Ankara Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği “Obezitede Ayrımcılık ve Damgalama” araştırmasının sonuçları açıklandı. Türkiye’de bu alanda yapılan ilk çalışma olma özelliği taşıyan araştırma; obeziteli bireylerin, gündelik yaşamda fiziksel olanakların kısıtlılığından, psikolojik baskıların yarattığı çıkmazlara kadar yaşadıkları sorunları tüm yönleriyle ortaya koyuyor.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Sezgin koordinatörlüğünde, Araş. Gör. İlkin Esen Yıldırım ve gazeteci-yazar Yeşim Sert Karaaslan tarafından gerçekleştirilen araştırma, 4 tema üzerinden yürütüldü. Araştırmada; obeziteli bireylerin, “eğitim ve iş hayatı”, “sosyal yaşam”, “sağlık hizmeti alma” ve “medyada temsil” konularında karşılaştıkları sorunlara odaklanıldı. Söz konusu çalışmada duygularını, düşüncelerini ve tecrübelerini paylaşan katılımcıların, gündelik yaşamda fiziksel olanakların kısıtlılığından, psikolojik baskıların yarattığı çıkmazlara kadar yaşadıkları sorunlar tüm yönleriyle ortaya konuldu.
Sayılar değil sözler önemli
Araştırmada obeziteli bireylerin birer sayı ve istatistik olarak tanımlandığı çalışmalardan farklı olarak, obezite sosyal boyutuyla incelendi. Obeziteli bireylerin damgalanmasının, ötekileştirilmesinin ve toplumdan dışlanmasının temel hak ve hizmetlere ulaşmaları konusunda engel oluşturduğu tespit edilen araştırma da şu bulgulara yer verildi:
“Kamusal alanda ve yakın çevrelerinde sürekli olarak eleştiriye maruz kalan bu kişiler, mevcut sorunlarını çözemedikleri gibi daha fazla içe kapanarak kendilerini toplumdan izole etmektedir. Sosyal imkanlardan yararlanmak, sağlık hizmetlerine ulaşmak, eğitim ve iş hayatına katılmak gibi pek çok alanda farklı sorunlarla mücadele etmek zorunda kalan obeziteli bireyler, seslerinin duyulmasına ihtiyaç duymaktadır.”
Obeziteli bireylerin sessiz çığlığı!
Araştırmada özetle şu sonuçlara ulaşıldı:
“Toplumda farklı olana karşı sergilenen önyargılı davranışlara, obeziteli bireylerin de maruz kaldığı görülmektedir. Obezitenin yanı sıra, obezite nedeniyle ortaya çıkan farklı sağlık sorunları ile de mücadele eden bireyler; yaşadıkları toplumsal baskı nedeniyle psikolojik olarak da etkilenmektedirler. Çözüm olarak düşünülen çalışmaların ayrımcı ve damgalayıcı söylemleri yeniden ürettiği görülmektedir.
Obeziteli bireylerin fiziksel ve psikolojik olarak iyileşmeye açık olduklarını göz ardı etmemek ve onları toplum içinde görmezden gelecek yaklaşımlarda bulunmamak gerekmektedir. Obeziteli bireyler, görünmez olmaktan da, dikkatlerin üzerlerinde olmasından da yorulmuş durumdalar. Yaşadıkları hak ihlallerinin toplum tarafından fark edilmesine ve bu durumun önlenmesine yönelik olarak, eğitim, iş, sağlık ve medya alanlarında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Her vatandaşın sahip olduğu temel haklara obeziteli bireylerin de kolaylıkla ulaşabilmesi için eşitlikçi bir politika gözetilmesi önemlidir.”
Obezite tedavisinin önündeki en büyük engel damgalama
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, araştırmaya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Obeziteli bireylerin sessiz çığlıklarına ses olmayı amaçlayan bu araştırma, Ankara Üniversitesi’nin bir ilke imza atarak yürütmüş olduğu bir çalışmadır. Obeziteyi sosyal boyutuyla ele alarak; damgalama pratikleri ve ayrımcı davranış ve söylem biçimlerini görünür kılan bu araştırma, toplumsal farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Fiziksel olanakların kısıtlılığından, psikolojik baskıların yarattığı çıkmazlardan sıkıntı duyan katılımcılar benzer sorunları yaşayanların sesi olmuştur. Bu özelliği ile de Türkiye’de bir ilk olan bu çalışmanın bundan sonraki çalışmalara ışık tutacağı ve yeni fikirler konusunda teşvik edici olacağı inancındayım.”
Araştırmanın koordinatörlüğünü yürüten Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Sezgin, Araştırma Görevlisi İlkin Esen Yıldırım ve gazeteci-yazar Yeşim Sert Karaaslan, araştırma sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
“Obeziteyi sosyal boyutuyla ele alan araştırmada, obeziteli bireylerin birer sayı ve istatistik olarak tanımlandığı araştırmalardan farklı bir noktaya odaklandık. Çünkü obeziteli bireylerin damgalanması, ötekileştirilmesi ve toplumdan dışlanması temel hak ve hizmetlere ulaşmaları konusunda engel oluşturuyor. Bu kişiler, mevcut sorunlarını çözemedikleri gibi daha fazla içe kapanarak kendilerini toplumdan izole ediyor. Pek çok alanda farklı sorunlarla mücadele etmek zorunda kalan obeziteli bireyler seslerinin duyulmasına ihtiyaç duyuyor. Biz bu çalışmadan yola çıkarak hazırladığımız kitapta hem obeziteye farklı bir açıdan bakmayı hem de obezite ile ilgili toplumsal bir farkındalık yaratmayı amaçladık.”
Araştırma Kitap Haline Getirildi: “ROLÜM AĞIR”
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Sezgin, Araştırma Görevlisi İlkin Esen Yıldırım ve gazeteci–yazar Yeşim Sert Karaaslan tarafından yapılan Obezitede Ayrımcılık ve Damgalama konulu araştırma ayrıca “Rolüm Ağır” adıyla kitap olarak yayımlandı.
Araştırmaya katılan obeziteli bireylerin deneyimlerinin konu edildiği kitap bu yönüyle de bir ilk olma özelliğini taşıyor. Obeziteli bireylerin yaşadıklarını ve hissettiklerini dile getirerek onların sesi olan kitapta, odak grup görüşmelerine katılan bireylerin görüşleri tüm yönleriyle ortaya konuyor.
Kitap, obeziteli bireylerin maruz kaldığı damgalama pratiklerine, ayrımcı davranış ve söylem biçimlerine dikkat çekiyor. Kitap ayrıca obeziteli bireylerin hayallerine-hayal kırıklıklarına, beklentilerine onların gözünden bir bakış açısı getiriyor.
Yargılama…
Araştırma obeziteli bireylerin aileleri, arkadaşları ve hatta tanımadıkları insanlar tarafından çeşitli eleştirilere maruz kaldığını ve bu durumun da onlar üzerinde ayrı bir baskı yarattığını ortaya koyuyor.
Hayatları boyunca sayısız kez “Ben senin için söylüyorum” ifadesini işittiklerini belirten katılımcılar kitapta, “Bu kez biz sizin için söylüyoruz” demek istediklerini belirtiyorlar.
Araştırmaya katılan obeziteli bireylere yönelik kitapta yer verilen bazı sosyal bariyerler de şunlar: “Size göre kıyafet yok”, “Kendine ne yaptın böyle”. Ayrıca, sandalyeye sığamadığı için kafeye gitmek istemeyen, kilo azarını yeniden duymamak için doktora gitmeyen; filmlerdeki kilolu karakterler gibi her zaman neşeli olması beklenen obeziteli bireyler, onlara verilen bu ağır rolden yorulduklarını söylüyorlar.
Kitapta, “Her gün ayrı bir konuda yeni bir ‘biz’ ve ‘onlar’ yaratılan günümüz dünyasında asıl mesele hepimizin ‘biz’ olabilmesidir” denilerek, obezitenin “bir” olunarak mücadele edilmesi gereken bir sorun olduğunun altı çiziliyor.
[mc4wp_form id=”25750″]