Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF), 2017 yılı Dünya Diyabet Günü’nün temasını ‘’Kadınlar ve Diyabet” olarak belirledi. Dünyada her yedi doğumdan birinin gebelik diyabetinden etkilendiğine dikkat çekilen bu önemli günün sloganı ise “Sağlıklı Bir Gelecek Hakkımız’’ oldu.
Dünya genelinde diyabet hastalığına yakalanmış 199 milyonun üzerinde kadın bulunuyor. Bu sayının 2040 yılına kadar 313 milyona yükseleceği tahmininde bulunan Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF), sayıları dünya çapında 60 milyonun üzerinde olan diyabetli her beş kadından ikisinin üreme çağında olduğuna dikkat çekti.
IDF verilerine göre, diyabet küresel olarak kadınlarda ölüm nedenleri arasında dokuzuncu sırada yer alıyor ve yılda 2,1 milyon kadının ölümüne neden oluyor.
Verilere göre, Tip 2 diyabetli kadınlar, diğer kadınlara göre 10 kat daha fazla koroner kalp hastalığı geçiriyor. Tip 1 diyabetli kadınların ise erken düşük yapma ve sakatlığı olan bebek sahibi olma riski bulunuyor.
Her yedi doğumdan biri gebelik diyabetinden etkileniyor
Dünyada her yedi doğumdan biri gebelik diyabetinden (gestasyonel diyabet) etkileniyor.
Uluslararası Diyabet Federasyonu 2015 yılında 20,9 milyon (%16.2) canlı doğumun gebelikte yüksek kan şekeri düzeyi ile gerçekleştiğini tahmin ediyor. Gebelik diyabeti öyküsü olan kadınların yaklaşık olarak yarısında 5 ila 10 yıl sonrasında Tip 2 diyabet gelişiyor.
Gebelikte yüksek kan şekeri görülen vakaların yarısı 30 yaşın altındaki kadınlarda görülüyor.
Gebelikte yüksek kan şekeri düzeyi ise anne bakımına erişimin genelde sınırlı olduğu düşük ve orta gelirli ülkelerde olmakta.
Ne Yapılması Gerekiyor?
IDF, Tip 2 diyabeti önleme çalışmalarında gebelik öncesi ve gebelik dönemi boyunca anne ve bebeğin sağlığının korunması ve sağlıklı beslenmesi üzerine odaklanılması gerektiğini vurguluyor.
Gebelik diyabeti için taramanın; erken tespiti sağlamak, kadınlar için daha iyi bakım sağlamak ve anne ölümlerini azaltmak için birinci basamak sağlık hizmetlerinde diğer annelik sağlığı müdahalelerine ve hizmetlerine entegre edilmesi gerektiği de IDF’in uyarıları arasında. IDF, sağlık çalışanlarının gebelik sırasında diyabetin tanımlanması, tedavisi, yönetimi ve takibi konusunda eğitilmesinin önemine de işaret ediyor.
Sağlıklı yaşam tarzı diyabetten korunmada önemli
Tip 2 diyabet vakalarının yüzde 70’inin sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenerek önlenebileceğine dikkat çeken IDF, yetişkinler arasındaki erken ölümlerin yüzde 70’inin büyük oranda ergenlik çağında başlayan davranış ve alışkanlıklardan kaynaklandığını belirtiyor.
Kadınların; anne olarak, çocuklarının uzun vadeli sağlık durumu üzerinde büyük etkiye sahip olduğunu vurgulayan IDF, araştırmaların annelere fırsat verildiğinde; annelerin çocuk sağlığı ve beslenmesi ve eğitimi için daha fazla kaynak ve zaman ayırdığını gösterdiğini kaydediyor.
IDF açıklamasında; “Kadınlar evde beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarının kapılarını açanlardır ve bu nedenle ev ve ev dışındaki yanlış yaşam tarzı alışkanlıklarını önleme potansiyeline sahiptir.” ifadelerine yer veriliyor.
Dünyada Diyabet
IDF, 7. Diyabet Atlası’na göre; 2015 yılı sonunda 415 milyon olduğu tahmin edilen 20 yaş ve üstü erişkin diyabetli nüfusun, 2040 yılına kadar %55 oranında artarak 642 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu verilere dayanarak, 2015 yılında Dünya’da %8,8 olduğu varsayılan erişkin diyabet prevalansının 2040 yılında %10,4’e yükseleceği; bir başka deyişle, 2015 yılında her 11 erişkinden 1’inde diyabet olduğu buna karşılık 2040 yılında her 10 erişkinden 1’inin diyabetli olacağı öngörülmektedir.
Türkiye’de Diyabet
Sağlık Bakanlığı bünyesinde, diyabetle programlı bir şekilde mücadele etme yaklaşımıyla çalışmalar yürütüldü. DSÖ Avrupa Bölge Ofisi ve IDF’nin girişimi ile hazırlanan ve 1989 yılında ilan edilen “St.Vincent Bildirisi” ülkemiz adına 1992 yılında imzalanmasının ardından; 1994 yılında Sağlık Bakanlığı önderliğinde “Ulusal Diyabet Programı” adı ile geliştirilen program uygulamaya konuldu. Program kapsamında 2003 yılında 15 diyabet poliklinikleri/merkezleri oluşturuldu. St. Vincent Bildirisinin 10. Yıl dönümüne denk düşen Beşinci Takip Toplantısı 1999 yılında Sağlık Bakanlığı ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlendi. Bu toplantıda “İstanbul Bildirisi” yayınlandı. 2003 yılında “Ulusal Diyabet-Obezite-Hipertansiyon Kontrol Programı” düzenleyen Sağlık Bakanlığı; 2011 yılından itibaren ise toplumda diyabet farkındalığını arttırarak, gelecek nesilleri diyabetten korumayı ve tanı alan hastalara sunulan diyabet bakım kalitesinin yükseltilmesini, komplikasyonların ve diyabete bağlı ölümlerin azaltılmasını amaçlayan “Türkiye Diyabet Programı 2015-2020”yi uygulamaya koydu.
“Türkiye Diyabet Programı 2015-2020”de diyabetle etkin mücadele edilebilmesi için ulaşılması gereken 5 amaç belirlenmiş durumda. Bu amaçlar;
Etkin diyabet yönetimi için politika geliştirmek ve uygulamak,
Diyabetin önlenmesini ve erken tanı konmasını sağlamak,
Diyabet ve komplikasyonlarının etkin tedavisini sağlamak,
Çocukluk çağında diyabet bakım ve tedavisini geliştirmek,
Tip 2 diyabet ve obeziteyi önlemek ve diyabet ve diyabet programını etkin izlemek ve değerlendirmektir.