2018 yılı tarımsal desteklemeleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Ziraat Mühendisleri Odası, çiftçi beklentisine yanıt veremeyen desteklemelerin, dışa bağımlılığı azaltmaktan ve üretimi teşvik etmekten uzak olduğunu açıkladı.
Ziraat Mühendisleri Odası, 2018 yılı tarımsal desteklemeleri hakkında Oda’nın yapmış olduğu tespitleri içeren bir açıklama yayınladı. 2018 yılında yapılacak tarımsal destekleri düzenleyen Bakanlar Kurulu Kararı’nın 26 Şubat 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandığı hatırlatılan açıklamada; “2017 yılı desteklemelerine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 18 Ağustos 2017 tarihinde yayımlandığı, bu kararların önceki yıllarda genelde Nisan, Mayıs aylarında yayımlandığı dikkate alındığında, destekleme kararının Şubat ayı içinde yayımlanması şaşırtıcı oldu. Erken seçim haberlerinin çeşitli şekillerde gündemde dolaştığı bilgisi de düşünüldüğünde, önceki yıllara göre erken açıklanan tarımsal destekleme kararı, akıllarda bir soru işareti oluşmasına yol açıyor.” değerlendirmesine yer verildi.
Açıklamada, desteklemelerin birçoğunun değişmediği, değişenlerdeki artış oranlarının ise oldukça düşük kaldığı belirtildi. Yıllık enflasyonun %12’ler seviyesinde, devletin aldığı vergilere artışta uyguladığı yeniden değerleme oranının %14.47 olduğu göz önüne alındığında, tarımsal desteklemelerde bu oranların dikkate alınmadığı kaydedildi.
Geçmiş yıllarda yapılan desteklemelere bakıldığında da desteklemelerin birçoğunun değişmediği, değişenlerdeki artış oranların da enflasyonu karşılamaya bile yetmediği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
Gübre destekleri değişmezken, mazot desteğinde kısmi artışlar yapıldı
“Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli kapsamında desteklenen ürünlere yapılan Mazot ve Gübre Desteklemelerinde, gübre destekleri değişmezken, mazot desteğinde kısmi artışlar yer alıyor. Bu yılki mazot desteklemelerinde geçmiş yıllardan farklı olarak “Mazot fiyatlarında artış olması durumunda, mazot destekleme birim fiyatlarının, günlük mazot fiyat artış oranları ortalaması kadar oranda Maliye Bakanlığının uygun görüşü ile artırılarak uygulanacağı hususuna yer verilmiş olması dikkat çekiyor. Artışa ilişkin uygulamanın ne şekilde hesap edileceğini, ancak uygulama tebliği yayımlandığı öğrenebilmiş olacağız.
Mazot desteklemesinde çiftçinin kullandığı mazotun yarısının ödeneceği sözünün yerine gelip gelmediğine ilişkin bir sorgulama yaptığımızda, bu sözün yerine getirildiğini söylemek mümkün değildir.”
Ziraat Mühendisleri Odasının, 2018 yılı tarımsal desteklemeleri hakkında tespitleri şöyle oldu:
-Gübre fiyatlarında %25 kadar bir artış olmasına karşın, gübre destekleme fiyatlarında bir artış öngörülmemiştir.
-2017 yılında her 50 da arazi için analiz başına 40 TL olan Toprak Analizi Desteği, 2018 yılında aynı miktarda devam edecek.
-İyi Tarım Uygulamaları, Organik tarım destekleri ve organik hayvancılık desteklemeleri kapsamında arılı kovanlara verilen destek miktarında son üç yılda bir değişiklik bulunmuyor.
-2017 yılında bitkisel üretim yapan küçük aile işletmelerinin desteklenmesi uygulamasında dekara 100 TL, fındık üreticilerine alan bazlı gelir desteği kapsamında dekara 170 TL olan destek miktarın da her hangi bir artış öngörülmemiş.
-Havza Bazlı Fark Ödemesi Desteği kapsamında Yağlık Ayçiçeği, Kütlü Pamuk, Soya Fasulyesi, Kanola, Aspir, Dane Mısır, Buğday, Arpa, Yulaf, Çavdar, Tritikale, Çeltik, Zeytinyağı ve Çay için yapılan destekleme miktarı aynı kalırken, sadece Kuru Fasulye, Nohut, Mercimeğe kg başına 30 kr olan desteğin, 50 kr’a çıkarıldığı görülüyor. Son beş yılda Buğday, Arpa, Yulaf, Çavdar, Tritikale ve Çeltikteki fark ödemeleri değişmeden kalmıştır.
