KKTC’de yapılan bir araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 46’sı COVID-19 aşısını yaptırmak istediğini söyledi. Katılımcıların yüzde 25’inin aşı yaptırmak kararsız olduğu görülürken, yüzde 29’u ise aşı yaptırmaya sıcak bakmadığını belirtti.
Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Üniversitesi Deneysel Sağlık Bilimleri Araştırma Merkezi (DESAM) ve Tıp Fakültesi araştırmacıları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yaşayanların yeni tip koronavirüse karşı geliştirilen aşılar hakkındaki düşüncelerini belirlemek amacıyla anket çalışması yaptı. Araştırmaya katılanların yüzde 46’sı COVID-19 aşısını yaptırmak istediğini söyledi. Katılımcıların yüzde 25’inin ise aşı yaptırmak kararsız olduğu görülürken, yüzde 29’u ise aşı yaptırmaya sıcak bakmıyor. DESAM Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, sonuçların eğitim seviyesi gözetilmeksizin toplumun COVID-19 aşıları hakkında bilgilendirilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu söyledi.
DESAM Araştırma Enstitüsü araştırmacıları ve Tıp Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, Prof. Dr. İlker Etikan ve Yrd. Doç. Dr. Ayşe Arıkan Sarıoğlu’nun yürüttükleri araştırmaya katılanların yüzde 87’si kendisinin veya ailesinden birinin COVID-19’a yakalanmasından endişe ediyor. Katılımcıların yüzde 44’ü ise COVID-19 aşılarının, insan sağlığını etkileyebilecek derecede ciddi yan etkileri olabileceğine inanıyor.
374 bin nüfuslu KKTC’de 362 katılımcı ile gerçekleştirilen anket kapsamında, katılımcıların aşılar üzerinde bilgi düzeyleri araştırılırken, COVID-19 aşısı yaptırmak istemeyenlerin gerekçeleri ve söz konusu aşıların güvenilirlikleri hakkındaki düşünceleri de mercek altına alındı.
Yüzde 85’i yan etkilerden endişeli…
Anket sonuçlarına göre aşı olmak istemeyenlerin gerekçeleri arasında en yüksek oranla (yüzde 85) yan etkilerden duyulan endişeler geliyor. Katılımcıların yüzde 10’u ise aşının etkili olacağını düşünmüyor. Yüzde 3’ü genel olarak aşı yaptırmaya karşı. Yüzde 2’si ise geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimler neticesinde aşı yaptırmaya sıcak bakmıyor.
Uygulanacak doz konusunda bilgilendirme yapılmalı
Ankete katılanların yüzde 60’ı aşıların iki doz şeklinde vurulacağını bildiklerini ifade ederken, yüzde 30’luk kesimin hiç fikri olmadığı ortaya çıktı. Yüzde 10’u ise uygulanacak doz konusunda yanlış bilgiye sahip. Ankete göre, katılımcıların yüzde 22’si salgının aşı olmadan kendiliğinden geçebileceğine inanıyor. Yüzde 43’ü aşının gerekliliği konusunda kararsızken yüzde 35’i ise aşının gerekli olduğunu düşünüyor.
Kişiler aşı güvenirliği konusunda yeterli bilgiye sahip değil…
Katılanların yüzde 87’sinin üniversite mezunu olduğu araştırmanın sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 45’i aşılar ve güvenilirlikleri hakkında yeterince bilgiye sahip değil. Katılımcıların yüzde 57’si sadece hizmet çalışanlarının (kuaförler, berberler, market çalışanları, restoran çalışanları, paket servis elemanları vb.) aşılanması gerektiğini düşünüyor. Sonuçlar, aşının yararlarının her eğitim düzeyine anlatılması gerekliliğini ortaya koyuyor.
Prof. Dr. Şanlıdağ : “Kesinlikle aşılanmalıyız…”
Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, salgının kontrol altına alınabilmesi için “kesinlikle aşılanmayız” diyor. Güvenliği ve etkinliği kanıtlanmış aşıların yapılmasında hiçbir sakınca olmadığını belirten Prof. Dr. Şanlıdağ, hastalıktan korunmak için herkesin aşılanmasının en doğru yaklaşım olacağını düşünüyor. Risk sıralaması esas alınarak toplumun aşılanmasının sağlık açısından önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şanlıdağ, aşının, hastalığın hafif atlatılması ve toplum bağışıklığının kazanılmasında da etkili bir role sahip olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Şanlıdağ, aşılamadan sonra da virüsten korunmak için uygulanan sosyal mesafe ve maske uygulamalarının, aynı hassasiyetle devam etmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
[mc4wp_form id=”25750″]