Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre; her yıl yaklaşık 9.6 milyon insan, kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise her gün 450 kişi, yılda ise 164 bin kişi kanser tanısı alıyor.
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Akciğer Kanseri Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ufuk Yılmaz, 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, önemli veriler paylaşırken bu hastalıkla mücadelede bilinçlenmenin önemine dikkat çekti. Ülkemizde her gün 450 kişinin, yılda ise 164 bin kişinin kanser tanısı aldığı bilgisini paylaşan Yılmaz, bu hastalığın dünyada ve Türkiye’de sebebi bilinen ölümler arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan bir toplum sağlığı sorunu olduğunu vurguladı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre; her yıl yaklaşık 9.6 milyon insanın, kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Yılmaz, “Bir başka ifade ile her 6 ölümden birinin sebebi maalesef kanser” dedi. Erkeklerde en sık akciğer, prostat, kolorektal, mesane, kadınlarda ise; meme, tiroid, kolorektal, rahim ağzı ve akciğer kanserleri görüldüğünü dile getiren Yılmaz, uzmanlık alanı olan akciğer kanserine ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’de daha önceki yıllardan gelen hastalarla birlikte yılda 60 bin akciğer kanseri hastası tedavi görüyor. Her yıl 24 bin yeni akciğer kanserli erkek hasta ile 7 bin yeni kadın hasta diğer akciğer kanserli hastaların arasına katılıyor. Ülkemizdeki akciğer kanserli hasta sayısının hala yüksek olması sorunun toplumsal boyutunun önemini gösteriyor.”
Erken tanı ve teşhis hayat kurtarıyor
Akciğer kanserinin sebebi bilinen ve bu nedenle önlenebilecek bir kanser türü olduğunun altını çizen Ufuk Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Erken evrede tanı alan akciğer kanseri hastalarında sağ kalım oranları yüzde 70’lerin üzerinde gerçekleşiyor. Akciğer kanserinin en önemli belirtileri; geçmeyen öksürük, öksürükle kan tükürülmesi, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı. Bu sebeple erken tanı için belirtiler konusunda bireylerin duyarlı olması, bazı belirtilerin ortaya çıkması durumunda doktora başvurulması önemli. Ancak akciğer kanserine sebep olan tütün ve diğer kanserojen maddelerden uzak durulması çok daha önemli.”
Sigara, tütün, nargile, puro, pipo gibi tütün ürünlerinin uzun süre ya da günlük yoğun tüketiminin ciddi bir risk taşıdığına değinen Yılmaz, “Sigara kullanan her kişinin akciğer kanseri olmaması bizleri yanıltmamalı. Ne yazık ki, sigara içenler arasında kimlerin ileride akciğer kanseri olacağını işaret eden bir belirteç yok” diye konuştu.
Bir küçük destek mesajı bile önemli
Kansere karşı bilinçli olmanın önemini vurgulayan Yılmaz, bir öğretmenin öğrencilerini kanser için risk faktörleri konusunda uyarmasının, bir annenin çocuklarını sağlıklı besleme çabasının, idari yönetimlerin toplum sağlığı için gerekli önlemleri almasının, fiziksel aktivite alanları oluşturmasının da topyekün kanser ile mücadelenin bir parçası olduğunu belirtti. Kanserle mücadele için hep birlikte harekete geçmenin önemini vurgulayan Yılmaz şu önerilerde de bulundu: “Kansere karşı hep birlikte hareket geçelim, harekete geçirelim. Alkol tüketimi, kötü ve yetersiz beslenme, fiziksel aktivite eksikliği, obezite, asbest ve iç ortam hava kirliliği, kronik enfeksiyonlara karşı duruşumuzu, motivasyonumuzu arttıralım. Kanser nedeniyle tedavi alan hasta ve yakınlarına destek çıkalım, onların yanında olduğumuzu hissetmelerini sağlayalım. Bir küçük destek mesajı, hasta ve yakınlarının bu süreçle baş etmesini kolaylaştırmak adına oldukça önemli. Böylece hastanın tedaviye uyumunu arttırabilir, bu süreçle baş edebileceği umudunu canlı tutabiliriz.”