Ana Sayfa Yaşam & Sağlık Doğum sonrası kendinizi ihmal etmeyin!

Doğum sonrası kendinizi ihmal etmeyin!

0
519

Hamilelik ve doğum ne kadar olağan ve doğal durumlar olsa da dikkat edilmezse anneler bazı sorunlar yaşayabilir. Gerek anne, gerekse bebeğin sağlığı için doğumdan sonraki 6 haftayı kapsayan lohusalık dönemine de dikkat etmek gerekiyor. Peki, bu döneme neden ayrı bir önem verilmeli? Bu dönemde nelere dikkat edilmeli?

Hamilelik ve doğum doğanın kadına sunduğu inanılmaz bir deneyim. Ancak yeni bir canlının dünyaya geldiği bu dönemin her aşaması son derece önem taşıyor. Üstelik bu süreç sadece hamilelikle de sınırlı kalmıyor. Gerek anne, gerekse bebeğin sağlığı için doğumdan sonraki 6 haftayı kapsayan lohusalık dönemine de dikkat etmek gerekiyor. Bu süre, annenin vücudunun toparlanması, plasentanın çıktığı rahim içindeki yerin iyileşmesi, kanamanın giderek azalarak bitmesi ve annenin hamilelik öncesi haline daha çok yaklaşması anlamına geliyor.

Dr. Emine Özel Taşhan

Acıbadem Taksim Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Emine Özel Taşhan, hamilelik ve doğumun ne kadar olağan ve doğal durumlar olsa da dikkat edilmezse annenin bazı sorunlar yaşayabileceğini belirtiyor. Peki, bu döneme neden ayrı bir önem verilmeli? Çünkü hem doğum, hem de doğum sonrasında anne, akciğerine pıhtı gitmesinden ciddi enfeksiyonlara karşı birçok riske karşı açık oluyor. Üstelik, doğum sonrasında sütün tam olarak boşaltılamamasına bağlı sorunlar ya da emzirme hatalarına bağlı, meme ucunda yaralar ortaya çıkabiliyor. Bununla birlikte annenin enerjisinin bebek için de yeterli olması gerektiği gerçeği nedeniyle lohusalık döneminin üstesinden gelmek her zaman çok kolay olmayabiliyor.

Halk arasında da “40’ının çıkması’ denilen bu 6 haftalık dönem içinde dikkat edilmesi gerekenleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Emine Özel Taşhan, şöyle sıralıyor:

Her fırsatta dinlenin: Günlük işler ve bebeğin bakımı sırasında kendinize dinlenme fırsatları yaratmaya çalışın. Bu dönemde aile büyükleri ya da yakınlarınızdan yardım isteyin. Bebeğiniz uyuduğunda siz de uyumaya çalışın.

Sağlıklı beslenmeye dikkat edin: Beslenmenin hem siz hem bebek için büyük önem taşıdığını unutmayın. Kalorisi yüksek besinler yerine sağlıklı ürünleri tercih edin. Yeterli protein aldığınızdan de emin olun. Ara öğünlerde sağlıklı atıştırmalıkları tüketin. Tam aksine gebelikten kalan fazla kilolardan kurtulmak için acele etmeyin ve bu nedenle eksik beslenmeyin.

Mümkün olduğunca egzersiz yapın: Hareket etmenin kilo kontrolünden depresyondan korunmaya kadar birçok faydası bulunuyor. Ancak ağır kaldırmak, uzun süre ayakta durmak gibi zarar verecek hareketlerden ziyade, bebekle yürüyüşe çıkmak gibi hem bedeninize hem de ruhunuza iyi gelecek egzersizleri tercih edebilirsiniz.

Sütünüzün yetmeyeceğinden endişe etmeyin: Lohusalık döneminde çevrenin baskısıyla şerbetli kalorisi yüksek ürünlerle sütün artırılmaya çalışılmasının hala yapılan en yanlış uygulamalardan birini oluşturduğunu söyleyen Dr. Emine Özel Taşhan, “Doğumun hemen sonrasında hem annenin deneyimsizliği hem de bebeğin tam olarak emme işlemini gerçekleştirememesi nedeniyle daha az süt gelebiliyor. Ancak zaman içinde üretim artıyor. Aslında sütün artırılması suyla ve yeterli protein alımıyla ilgili, özellikle çok kalorili beslenmenin faydası bulunmuyor. Bu nedenle süt üretimi için aşırı miktarda kalori almak gerekmiyor. Günlük olarak önceki dönemlerdeki beslenme düzenine göre 500 kalorilik bir artış hem sizin hem de bebeğin sağlıklı kalmasında yeterli olur. Ayrıca bol miktarda sıvı tüketilmelidir” diyor.

