik mesajı oldu. Selim Hoca, mesajında şöyle diyordu:

“Kenevir ile ilgili yazınızı objektif açıdan ele almanız ve cesaretle bildiğiniz doğruları yazmanızdan ötürü sizi tebrik ederim.”

“Ne var bu mesajda, seni övmüş işte ve herkes yazabilir.” diye düşünebilirsiniz. Evet, herkes yazabilir ve içinde övgü de var fakat mesajı Selim Hoca yazmışsa hem çok önemli olur hem başka anlamlar da taşıyordur.

Peki, Doç. Dr. Selim Aytaç kim?

Samsun Ondokuzmayıs Üniversitesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi ve “kenevir” onun uzmanlık alanı. Halen “Kenevir Popülasyonlarından THC Oranı Düşük Genotiplerin Geliştirilmesi” üzerinde çalışıyor. THC, esrarın etken maddesi. Hani kenevir ile ilgili makalemde “etken maddesi en az olan endüstriyel türlerin” ekilmesi gerektiğini belirtmiştim ya, Selim Hoca, işte bu türleri geliştirmek için bilimsel çalışmalar yapıyor.

Dolayısıyla, keneviri ele aldığım makalemde bu bilgileri verip “Kenevir ekmek istiyorsanız OMÜ’ye uğrayın ve mutlaka Selim Hoca’yı bulup onunla konuşun.” demem lazımdı. Geç de olsa şimdi diyorum.

Aslında bir hemşehrim, “Kenevir ekmek istiyorum. Yardımcı olur musun?” diye aradığında henüz Cumhurbaşkanı Erdoğan, kenevir ekiminin yaygınlaştırılması ile ilgili açıklamasını yapmamıştı ve ben o hemşehrime “Selim Hoca ile konuşmasını” salık vermiştim. Bu da avuntum oldu.

Sonuç olarak, biz bu keneviri artan miktarda ekeceksek daha en başından yani tohumda dışarıya bağımlı olmamamız lazım. Selim Hoca’nın (ve varsa diğer hocaların) çalışmaları bunu sağlayacak. Lafı bu yüzden bu kadar uzattım ve yazmayı unuttuğum birkaç satır için de bu yüzden üzüldüm.

Yerli Malı Doğal Ürünler Tüketim Kooperatifi

Gıda fiyatları anormal şekilde yükselip ülke ekonomisini ve sosyal hayatı tehdit eder hâle gelince (yumurta kapıya gelince) ve yine “üretim kooperatifçiliği” gündemimizin baş köşesine oturtulunca ben de konuyu 29 Şubat 2019 tarihli makalemde² ele aldım.

Makalenin esas konusu üretim kooperatifçiliği olmakla birlikte, sonunda, hep şikâyetçi konumunda olan biz tüketicilere, biraz da sitemkâr şekilde, “Kooperatifçilik ‘üretim kooperatifçiliği’ ile sınırlı değil elbette. ‘Tüketici kooperatifleri kuralım, ürünü doğrudan üreticiden alalım.’ diyenler de var. Benim de onlara bir çift sözüm var: Kurun kardeşim! Elinizi tutan mı var?” demiştim.

Cevap, İzmir’den geldi.

Sultan Gökçe, kurdukları “tüketici kooperatifi”nden bahsediyor ve destek istiyordu. Mesajını -memnuniyetle- aynen yayımlıyorum:

“Sayın Ali Osman Mola,

Bugün kooperatifler ile ilgili yazınızı okudum. Çok haklısınız. Biz de tüketici olarak bu amaçlarla Yerli Malı Doğal Ürünler Tüketim Kooperatifini İzmir il bazlı hizmet etmek üzere 21 Aralık 2017 tarihinde Konak’ta kurduk.

Sadece üretim kooperatiflerinin ürünlerinin temin ederek ortaklarımıza ve halkımıza ulaştırıyoruz. Yazıda da bahsettiğiniz gibi bazı üretim kooperatiflerinin büyük marketlerle olan anlaşmaları gereği bazı ürünlerin fiyatlarını ‘ortaklara satışlar’ dışında indiremiyoruz.

Bu güce sahip olmamız için de o üretim kooperatiflerinin ürünlerinin büyük kısmını alacak kadar büyümemiz gerekiyor.

Burada da karşımıza ‘örgütlenme’ sorunu çıkıyor. Şimdiye kadar çevremizde kooperatifimizi anlattığımız kişilerin büyük bölümü ortağımız olmuştur. Şu an ortak sayımız 100’ü aştı. Biz sesimizi daha geniş kitlelere duyurmak istiyoruz. En çok zorlandığımız nokta da burası oluyor. Bu konuda her türlü desteklerinizi de bekliyoruz.

İkinci sıkıntımız ise, Tarım Bakanlığının, Büyükşehir Belediyesinin, Üretim Kooperatiflerine çeşitli destekleri varken maalesef Tüketim Kooperatiflerine böyle bir destek yok. Bunlar dışındaki kurumlardan destekler var ise de biz bilmiyoruz.

“Desteğe ihtiyaç var mı? Ortaklarımızla bunları aşamıyor musunuz?” derseniz… Malum bu kriz ortamında, ortaklarımız ortaklık paylarını taksit taksit ancak ödeyebiliyorlar.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen, önümüzdeki Mayıs ayında, Güzelbahçe’de açılan ilk Cumhuriyet Bakkalı’nın birinci açılış yılını kutluyor olacağız.

İkinci Cumhuriyet Bakkalı’nı, Bornova ilçemizde açmak üzere çalışmalarımız da tüm hızıyla devam ediyor.

Perakendeciliğin uzmanlık istediği konusu da kesinlikle doğrudur. Biz, istihdam edebileceğimiz konuma geldiğimizde konuyu uzmanların eline bırakacağız.

Kuruluş ilkemiz gereği çalıştırdığımız kooperatifçilik mezunu arkadaşlarımızın da sayısını artıracağız.

Elimizi tutan olmadı kurulurken,

Şimdi elimizi tutan olsun istiyoruz ki Cumhuriyet Bakkalları çoğalsın.

Yerli Malı Doğal Ürünler Tüketim Kooperatifi ailesi büyüsün.”

Sultan Hanım’ın, sadece tüketicilere değil, kooperatiflere ve yetkililere olan mesajları da çok açık ve net…

Önce herkesin mesajını adrese teslim göndermiş.

Sonra benim “Kurun kardeşim! Elinizi tutan mı var?” sözüme nazire yaparak (Ben bu nazireyi çok sevdim.), “Elimizi tutan olmadı kurulurken, şimdi elimizi tutan olsun istiyoruz ki Cumhuriyet Bakkalları çoğalsın.” demiş.

Umarım mesajları yerine ulaşır.

¹https://www.yasamicingida.com/yazarlar/ali-osman-mola/kenevir-her-derde-devadir/

²https://www.yasamicingida.com/yazarlar/ali-osman-mola/enflasyon-baglaminda-gida-kooperatifciligimiz-yanlisi-nerede-yapiyoruz/

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz