İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Karatay’a itiraz

0
462
Biri kendisi gibi Tıp Fakültesi okuyan kardeşi olmak üzere ailesinden iki kişinin antidepresan kullandığı için intihar ettiğini söyleyen ve “Antidepresan kullanmayın” diyen Canan Karatay’a itiraz İstanbul Aydın Üniversitesi’nden geldi.

Ezber bozan açıklamalarına bir yenisini ekleyen Prof. Dr. Canan Karatay’ın hedefinde bu defa antidepresan ilaçlar ve hipertansiyon hastalarına yapılan “Tuzdan uzak durun” uyarısı vardı. Biri kendisi gibi Tıp Fakültesi okuyan kardeşi olmak üzere ailesinden iki kişinin antidepresan kullandığı için intihar ettiğini söyleyen ve “Antidepresan kullanmayın” diyen Canan Karatay’a itiraz İstanbul Aydın Üniversitesi’nden geldi.

Psikiyatri uzmanları Karatay’ın söylediği gibi antidepresan ilaçlarının, intihar eğilimini artırdığını doğruluyor. Hatta bu uyarı birçok antidepresanın prospektüsünde de yer alıyor ancak depresyon hastalarının bu uyarıdan yola çıkarak ilaçlarını bırakması daha büyük tehlikelere yol açabilir.

İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Türkiz Verimer, antidepresan kullanan depresyon hastalarında intihar eğiliminin, kullanmayan depresyon hastalarına oranla 2 kat daha yüksek olduğunu söylüyor. Verimer’e göre çözüm ilaç kullanmamak değil, doktor kontrolünde kullanmak.

“40 yıllık hekimim antidepresan nedeniyle intihar edene rastlamadım”

Doç. Dr. Türkiz Verimer

“Antidepresanlar depresyon hastalığında çok etkili, hastaların çoğunda hastalığı iyileştiren ilaçlar. Ancak yapılan çalışmalarda görülmüş ki 24 yaşın altında kullanıyorsak intihar fikri ve girişiminde artma riski var. İntihar eğilimi riski, bu ilaçlar yerine başka ilaçlarla tedavi edilen depresyon hastalarına göre 2 kat daha fazla. Bu nedenle hastalar yakından izlenmelidir. 40 yıldır hekimim antidepresan kullandığı için intihar eden bir vakaya henüz rastlamadım. Sadece riskten bahsediyoruz. Zaten depresyon hastalığının kendisi intihar riskinin taşıyan en büyük hastalıktır. Hastalığın naturasında bu var. Yapılan kısa süreli çalışmalarda riskin iki kat arttığı görülmüştür.

“Antidepresana ulaşım zorlaştırılmalı”

“Bu ilaçlar, depresyonu uzman tarafından tespit edilmiş hasta tarafından kullanılmalıdır. Her hekim tarafından bu ilaçların yazılması engellenmelidir. Maalesef bu ilaçlar tüm eczanelerden reçetesiz olarak alınabiliyor. Kişiler kendi teşhislerini koyup ilaçlarını alabiliyor. Bu son derece yanlış bir durum, buna devletin müdahale etmesi lazım. Sağlık Bakanlığı bu ilaçların mutlaka ama mutlaka reçete ile alınmasını sağlamalıdır.”

“Yüksek tansiyon hastaları tuzdan uzak durmalı”

Canan Karatay’ın bir diğer açıklaması da kaya tuzuna ilişkin. Karatay’a göre hipertansiyon hastalarının kaya tuzu kullanmasında sakınca yok. Hatta kaya tuzu tansiyonun düşmesine yardımcı olur. Ancak birçok uzman bu konuda Karatay’a katılmıyor. Yüzyıllardır bildiğimiz gerçeğin altını çizen uzmanlar hipertansiyon hastalarının tuzdan kesinlikle uzak durması gerektiğinin altını çiziyor.

Prof. Dr. Emin Erhan Babalık

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Erhan Babalık, fazla tuz tüketiminin hipertansiyon hastalarına önerilemeyeceğini, kaya tuzu ayrımının ise sadece bir çelişki yaratabileceğine vurgu yapıyor.

“Tuz ne kadar artarsa öğünde, kana o kadar çok geçer, su da onu takip eder. Damar içine ne kadar çok sıvı geçerse tuz ile birlikte tansiyonu yükseltir. Tuz tüketimi işin temeline aykırı. Yani yüksek tansiyonu ortaya çıkaran, vücutta işleyen anormal mekanizmaların bir tanesinde tuz rol oynar. O yüzden biz tansiyon hastalarımıza tuzu azaltmayı öneririz. Tuzu azaltmak yoluyla, kan hacmini azaltarak damar içindeki basıncın düşmesine yardımcı oluruz. Bu yüzden tuz yiyerek tansiyonu düşürmek iddiası ciddi çelişkiler içeriyor. Yüzde 10 gibi tuzdan bağımsız bir hasta grubu vardır. 10 kişiden birine tuzla ilgili önerilerimiz gereksiz gelebilir ama genel olarak tuzdan uzak durma önerisi doğrudur.”

“Tansiyon ilaçları mevsimlere göre değiştirilmeli”

Prof. Dr. Emin Erhan Babalık, hipertansiyon hastalarının ilaçlarını mevsimlerle birlikte değiştirmesi gerektiğini söyledi, “Hastalar mevsim dönüşümlerinde kontrolden geçmeli” dedi.

“Hipertansiyon için muhakkak yapılması gereken tansiyon değerlerine uygun bir ilaç kullanmaktır, sürekli ve kesintisiz, saatlerine göre. En ideali, mevsimlere göre özel ilaç çizelgesi yapmaktır. Yaz için ayrı, bahar için ayrı, kış için ayrı. Tüm ilaçları, her mevsimde kullanırsanız, yan etkileriyle karşılaşırsınız ya da yetersiz etkiyle karşı karşıya kalırsınız. Bunun için önerimiz birincisi, her mevsim başlangıçlarında kontrolden geçerek, tansiyon ilaçlarını düzenlemek. İlaçları kesintisiz ve düzenli kullanmak. İkincisi ise diyete, kiloya dikkat etmek. Tansiyon ve kilo arasında paralel bir ilişki vardır. Kiloyu boya göre idealinde tutmak için az kalorili, az karbonhidratlı diyetlere yönelmek, tuzu azaltmak gerekir. Soğuk hava damarları büzerek tansiyonu yukarı çeker. 10 derecenin altındaki sıcaklıklarda kalın giyinmenin ötesinde ağız burun ve ellerin soğuğa maruz kalmasını engellemek gerekir.

“Düşük tansiyon hastalık değildir”

Prof. Dr. Emin Erhan Babalık, halk arasında, düşük tansiyonun, hastalık gibi değerlendirildiğini ancak hastalık olmadığını söylüyor.

“Düşük tansiyon bir hastalık değildir. Daha çok genç kadınlarda gördüğümüz damar esnekliğinin fazla olmasıyla ilgili bir durum. Düşük tansiyonda insanın başına bir şey gelmez, özel durumlar hariç.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz