“İki uçlu duygu durum bozukluğu” olarak da bilinen bipolar bozukluğun sıklıkla ergenlikte başladığını ifade eden Prof. Dr. Sermin Kesebir, hastalığın tanılanmasının genel olarak 25-26 yaş civarında olduğunu söyledi. Prof. Dr. Kesebir, mevsimsel değişikliklerin bipolar bozuklukta önemli bir gidiş belirleyici olabildiğini belirtti.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, iki uçlu duygu durum bozukluğu olarak da anılan bipolar bozukluğun duygu durum alanına ait bir bozukluk olduğunu belirterek duyguların düzenlenemediğini, duyguların şiddetini ve hızını kontrol edememek olarak tanımlanabileceğini söyledi.
Manik dönemde coşku, depresif dönemde üzüntü var
Hastalığın manik döneminde coşku ya da sinirlilik, hareketlilikte ve düşüncelerde hızlanma, amaca yönelik aktivitede artış, uyku ihtiyacında azalma gibi belirtilerin görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Depresyon dönemi ise bunun tam tersi diğer ucudur. Çökkün duygu durumu, üzüntü, karamsarlık, daha önce keyifle yapılan şeylerden artık zevk almama, isteksizlik, uyku ve iştahta değişiklik, cinsel istekte değişiklik, dikkat ve bilişsel alanda değişiklikler olarak sıralanabilir. Karma dönemde ise mani ucuna ve depresif uca ait belirtiler bir arada görülür” dedi.
20’li yaşlarda tanılanabiliyor
Bipolar bozukluğun sıklıkla ergenlikte başladığını ifade eden Prof. Dr. Kesebir, “Bipolar bozukluk eğer depresif dönemle başlıyorsa maniyi görene kadar onun bipolar bozukluk olduğunu bilmiyorsunuz. Dolayısıyla hastalığın tanınması 20’li yaşlara kadar kayabiliyor. Ülkemiz genelinde yapılan çalışmalarda başlangıç yaşı genel olarak 25-26 yaş civarında” dedi.
Bütüncül yaklaşım önemli
Bipolar bozukluğun biyolojik, psikolojik ve sosyal anlamda bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Biyolojik çünkü beyin ve beden hücresel düzeyde bir kimyasal, iki elektrofizyolojik ve uzun vadede yapısal olarak ekleniyor. Psikolojik duygu durumu düzenlemede bir güçlük var, dürtü kontrolünde bir bozukluk var. Sosyal; çünkü kişiler arası ilişkiler etkileniyor, işlevselliğiniz bozuluyor. Dolayısıyla bu bütünü gözetmeden bir tedaviden söz etmek çok da mümkün değil” dedi.
Bipolar bozukluk tanılı bir bireyin hayatında iki dönem olduğunu belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Bir hastalık dönemleri var, bir de iyilik dönemleri var. Dolayısıyla tedaviyi de hastalık dönemlerinin tedavisi ve koruyucu tedavi olarak iki ayıralım. Hastalık dönemlerinin tedavisinde bir idame sürdürüm tedavisinden bahsetmek gerekir. Bu da belirtileri ortadan kaldırdıktan sonra bir uyum süreci, kararlı hale gelme sürecidir” dedi.
Stres krizleri etkileyebiliyor
Stresörlerin bipolar bozukluğun epizotlarını başlatmakta önemli bir faktör olduğunu belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Epizotların sayısı arttıkça hastalığın daha ilerleyen yıllarında bu stresörün epizot ortaya çıkarıcı etkisi azalıyor” dedi.
İlk dönemde yaratıcılığı etkileyebiliyor
Bipolar bozukluğun bazı kişilerin yaratıcılık özelliğini ilk dönemde etkileyebileceğini belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Bir duygu durumunun şiddeti, mani ya da depresyon olsun eğer o duygunun şiddeti fazlaysa, ortaya çıkışı hızlıysa birtakım yaratıcı süreçleri uyaracağını düşünebiliriz. Sanatçı hastalığı denmesinin nedeni bu anlamda duyguların çok yoğun ve şiddetli yaşanması ve çok ani değişimlerle yaşanmasıdır. Bipolar bozuklukta yaratıcılık efektif mi, ürüne yansıyor mu? Hastalığın ilk dönemlerinde evet diyebiliriz, pek çok yazar ressam eserlerini özellikle bipolar bozukluğun depresif dönemlerinde üretmişler ama hastalık ilerledikçe bu yaratıcılıktaki efektfite azalıyor. Artık bu yaratıcılık üretken bir yaratıcılık olmaktan çıkıyor ama başarılı tedavi edilen olgularda bu durum sürebiliyor” dedi.
Mevsimsel değişiklikler gidiş belirleyici olabilir
Mevsimsel değişikliklerin bipolar bozuklukta önemli bir gidiş belirleyici olabildiğini belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Bir grup hastalar mevsimsel özellik gösterir. Bu grup bipolar hastalarının içerisinde %10 ile 30 oranında bildiriliyor. Ama bipolar bozukluğun tamamında mevsimsel gidişi görmüyoruz” dedi.
Farmakoterapi ve psikoterapi yöntemleri uygulanıyor
Bipolar bozukluğu tedavisinde çeşitli yöntemlerin başarıyla uygulandığını belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Farmakoterapi ve psikoterapi uygulamaları tedavilerin vazgeçilmezidir. Psikoterapi seçenekleri arasında bilişsel davranışçı terapi, kişiler arası ilişki terapisi, sosyal ritim terapileri bipolar bozuklukta kullanılan en gereli terapiler arasında yer almaktadır. Son yıllarda kullanımı giderek yaygınlaşan Transkraniyal Manyetik Uyarım tedavisinden bahsedilebilir. Bipolar depresyonda da etkili olduğuna dair yayınlar her gün artmaktadır. EKT de hem manik dönemin hem bipolar depresyon tedavisinin en güçlü ve en hızlı etki başlangıcına sahip tedavi seçeneği sunmaktadır” dedi.