Tüketicilerin kimi kendilerine hitap eden, kimi sağlıklı, kimiyse uygun fiyatlı gıdalar istiyor. Tüketiciler arasındaki bu farklılıklar yeni trendler için ne tarafa bakmaları gerektiğinin bilincinde olan gıda firmaları açısından büyük bir fırsat sunuyor.
Yeni ürün geliştirenler için günümüz gıda ve beslenme trendlerine girişte atılacak ilk adım tüketici tabanını anlamak ve tüketicilerin sağlık skalasının neresinde yer aldığını belirleyebilmek. Hartman Group global danışmanlık firması kıdemli başkan yardımcısı Shelley Balanko nutraingredients internet sitesine yaptığı açıklamada, bu skalanın; yaş, cinsiyet, etnik köken ve din gibi demografik faktörlerin üzerine kurulu olmadığını dolayısıyla her ülke ve bölgede uygulanabileceğini belirtiyor.
Tüketiciler sağlık skalasında üç gruba ayrılıyor. ‘Çekirdek’ olarak adlandırılan en küçük grubu nüfusun %13’ü oluşturuyor. Balanko, “guruların ve evangelistlerin” oluşturduğu bu grubun sağlık ve beslenme konularıyla aktif olarak ilgilenen ve aynı zamanda gelecek trendleri belirleyen kişilerden oluştuğunu belirtiyor.
Tüketicilerin yaklaşık dörtte biri ‘perispiri- merkez dışı’ alanda yer alıyor ve bu kişiler sağlıkları konusunda ya da sağlık hedefleriyle çok da ilgili değiller. Tüketicilerin geri kalanı ise en büyük grup olan ‘orta seviyeyi’ oluşturuyor.
Balanko; “Orta seviyedeki tüketiciler sağlık konusunda daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorlar, şirketlerin internet sitelerini ziyaret ederek yeni çözümler artıyorlar ve aynı zamanda modern hayatın getirdiği zorluklarla da mücadele içerisindeler. Bu tüketici grubu tüketicilerin çok büyük bir bölümünü oluşturuyor ve bu nedenle gıda ve içecek üreticileri için çok büyük bir öneme sahipler.” açıklamasında bulunuyor.
“‘Çekirdekte neler olduğunu anlamak ve buradan ilham almak önemli. Bu aynı zamanda zaman açısından da önemli bir konu çünkü bir ürün fikrinin oluşmasından bu ürünün raflarda yerini almasına kadar geçen süre 3 ya da 5 yılı bulabiliyor. Bu nedenle fikir oluşturmak için çekirdeğe bakarsanız bu size trendin ana akım olduğu dönemde, yani tam vaktinde ürününüzü piyasaya sürebilme şansı verir. Böylelikle trendi ‘takip eden’ ikinci ya da üçüncü şirket pozisyonuna düşmezsiniz.”
Biodinamik: Yeni organik
Peki yeni trendler neler? Baharat ve bitkiler gibi kendi içinde işlevselliği olan bileşenler bir ürünün sağlık statüsünü yukarı taşıyabilir. Bu bileşenler ayrıca ürünlere eklenen vitaminlerden de daha sağlıklı kabul ediliyor. Yeşil çay, soğuk preslenmiş meyve suları ve toz halinde satışa sunulan mantarlar bu ürünlerin bir kaçı.
Trendleri takip etmek için bir diğer yol ise organik sertifikası değil biyodinamik sertifikası almak. Balanko bu konuyla ilgili; “Bu alanda Avrupalı tüketicilerin Amerikan tüketicilerden önde olduğunu görüyoruz. Bu birden bire ortaya çıkan akımla kalite ve özgünlüğün organiğin ötesine geçebileceğinin bir sinyali olduğunu görmeye başladık, ki bu durum ambalajlı gıdalar için de geçerli.” yorumunda bulunuyor.
Demeter logosu gıda ürünlerinin tamamıyla biyodinamik gereksinimlere uygun bir şekilde üretildiğini gösteriyor ve bu logonun kullanımı günden güne atıyor