GDO’lu insan olabilir mi?

0
817

İngiltere’de bilim insanlarının araştırma amacıyla insan embriyosunun genlerini değiştirmek için izin almaları, bu alandaki çalışmaları bir kez daha gündeme getirdi. Söz konusu çalışmaların kalıtımsal hastalıkların engellenmesi için devam ettiğini belirten uzmanlar, uygulamanın hayata geçirilmesinin özellikle etik yönler sebebiyle henüz mümkün olmadığına dikkat çekiyor.

İngiliz bilim insanları, araştırma amacıyla insan embriyosunun genlerini değiştirmek için izin aldı. Bu durum, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) konusunu bir kez daha gündeme getirdi.

Konuyla ilgili değerlendirme yapan Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Korkut Ulucan, şunları söyledi:

“CRISPR/Cas9 sistemi, canlıların genetik yapılarında oynama yapabilen ve normalde bakterilerin kendilerini savunması amacı ile evrildiği günden beri kullandıkları bir sistemdir. Bilim insanları bu sistemi 90’lı yılların başında bulmuş ancak 2000’li yılların başında daha açık olarak görevlerini ortaya koymuşlar, hatta daha da bilemediğimiz birçok yönü olan bir sistemdir.

Özellikle 2010’dan sonra ise canlıların embriyolarında kalıtımsal olarak ebeveynlerinden alınmış genetik sorunları düzeltme amacı ile kullanılmış ve zaman zaman da başarı kazanmış bir biyolojik mekanizmadır.

İnsan embriyolarında uygulamalara ilk kez Çin’de başlamış hatta o zaman özellikle İngiliz bilim insanları bu sistemi insan embiyolarında uygulamak için daha erken olduğunu iddia etmişlerdi. Her ne kadar Çin’deki çalışmalar bir başarı yakalamamış olsa da bu kez bu konu İngiltere’de ön plana çıktı, Francis Crick Enstitüsü’nde çalışmaya izin çıktı.

Doç. Dr. Korkut Ulucan
Doç. Dr. Korkut Ulucan

Kalıtımsal hastalıklar önlenebilir

Bu çalışmaların ana eksenini kalıtımsal hastalıkların engellenmesi oluşturacak. Bir sonraki döllere aktarılan genetik sorunları, örneğin herhangi bir mutasyon sonucu oluşabilecek bir hastalığı hücre düzeyinde tedavi ederek sağlıklı olarak anneye geri implante edilmesini sağlayacak. Böylece artık korkulan genetik hastalıklardan dolayı bireylerin çocuk sahibi olamaması gibi sorunlar ortadan kalkacak.

Şu anda birçok merkezde uygulanan preimplantasyon genetik tanı metoduna alternatif. Ancak bu sistem henüz net değil, nasıl daha önce gen tedavisi uygulamaları uygulandıktan sonra sorunlar ile karşılaşılıp bir çok ülkede yasaklandıysa bu teknoloji de bu tip problemler yaratabilir. O yüzden daha önümüzde alınması gereken uzun bir süreç var.

Etik yönden tartışma yaratabilir

Bir de bu uygulamaların tartışılabilecek etik yönleri bulunuyor. Yeni gen kombinasyonlarına veya ilerde ısmarlama çocuk gibi daha farklı sorunlara yol açabilir. O yüzden temkinli yaklaşmakta yarar var.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz