Geçen 16 yıl içinde Türkiye’nin tarım ve hayvancılığının geleceğine umutla bakmama sebep olan projelerden biri 15 Ekim 2016’da açıklanan Milli Tarım Projesi, diğeri bu Proje’nin bir parçası olan ve 20 Ocak 2017’de açıklanan Damızlık Hayvanlara Embriyo Transferi Projesi oldu.
Gerçi 13-14 yıl boyunca “millî tarım ve hayvancılık projeleri uygulandığı” söylendikten sonra yeni bir Millî Tarım Projesi açıklanması konuya şüpheyle yaklaşmama da sebep olmuştu fakat yine de umudumu kaybetmemiştim. Bu yüzden Proje’nin içeriği ile ilgili birçok destekleyici yazı kaleme aldım.
Bugün ise artık umudumu kaybetme noktasındayım. Böyle düşünmemin çok sayıda somut örneği var fakat hiçbiri iki hafta önce Damızlık Hayvanlara Embriyo Transferi Projesi’nin durdurulduğu haberi kadar etkili olmamıştı.
Embriyo Transferi Projesi
Damızlık Hayvanlara Embriyo Transferi Projesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik tarafından açıklanmıştı. Adı geçmişken Faruk Bey’le ilgili bir düşüncemi de paylaşayım: Kendisini, tarım ve hayvancılığımız için bir şans olarak görmüştüm. Sebebini açıkla, deseniz tam olarak açıklayamam. Samimi ve kararlı olduğunu düşündürmüştü. Bakanlıkta çok daha uzun süre kalabilseydi keşke!
Bakan Çelik’in açıklamasının içinde önemli bilgilendirmeler de vardı:
“Embriyo transferi, dünyada çok yaygın bir şekilde uygulanmasına rağmen Türkiye’de ağırlıklı olarak üniversitelerde araştırma çerçevesinde kaldı. Transfer uygulamasına bugün itibarıyla başlanacak. Böylelikle istenilen cinsiyette ve ırkta buzağı elde etmek mümkün olabilecek. Embriyo transferi, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından ilk defa gerçekleştirilecek.”
“Halen TİGEM’in faal 17 işletmesinin 12’sinde büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılıyor. Buralarda simental, siyah alaca, esmer, jersey ve limuzin ırklarından oluşan toplam 32 bin baş hayvan varlığıyla damızlık yetiştiriliyor. Damızlık yetiştiriciliğinde emriyo transferiyle yeni bir dönem başlatıyoruz. TİGEM’in 6 işletmesinde çeşitli ırklardan 15 bin baş, taşıyıcı anne adayı kombine veya etçi ırklardan elde edilen embriyoların nakliyle gebe bırakılacak. Bunlardan kombine simental ırkı damızlık elde ederek hayvan varlığımızı artıracağız.”
“TİGEM, bu projeyle taze ve dondurulmuş embriyo üretim merkezi haline gelecek. TİGEM, ilerleyen dönemlerde hayvan üreticilerimize ıslah amaçlı hizmet de sağlayacak.”
İşte proje de, millî proje de böyle olur. Maalesef hayvan ve et ithal edip dağıtmaya veya satmaya da “proje (!)” diyen bakanlarımız oldu.
Sonrasında, olması gerektiği gibi, üniversitelerle iş birliği yapıldı ve çalışmalar başlatıldı.
Embriyo transferi niçin önemli?
Embriyo transferi, hayvan ıslahında, et ve süt verimi yüksek hayvanların sayılarının kısa sürede arttırılabilmesini sağlayan çok etkili bir yöntem. Diğer bir söyleyişle kısa sürede arttırılan sadece hayvan sayısı değil, yüksek et ve süt verimli hayvan sayısı.
Embriyo transferiyle yüksek verimli dişi sığırdan alınan çok sayıda yumurtanın döllenmesiyle elde edilen embriyolar, taze ya da dondurulmuş olarak çok sayıda taşıyıcı anne adayı dişi sığıra naklediliyor. Böylece çok sayıda daha az verimli hayvandan çok sayıda yüksek verimli yavru elde etmek mümkün oluyor.
Embriyo transferi, güvenilir bir yöntem. Embriyolar hastalık taşımaz.
Embriyo transferi ile yavrunun erkek veya dişi olmasını tayin etmek de mümkündür.