-Buzağı/Malak/Mandaya 2017 yılında yapılan destekler 2018 yılında aynı kaldı. 4 ay ve üzeri buzağı, Soy kütüğü ve Döl kontrolü /embriyo destekleri son üç yıldır değişmedi.
2017 yılında 250 ve üzeri küçükbaş (koyun-keçi) anaç hayvan varlığına sahip işletmeler için 5.000 TL olan çoban istihdamı desteği, 2018 yılında miktar olarak aynı kalırken, hayvan sayısı 200’e düşürüldü.
-Damızlık koyun-keçi yetiştiriciliği yapan, damızlık koyun-keçi yetiştiricileri birliklerine üye, hayvanları Bakanlık kayıt sistemlerine kayıtlı yetiştiricilere, anaç hayvan başına 25 TL/baş, Mardin, Siirt ve Şırnak`ta anaç tiftik keçilerine ilave 20 TL olan ödemede bir değişiklik öngörülmemiş.
-Tiftik keçisi yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve tiftik üretiminin artırılması için üretmiş oldukları tiftiği, Tiftik ve Yapağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Tiftikbirlik) ve bağlı kooperatifler veya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliklerine satan yetiştiricilere 27 TL/kg olan destek, 2018 yılında 30 TL’ye çıkarılmış bulunuyor.
-2017 yılında yapılan İpek Böceği, Arıcılık desteklerinde bir değişiklik yapılmamış.
-Büyükbaş ve küçükbaş hayvan atıklarındaki desteklerde diğer desteklere göre önemli artışlar yapılmış olması dikkat çekiyor.
-Aşı destekleri önceki yıllarda hastalıklara göre farklı belirlenmişken, 2018 yılında büyükbaş ve küçükbaş olarak gruplandırılmaya gidilmiş.
-Son dört yıldır değişmeyen Biyolojik ve Biyoteknik Mücadele Desteklerinde cüzi artışlar yapıldığı görülmekte.
-Su Ürünleri Destekleri ve Geleneksel Kıyı Balıkçılığının Kayıt Altına Alınması ve Desteklenmesi için 2017 yılında öngörülen destekleme miktarında bir değişiklik yapılmadığı görülüyor.
-Hayvan Gen Kaynakları Desteği kapsamında büyükbaş ve küçükbaş hayvan koruma desteklerinde bu yıl bir miktar artış yapıldığı görülürken, diğer destek kalemlerinin son üç yıldır değişmediği görülüyor.
-“Hayvancılık desteklerinden “çiftçi örgütlerini güçlendirme” adı altında kesinti yapılarak birliklere verilecek, koyun keçi desteğinin yüzde 8`i il birliklerine aktarılacak, buzağı malak,- manda desteğinin yüzde 3`ü il-ilçe birliklerine, bu bedelin içinden yüzde 5`i merkez birliğine ödenecektir.
-Arıcılık desteğinin yüzde 2`si il/ilçe birliklerine, bu bedelin içinden yüzde 10`u Merkez Birliği`ne ödenecektir. Süt primi ödemesinde üretici veya yetiştirici birliği üzerinden yapılan desteklemelerde yüzde 3`ü il/ilçe üretici, il yetiştirici birliklerine bu bedelin içinden yüzde 5`i Merkez Birliğine aktarılacak, süt primi ödemesinde kooperatifler üzerinden yapılan desteklemede ise, desteğin yüzde 3`ü kooperatif üst birliği veya bölge birliğine, bu bedelin içinden yüzde 25`i merkez birliğine ödenecektir.
-Su ürünleri desteğinin yüzde 2’si birim kooperatif veya il/ilçe birliklerine, bu bedelin içinden yüzde 20’si üst kooperatif veya merkez birliğine ödenecektir.
-Bütün bu kesintilerden sonra kalan tutar üretici hesaplarına aktarılacak.
-Yurt İçi Sertifikalı Tohum Kullanım Desteklerinde 2017 yılına göre herhangi bir artış yer almıyor. Son beş yıldaki desteklere bakıldığında da bazı ürünlerde kimsi artış olduğu görülüyor.
-Yurt İçi Sertifikalı Tohum Üretim Desteğinde Fiğ, Korunga, Yem bezelyesi ve yonca destekleri bir önceki yıla göre 2 katına çıkarılmış bulunuyor. Diğer ürünlere olan destek ise değişmemiş. Bu destekleme kalemine ait son beş yıl verileri de destekleme miktarında çok fazla değişiklik olmadığını gösteriyor.
-Sertifikalı Fidan Üretim Desteklerinde de bir değişikliğe gidilmemiş.
-Tarımsal yayım ve danışmanlık desteğinde ise 3000 TL’lik bir atış öngörülmüş.
Açıklamanın sonuç bölümünde ise şu değerlendirmeye yer verildi:
“Tarım, toplumun beslenmesi için stratejik bir öneme sahiptir. Yeterli ve dengeli beslenmenin ve ülkenin gıda güvenliğinin sağlanması için tarımsal üretim faaliyetlerinin sürdürülmesine ihtiyaç vardır. Çiftçinin üretmeye devam etmesi, tüketicilerin ucuz ve sağlıklı gıdaya erişebilmeleri için tarımsal destekler büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle doğa koşullarının önemli ölçüde etkilediği tarımsal üretimin ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda, kar/zarar hesabına bakılmaksızın planlanması ve desteklenmesi gerekmektedir.
2018 yılı tarımsal desteklemelerle ilgili söylenebilecek ilk şey, erken açıklanmasının olumlu olduğudur. Ancak birçok desteğin aynı kalması, artış yapılanlardaki artışların da sınırlı olması, tarımsal üretimin göz ardı edilmeye devam edildiğini gösteriyor.
5488 sayılı Tarım Kanunu gereği GSYH’nin %1’i düzeyinde tarımsal destek yapılması gerekirken, bugüne kadar bu gerek yerine getirilmemiştir. Kanunun çıkmasından 2017 yılına kadar tarım sektörüne 82 milyar TL eksik destekleme yapılmıştır. 2017 yılında büyümenin %7 olarak beklendiği göz önüne alındığında, tarımsal desteklemelerin, büyümenin değil enflasyonun bile gerisinde kaldığı görülmektedir.
Yapılacak desteklemeler ülkemizin dışa bağımlılığını azaltacak, üretimi teşvik etmekten uzaktır.
Alan bazlı destek olarak çiftçinin en önemli beklentisi mazot ve gübre desteği iken, gübre desteğine artış yapılmaması, umutları tükenen üretici kitlesinin yakın bir gelecekte üretimden uzaklaşacağı ve kırsalda emek vererek üreten çiftçi nüfusunun daha da azalacağı anlamını taşımaktadır. Diğer taraftan gübre istekleri farklı olan ürünlere herhangi bir ayrım yapılmaksızın aynı tutarda destek verilmesi, desteklerin iyi bir planlama yapılmadan belirlendiğini göstermektedir.
Yağlık Ayçiçeği, Kütlü Pamuk, Soya Fasulyesi, Kanola, Aspir, Dane Mısır, Buğday, Arpa, Yulaf, Çavdar, Tritikale, Çeltik, Zeytinyağı ve Çay için verilen Havza Bazlı Fark Ödeme Desteklerinde geçen yıla göre herhangi bir artış yapılmamıştır. Ülke tarımının lokomotifi niteliğinde ve katma değeri yüksek olan bu ürünler sürdürülebilir tarımın temelini oluşturan ürünlerdir. Destekleme ödemelerinde, herhangi bir artış yapılmamış olan temel ürünlerimizi üreten çiftçilerin yalnız bırakılması manidardır.
Akılcı ve doğru nitelikte belirlenmeyen desteklemeler, ülkemizin tarımsal potansiyeline hizmet edememektedir. 2018 yılı destekleri geçmiş yıllarda olduğu gibi çiftçi beklentilerinin çok altındadır. Üretimi teşvik etme, çiftçiyi köyünde tutma niteliğinden uzaktır.
Osmanlı zamanında aşar vergisi altında ezilen, Atatürk Cumhuriyetinde milli ekonominin temel direği, “Milletin Efendisi” köylü; bugün uygulanan yanlış tarım politikalarının altında bir kez daha ezilmektedir. Yanlış tarım politikalarının mağduru “Milletin efendisi”; her geçen zaman diliminde umutlarını yitirmektedir. Tefeciye muhtaç durumdadır. Artan maliyetler, her yıl biraz daha kısılan ve reel olarak azalan destekler, borcunu ödemek için hayvan varlığını elinden çıkaran çiftçiler, boş tarlalar, dağılan köyler, umutsuz ve hüzünlü ve boşalan kırsal…
İşte tarımımızın hazin özeti… Milletin efendisi köylüyü üretimden koparıp, muhtaç duruma getirenler utansın!”