Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’nin halkımız tarafından onaylanmasının üzerinden 2 aydan fazla zaman geçti.
Bu sistemin, savunucuları tarafından bize söylenen en önemli özelliği neydi?
Hız…
Mealen deniliyordu ki:
“Eski sistemde bürokrasi (yetkili bağımsız kurullar ve üst düzey devlet memurları) hükûmetimizin yapmak istediği icraatları engelliyor. Karar alma ve uygulama süreçleri uzuyor. Bazen de icraatlar kasten engelleniyor. Dolayısıyla Türkiye yeterince hızlı ilerleyemiyor, gelişemiyor.”
Söylendiğine göre yeni sistemde artık yavaşlamalar, engellemeler olmayacaktı çünkü artık cumhurbaşkanlarına tek başlarına karar alma yetkisi verilmişti. Uygulama makamı olan bakanlıklar da alınan kararları hiçbir engele takılmadan uygulayabileceklerdi.
Sonuç olarak,
“Kararların ve uygulamaların, dolayısıyla Türkiye’nin gelişmesinin hızına yetişemeyecektik.”
Her ne kadar hız ile doğru karar alma ve hızlı gelişme arasında kesin bir bağ yoksa da (Çünkü tersi de olabilir.) madem yönetenlerimiz böyle iddia ediyordu, o halde bize de alınan kararları duyurmak ve elde edilen başarıları memnuniyetle alkışlamak düşüyordu.
Aradan geçen 2 aydan fazla zamana rağmen maalesef gıda, tarım ve hayvancılık ile ilgili ne bir karar duyurmak ne de bir başarıyı alkışlamak nasip oldu.
Hiç mi bir şey yapılmadı?
Yeni sistemin ilk mevzuatı (1 nolu Kararname) “Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” adıyla yayımlandı.
Kararnamenin “Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları” başlıklı 4. bölümünde ise “kurulların adları, yapıları, görev ve yetkileri” yer alıyordu. Kurullar önemliydi çünkü bundan böyle Türkiye burada üretilen politikalarla yönetilecekti.
Buraya kadar yapılanlar yeni sistemin işleyişi ile ilgili kararlar ve bunlar olmadan devlet yönetilemez. Dolayısıyla devletin nasıl yönetileceği ile ilgili teknik ayrıntılardan ibaret.
Benim beklentim ise kurulların bir an önce kurulması ve çalışmaya başlamasıydı.
Gelin görün ki -bilinçli olarak tekrar ediyorum- seçimin üzerinden 2 aydan fazla zaman geçmesine rağmen bırakın kurulların politika oluşturmasını birçok kurula atama bile yapılmış değil.
Dolayısıyla soruyorum:
Hani yeni sistem hızlı olacaktı?
Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamalara rağmen ekmek fiyatları üzerindeki çalkantı devam ediyor. Gramaj düşürme oyunlarının önüne geçilemiyor.
Süt ve süt ürünleri ile etin perakende fiyatlarına yetişmek mümkün değil.
Hayvan hastalıkları kurban pazarlarına kadar indi.
Sebze ve meyve fiyatları altınla yarışıyor.
Bugün orta boy 30’luk yumurtayı ucuzluk marketlerinden birinden 18 TL’den aldım. Demek ki bunun bir de “küçük boy”u var. Normal bir insan orta boy yumurtanın ancak 4’ünü birden yerse vücudu için gerekli gıdayı alır diye tahmin ediyorum. Orta boy ve küçük boy yumurtaların boyutlarını tahmin edebilesiniz diye böyle yazıyorum.
Bu vesileyle Canan Karatay Hanımefendi’den de özür diliyorum:
“Günde 10 yumurta yiyebilirsiniz.” dedi diye eleştiriyordum. Meğer bu günleri gördüğü için böyle söylüyormuş.
(Bunların tamamı yeterli ve dengeli beslenmek için gerekli, insan sağlığı için tüketilmesi elzem gıda maddeleri.)
Bakanlıklar bütün bunlara müdahale edebiliyor mu?
Edemiyor veya etmiyor.
Niçin?
Doğru veya yanlış, demek ki herkes kurulların fiilen oluşturulmasını ve gerekli kararları almasını bekliyor.
Kurullara atamalar yapılacak; atananlar toplanacak, paydaşlarla görüşecek; yeni politikalar oluşturulacak, Cumhurbaşkanı’na sunulacak, Cumhurbaşkanı karar verecek vs.
Bütün bunlar ne kadar sürede yapılacak?
Belli değil.
Hasılı…
Tedbirlerin hızına yetişemeyeceğimi beklerken sorunların hızına yetişemez oldum.
Dikkat!
Hızlı sistem, hantal sistem olma yolunda…