Pandemi sürecinde sağlık okuryazarlığının ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü söyleyen Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, “Bu konuda farkındalık sağlanmazsa bilimsel bilgiden uzak haberleri okuyan insanları gelecekte ciddi sağlık sorunları bekler.” dedi.
Sabri Ülker Vakfı tarafından düzenlenen “Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansı”, Türkiye’den ve dünyadan alanında uzman isimlerin katılımıyla 11 Şubat tarihinde dijital platform üzerinden gerçekleştirildi.
Pandemi döneminde kritik önem taşıyan bilgi edinme, edinilen bilgiyi özümseme ve bu bilginin bilimselliğini ayırt edebilme noktasında nasıl ilerleme kaydedilebileceğinin ele alındığı konferansta, çocukların eğitim hayatlarının pandemiden nasıl etkilendiği, ebeveynlerin neler yapmaları gerektiği ve bu süreçte bilimsel bilginin iletişiminin nasıl yapılması gerektiği konuları da tartışıldı.
Konferansın açılış konuşmasını Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Müdürü Doç. Dr. Cem Gençoğlu gerçekleştirdi. Gençoğlu konuşmasında; öğrencilerin, öğretmenlerin ve tüm okul personelinin sağlıklı okul yaşamları ve uygulamaların tamamının toplumun büyük bir kısmının ruhsal, bedensel ve sosyal açıdan tam bir iyilik halinde olmalarını sağlayacağını belirtti. Gençoğlu ayrıca, pandemi dönemi boyunca müfredatlar ile bağlantılı, kapsamlı ve çocukların hayatında önemli farklar yaratacak stratejiler, etkinlikler, koordineli programlar ve ders dışı etkinliklerin önemine değinerek, bunun yanı sıra aileleri de içeren geniş perspektifli bir bakış açısı geliştirmenin toplum sağlığına katkısının ve öneminin daha da iyi anlaşıldığını söyledi. “Bu dönem bu tür krizlerde ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamak için kalıcı sistemlerin geliştirilmesine gerek olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır” diyen Gençoğlu, Bakanlık olarak sosyal sorumluluk duygusu ile başlatılan tüm girişimleri desteklediklerini belirtti.
“Toplum sağlık okuryazarlığı konusunda bilinçlendirilmeli”
Konferans kapsamında gerçekleştirilen Sağlık Okuryazarlığı panelinin moderatörlüğünü üstlenen Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal pandemi döneminde daha da önem kazanan sağlık okuryazarlığını, uzman isimlerle birlikte ele aldı.
Panelin konukları Prof. Dr. Mine Durusu Tanrıöver ve Doç. Dr. Pınar Yıldız, toplumun sağlık konusunda refah seviyesini artırmada sağlık okuryazarlığının değer katan etkilerini masaya yatırdılar.
Panelde, aşılama sürecinin salgınla mücadeledeki etkisine de değinildi. Aşılamayla birlikte özellikle risk grubunda yer alan sağlık çalışanları ve 65 yaş üzeri grupların sağlığının güvence altına alınmasının oldukça sevindirici olduğunu dile getiren Ünal : “Uzun süredir beklediğimiz aşının gelişiyle birlikte salgının hayati riske yol açan güçlü etkisine sert bir müdahale gerçekleştirildi. Aşıların güvenilirliği ve metobolizma üzerindeki etkileriyle ilgili farklı görüş ve yorumlarla karşılaştığımız süreçte aşılarla ilgili bilgilere doğru kaynaklardan ulaşma konusunda sağlık okuryazarlığının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Ancak bir diğer sorun da toplumun sağlık okuryazarlığı konusunda bilinçlendirilmesi, bu konuda farkındalık sağlanmazsa bilimsel bilgiden uzak haberleri okuyan insanları gelecekte ciddi sağlık sorunları bekler ” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümünden Prof. Dr. Hünkar Korkmaz, pandemi ile birlikte sağlıklı ve dengeli beslenme, temizlik-hijyen ve aktif yaşam konularının uzaktan eğitim sürecinde daha da önem kazandığını belirterek bu dönemde uygulanan eğitim programlarının çocuklar için destekleyici nitelikte olduğunu belirtti.
“Eğitim ve ekonomik eşitsizlikler bir arada ele alınmalı”
Tüm dünyada, öğrencilerin sosyo-ekonomik durumunun, pandemiden nasıl etkilendikleri konusunda temel belirleyici olduğunu vurgulayan Arizona Üniversitesi Eğitim Teknolojisi Uygulamalı Bilgi İşlem Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül C. Czerkawski ise, “Pandemi sonrasında, eğitim ve ekonomik eşitsizlikler bir arada ele alınarak, makro düzeyde mutlaka çözümlenmeli” dedi. Son yıllarda yapılan araştırmaların, sosyo-ekonomik durumu veya eğitim seviyesi düşük olan ailelerin, çocuklarının sınırsız bilgisayar kullanımına müsaade ettiğini; ekonomik olarak ileride olan ailelerin ise sınır koymayı önemsediğini gösterdiğini kaydeden Czerkawski, “Dijital okuryazarlığın öğretiminde amacımız, eleştirel düşünme yeteneğine odaklanmak, örneklerle öğrencilere bilgiyi değerlendirmenin yollarını göstermek olmalı” diye konuştu.
Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü Begüm Mutuş, 2011 yılından bu yana Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Müdürlüğü ile birlikte ‘Yemekte Denge Eğitim Projesi’ yürüttüklerini söyledi. Mutuş, “Çocuklara dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları edindirmek hedefiyle 2011 yılında 4 ilde başlayan projemizle şu anda, 20 ilde, 6 milyonun üzerinde öğrenci, öğretmen ve ebeveyne ulaşıyoruz. Yurt dışında beslenme dünyasının nabzının attığı kongrelerde ise ‘en iyi uygulama örneği’ olarak gösteriliyoruz, Bakanlığımızın okullarda geliştirmeyi hedeflediği her projeye destek olmaya devam edeceğiz” dedi.