Bakan Çelik, 2018 yılından itibaren desteklemeler için sertifikalı tohum kullanım şartının uygulanacağını hatırlatarak, “Yerel tohumlardan vazgeçiliyormuş gibi değerlendirmeler yapılıyor. Bunlar kesinlikler doğru yaklaşımlar değil. Amacımız yerel tohumlarımızı sertifikalı tohuma dönüştürmek.” dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünde (TİGEM) “Yerli Sebze Tohumculuğunun Geliştirilmesi Projesi” ve “Damızlık Hayvanlara Embriyo Transferi Projesi” konularında basın toplantısı düzenledi. Bitkisel üretimin temelini tohumculuğun oluşturduğunu söyleyen Çelik, tohumculuk alanında 2005 yılından bu yana üreticilere 1,4 milyar liralık sertifikalı tohum, fide ve fidan desteği verdiklerini dile getirdi.
Bugün sebze tohumu ihtiyacının yüzde 50’sinin yerli üretimle karşılandığına dikkati çeken Çelik, hububatta bu oranın yüzde 80’leri aştığını belirtti.
Sertifikalı tohum üretiminin 2016 sonu itibarıyla 1 milyon tona ulaştığını, 70 ülkeye tohum ihracatı yapıldığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
“Buna karşın yılda 90 milyon dolarlık sebze tohumu ithal ediyoruz. Yerli hububat tohumu üretimindeki başarımızı, sebze tohumunda da göstermemiz gerektiği inancıyla TİGEM bu alanda çalışmalara başladı. TİGEM ilk defa yerli sebze tohumu üretimi yapmak için hazırlıklarını tamamlamış bulunuyor. Antalya Boztepe işletmesinde domates, biber, patlıcan, hıyar ve kavun çeşitlerinde yeni hat ve çeşitler geliştirilecek. Bu hat ve çeşitler çoğaltılarak, üreticilerimizin ihtiyacına sunulacak. Böylece hem ihtiyacımız olan sebze tohumunu karşılamış olacağız hem de bu alanda ihracat kapasitemizi daha da geliştireceğiz.”
“Amacımız, yerel tohumlarımızı sertifikalı tohuma dönüştürmek”
Bakan Çelik, 2018 yılından itibaren desteklemeler için sertifikalı tohum kullanım şartının uygulanacağını hatırlatarak, “Sertifikalı tohum açığımız var. Bunu kapatmak için özel sektörle birlikte gerekli çalışmaları yürütüyoruz.” dedi.
Önümüzdeki dönemde başta sebze ve yem bitkileri olmak üzere tohumculukta Ar-Ge desteğini 10 kat artıracaklarını ifade eden Çelik, sertifikalı olmayan yerel tohumları da koruyacaklarını, 5 dekarın altında tarım yapan üreticilerin sertifikalı tohum şartı aranmaksızın destekleneceğini kaydetti.
Çelik, “Yerel tohumlardan vazgeçiliyormuş gibi değerlendirmeler yapılıyor. Bunlar kesinlikler doğru yaklaşımlar değil. Amacımız yerel tohumlarımızı sertifikalı tohuma dönüştürmek.” dedi.
Havzasında yerel tohum kullananların arazi büyüklüğüne bakılmaksızın destekleneceğini de belirten Çelik, yerel tohumların gen bankalarında muhafaza edildiğini, ihtiyaç halinde çoğaltılıp, talep edenlere verileceğini bildirdi.
Belli illeri, bölgeleri “organik tarım alanları” ilan edeceklerini anlatan Çelik, organik tarım yapanların, yerli tohum kullanmaları durumunda ilave destek alacağını söyledi.
“Damızlık Hayvanlara Embriyo Transferi Projesi”
Bakan Çelik, “Damızlık Hayvanlara Embriyo Transferi Projesi” hakkında da bilgiler paylaştı. Hayvancılığın temelinin damızlığa dayandığını, Türkiye’de damızlıktan hayvan üretiminin gerçekleşmesi döngüsünün sağlıklı yürütülemediğini, temel sorunun da buradan kaynaklandığını anlatan Çelik, nüfus artışına paralel olarak kırmızı et talebinin, dolayısıyla damızlık düve ihtiyacının da giderek arttığını belirtti.
Çelik, yetiştiricilerden gelen kombine damızlık düve talebini karşılama yönünde adımlar attıklarını, geçen yıl 130 bin damızlık düvenin Türkiye’ye giriş yaptığını ifade etti. Çelik, “Bunların önemli bir kısmını genç çiftçilerimize hibe olarak dağıttık. Amacımız hayvancılıkta dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak. Milli Tarım Projesi kapsamında 33 ilimizde Damızlık Düve Üretim Merkezi kuracağımızı ilan ettik. Buralarda en az 500 baş kapasiteli damızlık düve üretim merkezleri olması gerektiğini de söyledik. Bu merkezlerin kurulacağı illerimizin tamamında ahır, ağıl yapımına, makine-ekipman alımına ve damızlık hayvan alımına yüzde 50 hibe veriyoruz. Üreticilerin damızlık ihtiyaçları bu merkezlerden karşılanacak.” diye konuştu.
Bu merkezlerin Ziraat Bankasından çok daha kolay şekilde kredi kullanabileceklerine işaret eden Çelik, hayvancılık yapmak isteyen vatandaşların damızlık ihtiyaçlarını bu merkezlerden aracısız olarak karşılayabileceklerini bildirdi.
Çelik, amaçlarının Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu hayvan varlığını üretecek tesislerle damızlık hayvan açığını, kırmızı et açığını bir an önce ortadan kaldırmak olduğunu belirterek, “Bu üretim merkezleriyle ülkemiz hayvancılığının sınıf atlayacağı inancındayız.” dedi.
TİGEM’in ilk defa gerçekleştireceği embriyo transferi projesinin de bu yöndeki çalışmaların önemli bir ayağını oluşturduğunu dile getiren Çelik, embriyo transferinin, dünyada çok yaygın bir şekilde uygulanmasına rağmen Türkiye’de ağırlıklı olarak üniversitelerde araştırma çerçevesinde kaldığını söyledi.
Embriyo transferinin uygulanmasına bugün itibarıyla başlanılacağını bildiren Çelik, bu uygulamanın yüksek vasıflı bir dişi sığırdan alınan çok sayıda yumurtanın döllenmesiyle elde edilen embriyoların, taze ya da dondurulmuş olarak çok sayıda taşıyıcı anne adayı dişi sığıra nakledilmesi işlemi olduğunu anlattı.
Böylece istenilen cinsiyette ve ırkta buzağı elde etmenin mümkün olabileceğine dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:
“Halen TİGEM’in faal 17 işletmesinin 12’sinde büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılıyor. Buralarda simental, siyah alaca, esmer, jersey ve limuzin ırklarından oluşan toplam 32 bin baş hayvan varlığıyla damızlık yetiştiriliyor. Damızlık yetiştiriciliğinde embriyo transferiyle yeni bir dönem başlatıyoruz. TİGEM’in 6 işletmesinde çeşitli ırklardan 15 bin baş, taşıyıcı anne adayı kombine veya etçi ırklardan elde edilen embriyoların nakliyle gebe bırakılacak. Bunlardan kombine simental ırkı damızlık elde ederek hayvan varlığımızı artıracağız. TİGEM, bu projeyle taze ve dondurulmuş embriyo üretim merkezi haline gelecek. TİGEM, ilerleyen dönemlerde hayvan üreticilerimize ıslah amaçlı hizmet de sağlayacak.”