Geçen hafta da yazdığım gibi, tarım ve hayvancılık konusundaki fikir ve uygulamalara yetişemez olduk.
Makalenin daha ikinci cümlesinde şöyle demiştim:
“Bu kadar çok projenin hepsini birden uygulamak, en azından doğru dürüst uygulamak hem maddi hem de idari bakımdan mümkün görünmese de önümüzdeki aylarda yapılacak proje açıklamaları beni şaşırtmayacak.”
“Projeye doyduk, nasıl olsa birkaç aydan önce yeni bir proje açıklanmaz.” diye düşünerek şaşırmayacağımı söylemiştim ama yetkili sorumlularımız beni yine şaşırtmayı başardılar.
Yeni proje, “Örnek Köy Projesi”nin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden, Bakan Fakıbaba tarafından, “Müthiş bir sosyal ve sürü artırma projesi.” övünmesiyle açıklandı. Zaten “müthiş” olmayan projeleri yok! Projelerin tek hatası, amaçlanan hedeflere ulaşılamaması!
Projenin adı, “Köyden Şehre Gitme. Hem Maaşını Al Hem Kendi İşinin Patronu Ol Projesi”. Bana göre “300 Koyun Projesi” daha münasip olurdu.
Evdeki hesap
Önce Bakan Fakıbaba’nın Proje ile ilgili kısa açıklamasını hatırlatayım:
Köyden şehre gidişi önlemek, köye geri dönüş sağlamak, hayvan sayısını ve istihdamı arttırmak amaçlanıyor.
Her aileye 300 damızlık koyun verilecek.
300 damızlık koyunu alana ayrıca asgari ücretten maaş ödenecek ve sigortası yapılacak.
Yem, ilaç, veteriner eksikleri devlet tarafından tamamlanacak.
Bunlar, açıklamanın amaçlar ve vatandaşa verilecekler kısmından.
300 damızlık koyun karşılıksız mı verilecek? Hayır.
“Sadece köyde(ki) arazi tapusunu ipotek olarak alacağız.” diyor Fakıbaba. Yani koyunların bir bedeli var ve bu bedel, en fazla 1,5 yıl sonra geri ödenmeye başlayacak. Şöyle bir geri ödeme zamanı ve yöntemi belirlenmiş:
“300 koyun, 300 yavru verir. Geri ödeme, doğacak 300 yavru ile başlayacak.”
Yem, ilaç veteriner desteği ise “Eksiği varsa.” şartına bağlanmış. Ne anlama geldiğini anlayamadım. “Eksik nasıl tespit edilecek?” belli değil. Bu tür uygulamalarda limitler konulması ve limitler kadar destek verilmesi gerekir. “Eksik”, soyut bir kavram.
Asgari ücretten maaş, koyunları almaya hak kazanana verilecek. Ne kadar süre ile verilecek? Sanırım, geri ödemeler başlayınca kadar.
Bakan Fakıbaba, bombayı, konuşmasının sonunda patlatmış:
“300 koyun, bir sene sonra 300 yavru verir (Normalde bir koyun 1.4 yavru veriyor. Biz bunu 1 olarak kabul edelim.). Bu yavruların tamamı da işletmemizin sahibine ait olacak. Geri ödeme 300 tane doğacak yavru ile başlayacak. Bu yavrular bir kaç ay sonra her biri 700-800 liraya satılabilir. Bir senede 210 bin lira eder. Müthiş bir para.”
Malumunuz, Bakan Fakıbaba -fazlasıyla- güleç bir insan. Yüzünün, özellikle “Müthiş bir para.” derkenki hâli gözlerimin önüne geldi. Aynı anda aklıma -cennetmekân- Nasrettin Hoca’nın meşhur “Çalı “meseli takıldı.
(Böyle durumlarda bizim insanımız, “Dua istedi.” der. Hocamıza duanızı eksik etmeyin lütfen.)
Gördün peşin parayı, gülersin tabii
Günlerden bir gün Hoca paraya sıkışmış. Bir tanıdığından borç almış. Borç veren sabırsız. Yerli yersiz alacağını istemeye başlamış. Hoca ödeyecek borcunu ama yoksulluğun gözü kör olsun. Alacaklı, bir gün yine kapısına vurmuş, alacağını istemiş. Hoca mahcup ama canını da tak etmiş. “Ödeyeceğim, merak etme.” demiş.
Adam ısrarlı:
– Ne zaman?
Hoca, evin önünden geçen yolu işaret etmiş:
– Şu yolu görüyor musun? Yolun kenarlarına çalı ektim. Köyün koyunları sabah akşam buradan geçer. Çalılar büyüyünce koyunların yünleri çalılara takılacak. Ben onları toplayacağım. Hanım eğirip iplik yapacak. İpliği satacağım ve borcumu ödeyeceğim.
Borcu veren kahkahalarla gülmeye başlamış.
Hoca fırsatı kaçırır mı:
– Gördün peşin parayı, gülersin tabii, demiş.
“300 koyun, seneye 600 koyun olacak”ın reel hesabı
Soru şu:
Sayın Bakan’ın “300 koyundan, bir yıl sonra 300 yavru alma hesabı” doğru mu (tutar mı)?
Hesap işini müsaadenizle sizlere bırakacağım.
İki soru daha sorup, altına eklediğim tablodan yola çıkarak, boşluğu doldurmanızı rica edeceğim.
300 koyun, bir yıl sonra 300 yavru veriyorsa ………. koyun bir yıl sonra kaç yavru verir?
Bu hesabın sonucuna göre, aşağıdaki yıllarda toplam koyun sayımız kaç olmalıydı?