Sıcak oturma banyosu yapın: Normal doğum sonrası perine bölgesinin bakımı, oturma banyoları, hemoroid ve kabızlık gibi sık görülen problemlerin tedavisinin sağlanması ve ağrı kesici ihtiyacının ihmal edilmemesi de önem taşıyor. Bu nedenle antiseptikli oturma banyolarıyla enfeksiyonlardan korunabileceğiniz gibi rahatlama da sağlayabilirsiniz.

Emzirme eğitimi alın: Emzirmenin hem bebek hem de anne için vazgeçilmez olduğunu unutmayın. Ancak doğru emzirme için mutlaka gerekli eğitimi alın. Bu sayede meme başı yaraları ya da yanlış oturmaya bağlı postür bozukluklarının da önüne geçebilirsiniz.

Süt ateşine karşı önlem alın: Süt kanallarında genişleme ve ilk haftalarda fazla miktarda süt üretimine bağlı bazen süt ateşi görülebiliyor. Bu durumda gerekirse süt pompası ile göğüsler boşaltılarak rahatlamaya çalışın.

Süt kanallarını boşaltın: Bebeğin sık emzirilmesine karşın bu dönem içinde hem süt miktarının fazla olması, hem de bebeğin tamamını boşaltamaması nedeniyle memede sertlikler olabiliyor. Bu duruma karşı önlem alınmazsa enfeksiyon gelişme riski bulunduğu için sütü elle veya pompa yardımı ile boşaltarak depolayabilir, emzirme ya da göğüsleri boşaltma öncesinde ılık duş alabilirsiniz.

Vajinal akıntı ve kanamaya dikkat edin: Doğum sonrası 6-8 hafta kadar kanama devam edebiliyor ve bu süre boyunca vajinal ilaçların kullanımı ve cinsel ilişkiden kaçınmak gerekiyor. Ancak kanamanın aşırı olması ya da kokulu bir akıntı enfeksiyona işaret edebileceği için mutlaka hekime bilgi vermek gerekiyor.

Doğum sonrası depresyonunu (baby blues) gözden kaçırmayın: Aşırı yorgunluk ve tükenmeye bağlı ya da yaşanan hormonal değişime paralel olarak doğum sonrası depresyon yaşanabiliyor. İstatistiklere göre bu dönemde annelerin yüzde 70-80’inde lohusalık üzüntüsü denilen durum, yüzde 10-13’ünde ise lohusalık depresyonu görülüyor. Bu durumda annelerin kendilerini çaresiz hissedebildiğini söyleyen Dr. Emine Özel Taşhan, “Sorunun daha da ilerlemesinin ve depresyonun önüne geçmek için sosyal destek çok önem taşıyor. Özellikle bebeğin bakımı sırasında size destek olabilecek birilerinden yardım alın ve mutlaka uzman bir hekimle birlikte çözmeye çalışın” diyor.

Riskli grupta yer alıyorsanız kontrolleri sıklaştırın

Yeni doğum yapmış tüm annelerin lohusalık dönemine özen göstermesi gerekirken, özellikle hamileliğinde fazla kilo almış olanların emboli riski arttığı ve doğum sonrası bakımı güçleştiği için daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor. Ayrıca kiloya bağlı varisler gelişerek dolaşım problemleri yaşanabiliyor. Bir diğer özel grubu ise diyabetli hastalar oluşturuyor. Hamilelikte ortaya çıkan diyabet ya da önceden beri diyabetli olan kişilerin özel bakıma ihtiyacı oluyor. Sezaryen sonrasını da bazı kadınlar çok rahat atlatırken bazen de iki üç hafta boyunca ağrı yaşanabiliyor. Bu durumda da yardıma ihtiyacı olabiliyor.

Dr. Emine Özel Taşhan, plesanta previa ve dekolman gibi sorunlar nedeniyle erken doğum yapmış ya da zamanında ama zorlu, problemli doğum geçirmiş kişilerin kanama riskinin daha fazla olabildiğini hatırlatarak, “Çok iri ya da ikiz bebekler doğduktan sonra rahim hemen kendini toparlayamayabiliyor. Böyle riskli durumlarda kadınlar özel olarak takip ediliyor. Bunun için kadınlara sık emzirmeyi öneriyoruz. Bu sayede rahim çok daha hızlı toparlanıyor. Kanamalar devam ettiği sürece de takiplerin devam etmesi gerekiyor. Bu sırada gerekli görülürse ekstra takviye gereken vitamin ya de mineraller yerine konuyor. Ayrıca özellikle kilolu anneler için de özel bir beslenme planı oluşturuluyor” diyor.

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz