Dünyada hekime başvuru nedenleri arasında ağrıdan sonra ikinci sırada baş dönmesi (vertigo) geliyor. Üstelik insanların vertigo yaşama ihtimali her beş yılda bir yüzde 10 artıyor. Sorunun tedavisi ise sebebine göre değişiyor.
Günlük yaşam içinde kaldırımda yürüyebilmek, çimlerin üzerinde koşmak, otomobil kullanmak ya da gece karanlık bile olsa tökezlemeden yürüyebilmek…Tüm bu davranışlar hepimizin kolaylıkla gerçekleştirdiği ve hatta nasıl yaptığımızı bile sorgulamadığımız hareketlerimiz. Bu organizasyonu sağlayan ise vestibüler sistem olarak tanımlanan denge organımız… Santral sinir sistemi, kulaklardaki vestibüller, ayak ve kaslardan gelen algı ve gözlerden gelen bilgiler doğrultusunda denge sistemi muhteşem bir uyum içinde çalışıyor. Ancak bu sistemlerin herhangi birinde ortaya çıkabilecek bir sorun baş dönmesi yani vertigoya neden olabiliyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, hasar görmüş vestibüler sisteme bağlı yaşanan ve baş dönmesiyle başlayan şikayetlerin kişiyi günlük yaşamını idame ettiremez noktaya kadar ulaştırabileceğini söylüyor.
Denge sistemi nasıl çalışıyor?
Dengemizi sağlayan sistemler; santral sinir sistemi, kulaklardaki vestibüller, ayak ve kaslardan gelen algı ve gözlerden oluşuyor. Sürekli olarak beyne bilgi aktaran bu dört organın arasında çok yoğun ve karmaşık bir ilişki bulunuyor. Dolayısıyla sistemlerin herhangi birinde ortaya çıkan sorun denge bozukluğuna neden oluyor. Bu durumda sistemlerin birbiriyle koordineli çalışmasını sürdürmesini sağlamak, herhangi bozukluk durumunda da rehabilite etmek gerekiyor.
Denge organı eğitilebiliyor
Baş dönmesi şikayetine yol açan hastalıkların çok ve çeşitli olması nedeniyle kesin tanıya ulaşmak için daha basit testlerden, kapsamlı kan tahlillerine, yüksek teknolojik donanım gerektiren vestibüler testler ve görüntüleme yöntemlerine kadar farklı uygulamalara ihtiyaç duyuluyor. Vertigo tedavisi de sebebine bağlı olarak değişiyor. İç kulak hastalıklarına bağlı olan ve en sık yaşanan vertigoların başlıca tedavisi ise vestibüler rehabilitasyonla yapılıyor. Bu tedaviyle, hem oynayan kristaller yerine oturtuluyor, hem de zayıflayan vestibüler denge sistemini güçlendirmeye yönelik egzersiz tedavilerine başlanıyor. Kişinin denge organının eğitilmesine dayanan rehabilitasyon sürecini ip cambazlarının dengede kalmayı öğrenebilmesine benzeten Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, “Biz hastayı ipin üzerinde değil ama normal yolda yürüyebilecek hale getiriyoruz” diyor.
Rehabilitasyon süreci kişiden kişiye değişiyor
Rehabilitasyon sürecinin en önemli belirleyicileri, hastanın yaşı, tanısı, ağırlık derecesi ve tedaviye uyumu oluyor. Hastanın yaşı arttıkça rehabilitasyon zorlaşabiliyor. Bunun yanında kilo ya da hareket etmeyi kısıtlayan bel fıtığı ya da kalp hastalıkları, boyundaki problemlere bağlı kısıtlılık gibi ek hastalıklar da sürecin uzamasına neden olduğu gibi sonuca da etki edebiliyor. Ancak hastaların çoğunda herhangi bir zorluk olmadan tedaviye başlanabiliyor.
Hangi hastalarda ne kadar etkin?
Elde edilecek sonuçların da yine hastanın durumuna göre değiştiğini söyleyen Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, şu bilgileri veriyor: “Genel olarak rehabilitasyon tedavisinin etkinliği hastalığa göre değişiyor ve en çok tek taraflı vestibüler hipofonksiyonda (zayıflık) başarılı oluyor. Ancak hem bilimsel ortamlardaki sonuçlardan hem de kendi deneyimlerimizden biliyoruz ki: tek taraflı veya iki taraflı vestibüler fonksiyon kayıplarında, santral (beyin) kaynaklı stabil dengesizliklerde, kafa ve boyun travmalarına bağlı gelişen baş dönmelerinde, psikojenik vertigolarda, yaşa bağlı denge sorunlarında, dirençli BPPV (Benign paroksismal pozisyonel vertigo), yani iç kulak kristallerinin yer değiştirmesine bağlı olan baş dönmesi olgularında, vestibüler migrende ve kesin tanısı konulamayan hastalarda vestibüler rehabilitasyon ciddi yarar sağlıyor. Bilimsel literatür, tedavinin başarı oranını yüzde 60’tan yüzde 92’lere kadar çeşitli sonuçlarda gösteriyor.”
Migren varsa dikkat!
Eğer sorun BPPV’de ise tamamen şifadan bahsediliyor. Ama eğer hastalık migrenöz vertigo ise yani altta migren gibi bir sorun varsa ataklar devam edebiliyor. Bu durumda sadece dönemsel bir iyileşme olsa da hastanın yaşam kalitesinde ciddi anlamda iyileşme sağlanabiliyor. Aynı zamanda hastalar bir sonraki ataklarını panik yapmadan çok daha rahat kontrol edebiliyor.
Mutlaka hekim kontrolünde yapılmalı
Vertigo tedavisi için vestibüler rehabilitasyon kişinin tek başına uygulayabileceği bir tedavi olmadığı için mutlaka hekim kontrolünde yapılması gerekiyor. Bununla birlikte hastanın evde de sürdürmesi gereken ödevleri bulunuyor. Ancak genel olarak tedavinin başarılı sonuçlara ulaşmasında hasta uyumunun çok önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, şu bilgileri veriyor: “Hastanın yapılması belirtilen her hareketi harfiyen ve sonuçlara güvenerek uygulaması gerekiyor. Örneğin ‘yarım saat sağa sola bak’ dendiğinde bu hareketin etkisine güvenmeden işlemi bırakırsa sonuç alınamaz. Başlangıçta basit görünen bu hareketler zamanla denge sistemini güçlendiriyor. Dolayısıyla hastaların da hekime ve uygulamalara güvenerek sonuna kadar disiplinli olması gerekiyor.”