Makaleyi yarılamıştım ki bir değerli dostun, Prof. Dr. Yaşar Kemal Erdem’in vefat haberini aldım. Çok üzgünüm. Allah rahmet eylesin.
Sanıyorum 55 yaşındaydı. Ortalama insan ömrü için orta yaş, bir bilim insanı için birikimlerinin zirve yaşı. Ülkemiz için önemli bir kayıp.
Uzun yıllardır, Hacettepe Ü. Gıda Mühendisliği Bölümü Gıda Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olarak önemli araştırmalara imza atmıştı. Tanıştığımız 2010 yılından beri, bir süt ve süt ürünleri sektörü profesyoneli olarak, kendisinden çok şey öğrendim. Bilim namusuna sahip gerçek bir bilim adamıydı.
Öğrencileri, vefat haberinin hemen ardından şunları yazmışlar:
“Kendisi ‘iyi adamdı’ lafını sonuna kadar hak eden ender insanlardandır.”
“Bölümün en aklı, kalbi açık kişiliklerinden biridir.”
“Verdiği dersten kalmıştım. Bir insan yıllar önce aldığı ve kaldığı dersi veren hocasının ölümüne ne kadar üzülebilir ki? Çok üzülebiliyormuş. Haberi öğrendiğimde yutkunamadım.”
********************************************************************
Toplanan süt miktarı düşerken süt ürünleri üretimi artar mı?
2017 yılının ilk dört ayına ait TÜİK verilerini inceledikten sonra, “Süt sektörü küçülüyor mu?” diye sormuş ve muhtemel sebepleri ile sonuçlarını çeşitli açılardan değerlendirmiştim.
Olan şuydu:
2017’nin ilk dört ayında, dondurma ve sütlü tatlı üretenler hariç, ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, her ay, 2016’nın aynı ayına göre düşmüştü.
Durum ikinci dört ayda da değişmedi ancak bu defa, toplanan süt miktarı ile bu miktardan üretilen süt ürünleri miktarlarında tutarsızlık vardı. Özellikle Mayıs, Temmuz ve Ağustos ayı üretimlerinde.
Verilere göre,
2017’nin Mayıs ayında, 2016’nın Mayıs ayına göre % 3,4 daha az,
2017’nin Haziran ayında, 2016’nın Haziran ayına göre % 7,3 daha az,
2017’nin Temmuz ayında, 2016’nın Temmuz ayına göre % 3,8 daha az,
2017’nin Ağustos ayında, 2016’nın Ağustos ayına göre % 0,2 daha az inek sütü toplanmış.
Tutarsızlığı, Ağustos ayı üzerinden anlatayım. TÜİK’in “Süt ve Süt Ürünleri Üretimi, Ağustos 2017” bülteninde denilmiş ki:
“Ticari süt işletmelerince Ağustos ayında 754 bin 635 ton inek sütü toplandı. Toplanan inek sütü miktarı, bir önceki yılın aynı ayına göre % 0,2 azaldı.”
“Azaldı.” tespitini aklımızda tutarak bir de toplanan sütten üretilen süt ürünlerinin miktarlarına bakalım:
“Ağustos ayında ticari süt işletmeleri tarafından içme sütü üretimi 112 bin 742 ton olarak gerçekleşti ve bir önceki yılın aynı ayına göre % 9,1 artış gösterdi.
İnek peyniri üretimi 56 bin 954 ton ile % 4,5 arttı.
Koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilen peynir çeşitleri ise 2 bin 508 ton ile % 52,8 arttı.
Yoğurt üretimi 116 bin 453 ton ile % 0,9 arttı.
Ayran üretimi ise 70 bin 647 ton ile % 7,8 artış gösterdi.”
Bülten’e göre toplanan süt miktarı düşmüş ama süt ürünleri üretimi artmış.
Mümkün mü?
Tek ihtimal, çeşitli peynir türlerinin farklı miktarda sütten üretiliyor olması ve Mayıs, Temmuz, Ağustos aylarında daha az süt kullanılan peynir türlerinden bolca üretilmiş olması ihtimali ki sektörün içinden gelen biri olarak, örneklendirdiğim tutarsızlıkların bu şekilde de izah edilemeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Beni rahatsız eden, durumun, bir ay için sehven yapılan geçici bir hatanın ötesine geçmesi, tutarsızlığın, son dört ayın üçünde tekrar etmiş olması.
TÜİK, verileri nasıl topluyor ve işliyor?
“Çalışma kapsamındaki her işletmeye TÜİK tarafından bir kullanıcı adı ve şifre tahsis ediliyor. İşletmeler, kendilerine verilen bu şifreler ile TÜİK tarafında oluşturulan veri giriş sistemine her ay web üzerinden elektronik ortamda bilgileri giriyorlar.”
“Bu bilgiler önce TÜİK bölge müdürlükleri tarafından inceleniyor. Yapılan kontrol ve tutarlılık analizlerinden sonra veriler veri madenciliği sürecine giriyor. Bölge müdürlükleri tarafından veri madenciliği sürecinde kapsamlı olarak makro ve mikro düzeyde analizi yapılmış ve son halini almış veriler merkeze gönderiliyor. Merkezde, Tarımsal Üretim İstatistikleri Grubu tarafından tekrar kontrol edilen veriler yapılan analiz ve incelemelerden sonra yayına hazır hale geliyor.”
Bu bilgilendirmenin iki önemli noktasına dikkatinizi çekmek istiyorum:
- Verilerin işletmeler tarafından gönderiliyor olması.
- Verilerin kasti veya sehven yanlış gönderilmesi sonucunda yanlış sonuçlar elde etmemek için TÜİK tarafından kontrol ve tutarlılık analizleri yapılıyor olması.
Niçin bu kadar hassasiyet gösteriyorum?
Çünkü hiçbir işletme ve hiçbir ülke, elinde doğru veriler olmadan geleceğine yön veremez. Doğru veri olmamasından daha kötü olan ise yanlış veri ile hareket etmektir.
Hata kimde ve neredeyse bunun tespiti ve düzeltilmesi TÜİK’in sorumluluğundadır.