Fazla kilolar ve yanlış beslenme bu kanseri çağırıyor

0
341
Ailesinde kalın bağırsak kanseri öyküsü olanlar dikkat!

Kalın bağırsak kanserleri toplumda sık görülen kanserler arasında üçüncü sırada yer alıyor. Genetik riskleri sebebiyle her iki cinsiyeti de tehdit eden bu hastalıkta, düzenli kontrolleri ihmal etmemek büyük önem taşıyor. Tarama kolonoskopisi ise teşhis için en önemli araçlardan biri olarak kabul ediliyor.

Memorial Hizmet Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Uygar Kalaycı, kalın bağırsak kanserinin teşhis ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Fazla kilolar ve yanlış beslenme

“Kalın bağırsak ve rektum kanserleri ailesel, genetik geçişli ve rastlantısal olarak üç sebeple ortaya çıkmaktadır. Kromozom bozukluğu, genetik yapıdaki yapısal ve kimyasal değişimler de kanser sürecinin sebepleri arasında yer almaktadır. Genetik yatkınlık, ileri yaş, obezite, fiziksel olarak hareketsiz yaşam tarzı, sigara, alkol, diyette işlenmiş gıda ve kırmızı et tüketiminin fazlalığı hastalığın en önemli nedenlerini oluşturmaktadır. Araştırmalar 76 -85 yaşları arasında risk-yarar oranı gözetilerek, kolonoskopiyi tolere edebilecek olgulara kalın bağırsak kanseri için tarama kolonoskopisi yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Ailesinde birden fazla kalın bağırsak kanseri olan, kolonoskopide 1 cm’den büyük, yüksek derecede farklılaşma gösteren polip bulunanların diğer aile bireylerinde de kanser riskinin arttığı göstermektedir.

Taramaları ihmal etmeyin

Son yıllarda geliştirilen tarama programları kalın bağırsak ve rektum kanserlerinin erken teşhis edilmesini sağlamaktadır. Kalın bağırsak kanseri için yapılan tarama programları 50-75 yaş aralığında olan hastalar için önerilmektedir. Bu taramalar dışkıda kan aranması, pozitif olgularda kolonoskopi olarak tanımlanır. Tarama kolonoskopileri ile kalın bağırsak kanseri yüzde 90 engellenebilmektedir. Kolonoskopi ile erken teşhis edilen hastalık için daha uygun cerrahi tedaviler yapılabilmektedir. Erken teşhis edilen kalın bağırsak kanserinde 5 yıl üzerindeki yaşam şansı yüzde 90’ ın üzerine çıkabilmektedir.”

İleri yaştaki akrabalarınızda kalın bağırsak kanseri varsa siz de risk altında olabilirsiniz

“Yaşlı hastalarda da tarama kolonoskopileri önemlidir. Bilindiği gibi kalın bağırsak kanseri olgularının yüzde 60’ ından fazlası 70 yaşın üzerindedir. Tanı alan hastaların da yüzde 43’ ünün 75 yaşın üzerinde olduğu görülmüştür. Kalın bağırsak kanserinin cerrahi tedavisi için yaşlı ve genç nüfus gözetilerek yapılan araştırmalarda, yaşlı nüfus için uygulanan cerrahinin patolojik sonuçlarının da farklı olduğu ortaya konulmuştur. Bu olguların patolojilerinde de daha fazla K-RAS, BRAF, TP53 tipi mutasyonların ve histolojik farklılıkların olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmalar sonuçlar yaşlı hastadaki olası mutasyonel farklılaşmaların genç akrabalar için de gelişebilecek risk artımı ve kalıtsal kanser riski ihtimalini ortaya koymaktadır.”

Hastaya özel tedavi yaşam süresini artırıyor

“Hastalık yoktur hasta vardır” deyimi tıbbın en önemli kurallarından birisidir. Bu kural yaşlılarda uygulanan “Cerrahide Kişiye Özel Değerlendirmenin” önemini en iyi vurgulayan tanımdır. Yaşlı olgularda “Geriyatrik Hastalarda Karşılaştırmalı Değerlendirme” metoduyla uygulanan kalın bağırsak kanser cerrahisinde farklı bir bakış ortaya konmuştur. Bu yöntemle hastanın sadece yaşı değil; kilo kaybı, hareketlilik, eğitim düzeyi,ek hastalıklar, genel vücut kondisyonu, yaşam beklentisi, sosyal izolasyon, bilişsel fonksiyonlar, depresyon, kalp ve metabolik fonksiyonları değerlendirilerek kişiye özel cerrahi uygulamalar yapılır. Kişiye özel cerrahi sonrası 6 aydan daha uzun yaşayan yaşlı hastaların yaşam beklentisinin, hastalık tekrarı gibi diğer göstergeleri de genç yaştaki hastalar ile aynı seviyeye geldiği görülmüştür. Bu da yaşlılıkta uygulanan cerrahide seçilmiş metotlarla değerlendirme yönteminin uygulanması gerektiğini ortaya koymaktadır.”

ERAS “Cerrahi Sonrası Erken Toparlanma Süreci” ile başarılı sonuçlar

“Kalın bağırsak kanseri olan yaşlı, acil olgularda cerrahiden kaçınmak ve operasyon hazırlığı için tıkayıcı tümörlerde uygulanan endoskopik köprüleme tedavisi daha fazla önerilmektedir. Bu şekilde operasyon için daha iyi hazırlık süreci geçirildiği düşünülmektedir. Bu olgularda tüm yaş gruplarında olduğu gibi cerrahi sonrası erken toparlanma süreci ile daha iyi sonuçlar alınabildiği ortaya çıkmıştır. Her hastalıkta olduğu gibi kalın bağırsak kanserinin tedavisinde de erken teşhis, tedavi şansını artırır. Ayrıca daha kolay cerrahi işlem için erken teşhis, uygun olan her vakada yaştan bağımsız tarama ve uygun cerrahinin uygun kişiye yapılması da tedaviden daha olumlu sonuçlar alınmasını sağlamaktadır.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz