Bitkisel ürünleri kullanmadan önce mutlaka fitoterapi alanında yetkin olan hekime danışılması gerektiğini anlatan Dr. Abdullah Cerit, “Çözümün sadece bitkilerde olduğunun düşünülmesi ve diğer tıbbi yaklaşımların tercih edilmemesi bazen insanın canına bile mal olabilir” diyor.
Fitoterapötik uygulamalar son 60 yıldır bilim dünyasının gündeminde daha fazla yer ediniyor.
Tedavide bitkilerin gücünü kullanmaya odaklanan fitoterapinin ana tedaviye yardımcı, bilimsel bir yöntem olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Fitoterapi Kliniği İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Abdullah Cerit, “Bitkisel tedavi dendiğinde halen akla halk arasında koca karı ilacı denen bitki kürleri gelebiliyor ancak fitoterapi kanıta dayalı bilimsel veriler eşliğinde güncel klinik tıp branşlarına katkı sağlar” dedi. Dr. Cerit, “Modern tıp dünyası kanser alanında son 20 yıldır ‘Bitkilerden nasıl daha etkin yararlanarak kanseri tedavi edebiliriz?’ sorusunun cevabını aramaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
Rahat bir kış için bitkiler önemli
Üst solunum yolu enfeksiyonlarında uzman danışmanlığında fitoterapötik amaçlı kullanılabilecek pek çok bitkinin olduğunu belirten Dr. Cerit “Sonbahar-kış geçişlerinde bir kara mürver ağacının sezonluk meyvesi, mevsim boyunca bir aileyi koruyabilir” dedi. Alman papatyası, nane, ıhlamur, melisanın oldukça popüler olduğunu söyleyen Dr. Cerit “Bu bitkilerin tedavi amaçlı kullanılan kısımlarının etkinliği karabiber, limon kabuğu gibi bitkilerle daha da zenginleşiyor. Ayrıca organik bal, propolis, polen, arı sütü ve Kore ginsengi hem koruyucu hem de tedaviye yardımcı olarak kullanılabilir” açıklamasında bulundu.
İştahsızlık, sindirim ve bulantı durumlarında bitki çayları tedavileri uygulanabilir
Sindirim sisteminde toksin ya da viral kökenli bulaşıcı hastalıklarda bitki çaylarının kullanılabileceğini anlatan Dr. Abdullah Cerit, “Düzenleyici etkilerinden dolayı papatya, nane, ıhlamur, rezene ve anason gibi bitkiler başta hazımsızlık olmak üzere birçok sindirim sistemi probleminde uzmanına danışılarak güvenle kullanılabilir” şeklinde konuştu. İştahsızlık ve bulantı durumlarında kırmızı kantaron, kimyon, zencefil gibi bitkilerin tercih edilebildiğini belirten Dr. Abdullah Cerit, “İshal vakalarında böğürtlen ve yaban mersini; inatçı kabızlık durumlarında uzman kontrolünde ravent ve sinameki; kalın bağırsak iltihabı için de biberiye, kimyon ve rezene gibi bitkiler kullanılabilir” dedi.
Hafif ve orta dereceli ağrılar bitkilerle tedavi edilebilir
Ağrı konusunda kişinin kendi vücuduna iyi bir gözlem yapması gerektiğini vurgulayan Dr. Abdullah Cerit, “Devam eden, inatçı, şiddetli ağrı durumlarında en kısa sürede bir sağlık kuruluşundan destek alınmalı. Fakat hafif- orta şiddette, yeni başlamış ve tolere edilebilir ağrılara hekim kontrolünde fitoterapötik tedaviler uygulanabilir” şeklinde konuştu.
‘Nasıl olsa bitkisel’ denmemeli
Bitkisel ürünleri kullanmadan önce mutlaka fitoterapi alanında yetkin olan hekime danışılması gerektiğini anlatan Dr. Abdullah Cerit, “Çözümün sadece bitkilerde olduğunun düşünülmesi ve diğer tıbbi yaklaşımların tercih edilmemesi bazen insanın canına bile mal olabilir” dedi. Kişinin komşusundan duyduğu rastgele bir bitkinin doğru bitki olup olmadığı, hangi koşullarda temin edildiği ve saklandığı bilinmeden dışarıdan rastgele tüketilmesinin sağlık açısından ciddi problemler oluşturabildiğini vurgulayan Dr. Abdullah Cerit, “Fitoterapi bir tamamlayıcı tıp bilimidir, özellikle akut ve hayati hususlarda fitoterapötik tedaviler sadece sürece destek olur. Bu durumlarda güncel tıp kesinlikle daha üstündür. Kronik ve uzun sürede meydana gelmiş anormal sendromlar ya da durumlar nedeniyle ortaya çıkan bozukluklarda ise fitoterapi ve diğer tamamlayıcı tıp bilimlerinden etkili şekilde yararlanılabilir” dedi.