Kimi uzmanların iddiasına göre sütyen, memeyi sıktığı için hem kan ve lenf dolaşımını etkiliyor, hem memeden toksin atılımını engelleyerek meme kanseri riskini artırıyor. Peki, bu doğru mu? Dahası buna ilişkin yapılan bilimsel araştırmalar ne söylüyor?
MEMEDER Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Beyza Özçınar bunun mümkün olamayacağını, sütyenin meme kanseri yaptığına dair bir bilimsel verinin bulunmadığını söylüyor. Memenin, toksin salgılayan veya toksin atan bir organ olmadığını belirten Özçınar; “Bu yüzden memeden toksin atılmasının engellenerek kansere sebep olması da mümkün değil. Zararlı maddeler, koltuk altındaki ter bezlerinden ter salgılanarak dışarı atılır, ancak hiçbir sütyen terlemeyi engellemez. Ayrıca, memedeki kan veya lenf dolaşımının azalmasının meme kanserini artırdığına dair de bilimsel bir veri yok.’’ diyor.
Peki, sütyen kullanmanın sağlığa bir zararı var mı?
Doç. Dr. Beyza Özçınar, sütyenin memenin daha güzel ve dik görünmesini sağlayan, bu sebeplerden dolayı kadınların kozmetik olarak tercih ettiği bir iç giyim olduğunu hatırlatıyor ve ekliyor: ‘‘Sütyen memenin hareketinin azalmasına sebep olur ve direkt travmaya maruz kaldığında memenin zarar görmesini azaltır, ayrıca meme ağrılarının da azalmasında etkilidir. Sutyen kullanımının sütyenin yapıldığı malzemeye veya yıkandığı temizlik malzemesine karşı oluşabilecek alerjik reaksiyonlar veya ciltteki bazı egzama tarzı döküntüler ve kaşıntılar dışında herhangi bir zararı bulunmamakta. Ancak, 24 saat sütyen kullanmanın da kabul edilmiş bir faydası yok. Kullanılan sütyenin malzemesi, büyüklüğü, sıkılığı, gün içerisinde ne kadar süre takıldığında meme kanseri riskini artırdığına dair de bilinen bilimsel yöntemler kullanılarak yapılmış ve sonuçlandırılmış bir çalışma yok.’’
Sütyen ne çok sıkı, ne çok gevşek olmalı
MEMEDER Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Beyza Özçınar, sütyen seçerken nelere dikkat edilmesi gerektiğini ise şöyle sıralıyor: ‘‘Beden genişliğine ve meme büyüklüğüne uygun sütyenler tercih edilmeli. Ne çok sıkı, ne çok gevşek olmalı, mümkün olduğunca alerjik etkisi en az olabilecek organik maddelerden yapılmış, pamuklu (koton) kumaşlar tercih edilmeli.’’
‘‘Erken teşhis için neler yapabileceğinize odaklanın’’
Meme cildinin üzerine takılarak kullanılan bir kumaş parçasının meme kanserini artırma ihtimalinin mümkün olmadığının altını çizen Doç. Dr. Beyza Özçınar, sütyen kullanıp kullanmama konusundan daha çok kadınların meme kanseri risklerini öğrenmeye, meme kanserinden korunmak veya erken teşhis etmek için neler yapabileceklerine odaklanmaları gerektiğini belirtiyor ve uyarıyor:
‘‘Tüm kadınlarımıza 20 yaşından itibaren ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapmasını, 20-39 yaş arasında 2-3 yılda bir kez hekime başvurarak meme muayenesi olmasını ve 40 yaşından sonra da yılda bir kez mamografi çektirmesini ve hekime başvurarak meme muayenesi olmasını öneriyoruz. Unutulmamalıdır ki, meme kanseri erken teşhis edildiğinde yüzde 100’e yakın yaşam şansı olan bir kanserdir ve erken teşhis hayat kurtarır.’’