Kendi embriyolarını üretip hayvan ıslahını gerçekleştiren ülkelerde artık hayvancığın geleceği önemli ölçüde garanti altındadır, artık dünyanın öbür ucundan yüz binlerce damızlık hayvan ithal etmek zorunda değillerdir, artık embriyo ithal etmek zorunda da değillerdir; bağımlılıkları sona erer.
Proje niçin durduruldu?
Sebep “yüksek maliyetine rağmen” istenen sonucun alınamaması mı?
Böyle projeler uzun soluklu projelerdir ve elbette maliyetleri yüksek olabilir fakat bu durum geçicidir. Çalışmalardan sonuç alınmaya başlandığı andan itibaren, sonuçlar çalışmaları rahatlıkla finanse eder.
Ayrıca proje’nin maliyeti ile ilgili bir bilgi de verilmemiştir. Yetkililer, “yüksek maliyet”ten kasıtlarının ne olduğunu açıklamalıdır.
Kaldı ki uluslararası fiyatları bir hayli pahalı olan embriyolar, ihraç da edilebilir.
“Maliyet” gerekçesinin, ekonomik krizle ve dolayısıyla devletin tasarruf tedbirleri ile bağlantılı olmamasını umuyorum. Böyle bir gerekçe tam anlamıyla rezalet olurdu.
İstenen sonucun alınamamasının sebebi uygulamayı yapan üniversitelerin çalışmalarının ve bilimsel alt yapılarının yetersiz olması mı?
Sebep buysa bunun da açıklanması gerekir çünkü iptal, Proje’yi yürüten ekipler ve özellikle bilim insanlarını zan altında bırakmıştır. Bu anlamda, zan altındaki bilim insanlarından da süreç ve gelinen nokta ile ilgili açıklama bekliyorum.
Proje’yi yürütenlerin çalışmaları yetersiz olsa bile ülkede bu çalışmaları yürütecek başka üniversiteler yok mudur? Var ise niçin onlarla iş birliği yapılarak Proje sürdürülmemiştir? Yok, ise açıklanmalıdır ki gerçeklerle yüzleşebilelim.
Sebep, TİGEM işletmelerindeki hayvanların sağlıklarında problem olması mı?
Böyle duyumlar da alıyoruz. Embriyo transferinin uygulanacağı işletmelerin hastalıklardan ari olmaları gerekir. Aslında devlet çiftliklerinin hastalıktan ari olmaması zaten kabul edilebilir bir şey değil.
Proje niçin iptal edilmemeliydi?
Yukarıda embriyo transferinin belli başlı faydalarını saydım. Bunlar, Proje’nin iptal edilmemesi için yeterli sebepler ancak iptali bir yönüyle daha eleştireceğim:
Bu tür projeler, sürekli projelerdir. Başlatıp belli bir noktada durdurur veya ara verirseniz, tekrar baştan başlamanız gerekir. Dolayısıyla iptal kararı ile yapılan bütün harcamalar -hatta bilgiler- çöpe atılmıştır.
Proje’nin iptali, önümüzdeki yıllarda da yüz binlerce damızlık ve kesimlik sığır ile et ithal edeceğimiz ve milyarlarca dolar ödemek zorunda kalacağımız anlamına da geliyor.
Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı ve Feyzsüt’ün sahibi Sencer Solakoğlu’nun konu ile ilgili çarpıcı sözleriyle bitiriyorum:
“TİGEM, embriyo transferi ile verimi arttırmaya çalıştı. Genetik hazinemiz büyüsün diye. Şu anda suni tohumlama yapılamaz duruma geldi. Niçin yapılamıyor? Bundan önce 30 dolar olan sperm, daha önce 30 dolar 100 liraydı, şimdi 200 lira. Bir kerede gebe bırakamıyorsunuz. Benim ortalamam 2,2 gibi. İşin kötü tarafı, genetiğini getirdiğimiz inekler (maliyet artışı sebebiyle) kesime gidiyor, yani bu kadar uğraşıp didinip genetiğini yukarı taşıdığımız ineklerimiz kesime gidiyor. Muazzam bir kayıp. Öbür taraftan da bunu telafi etmek için yurt dışından gebe ithal hayvan getirdiğimiz zaman maliyeti 20-25 bin liraya çıkacak. O zaman millî ve yerlilik ortadan kalkmış oluyor yine. Tam yakalamıştık, embriyo transferini konuşurken şimdi yine taş devrine geri döndük.”