Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, yeni kabinede Antalya’dan en az bir bakan görmek istediklerini, yeni Tarım Bakanından da ilk taleplerinin tarımsal envanter sayımının yapılarak paylaşılması olduğunu söyledi.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Haziran ayı Meclis toplantısında konuşan ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Meclis ve kabinenin çalışmaya başlamasıyla birlikte tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesi ve mali disiplinin sağlanmasını beklediklerini kaydetti. ATB Komitelerinin güncel ve gerçekçi bir tarımsal envanter sayımının gerçekleştirilmesi ve paylaşılmasını talep ettiğini bildiren Çandır, gerçekçi bir envanterin tarım sektörünün daha fazla üretmesi, ihracat yapabilmesi ve piyasalara daha uygun fiyatlarla ürün sunabilmesi için acil olarak yapılması gerektiğini kaydetti. Çandır, “Yeni hükümet sisteminde göreve gelecek bakandan ilk talebimiz budur” dedi.
Güncel ve gerçekçi bir envanter yapıldığında tarım sektörünün geleceğiyle ilgili doğru stratejiler belirlenebileceğini söyleyen Çandır, “Bu stratejilere dayalı üretim planlamaları hazırlanıp uygulanabilecek ve bu planlamalar kapsamında etkili destek-teşvik programları hazırlanabilecektir. Yani sözünü ettiğimiz ve öncelikle yapılmasını istediğimiz sektörel envanter çalışması, yıllardır sektörümüzde yokluğunu belirttiğimiz gerçekçi ve etkili strateji-plan-destek/teşvik zincirinin ilk halkası olacaktır” diye konuştu.
Korumacılıktan en fazla tarım etkilenecek
Son bir yıldır dünya ticaretinde herkesi yakından ilgilendiren köklü bir dönüşümün yaşandığına işaret eden ATB Başkanı Çandır, bir taraftan küresel ticaretin serbestleştiği ve malların dünya üzerinde kolayca dolaştığı, diğer taraftan da bol para arzının yaşandığı dönemin geride kaldığını söyledi. Çandır, “Bu dönemde küresel ticarette korumacılığın arttığı ve merkez bankalarının para arzını daralttığı bir ortamla karşı karşıyayız” dedi. Tarım sektörünün yeni düzenden en fazla etkilenecek sektörlerin başında geldiğini bildiren Çandır, şunları paylaştı:
“Amerika Birleşik Devletleri’nin başını çektiği bu akım, özellikle bizim gibi geleneksel mal ticareti yapan ülkelerin dış ticaretini olumsuz yönde etkileyecektir. Zaten aşırı rekabetçi alanlarda, düşük karla ticaret yapmaya çalışan ihracatçılarımız için zor günler kapıdadır. Karşılıklı tedbirlerle bu korumacılığın giderek yaygınlaşması halinde, fırsatlar yerine ilave zorluklarla karşı karşıya kalacağız. Tarım sektörü, bu zorluklarla mücadele etmede ilk sırada gelecektir. Kentimiz tarım sektörü ihracat odaklı bir sektördür. Ürettiğimiz mallar; örtü altı ürünlerinden meyvesine, kesme çiçeğinden tıbbi aromatik bitkisine, zeytinyağından süt ürünlerine geniş bir yelpazede ihracata konu olmaktadır. Dolayısıyla küresel ticarette yaşanmakta olan bu dönüşümü dikkatle takip etmeliyiz.”
Döviz bağımlılığımız ortalamanın üzerinde
Döviz kurlarındaki dalgalanmanın ticarete etkisine dikkat çeken Çandır, Antalya’nın ve tarım sektörünün dövize bağımlılığının ülke ortalamasının üzerinde olduğunu belirtti. Çandır şunları söyledi:
“Ülkemizin ekonomik koşulları hepimizin malumudur. Yaşamakta olduğumuz zorlu koşullar bizleri tedirgin etmektedir. Özellikle döviz kurlarındaki dalgalanmalar geleceğe ait planlama yapamayışın dışında, günlük üretimimizi ve ticaretimizi hangi maliyetle yapmakta olduğumuzu hesaplamakta da bizleri zorlamaktadır. Geçtiğimiz günlerde açıklanan ithal mallarla ilgili enflasyon (YD_ÜFE), yüzde 6.40 artış ile yıllık olarak yüzde 30.65’i bulmuştur. Bu seviye son 9 yılın rekorudur.
Kentimizin ve sektörümüzün dövize bağımlılığı ülke ortalamasının üzerindedir. Bu demektir ki, Antalya’mızın enflasyonu uzun bir dönem daha Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyredecektir. Bildiniz gibi bizler ürettiğimiz ve ticaretini yaptığımız malların fiyatlamasını; maliyetlerine göre değil, değişen piyasa koşullarına göre yaparız. Yani katlandığımız maliyetleri, fiyatlara yansıtma gücümüz oldukça zayıftır. Önümüzdeki dönemde muhtemel ilave maliyet artışlarına kendimizi şimdiden hazırlamalı ve maliyet kontrolüne odaklanmalıyız.”
Finansman maliyeti büyük sıkıntı, önümüz açılsın
Son iki yıldır finansmana erişim ve maliyetinde yaşadıkları sıkıntıları anlatan Ali Çandır, “Bu konudaki ihtiyaçlarımızı şimdiye kadar sıkça dile getirdim. Hatta Antalya Yaklaşımı önerimiz kapsamında somut taleplerimizi, Türkiye geneline yaygınlaştırarak belirli ölçülerde gerçekleştiren hükümetimize teşekkür ettim. Ancak bugün geldiğimiz noktada ciddi bir finansman maliyetiyle karşı karşıyayız. Fiyatlarımıza bu maliyetleri yansıtmada zorluklar yaşamaktayız. Düşen kar marjları ve uzayan vade süreleri de bu enflasyon ortamında bizleri ayrıca zorlamaktadır” diye konuştu.
İş dünyasının zorluklara aşılı olduğunu, üretme, katma değer yaratma ve büyüme söz konusu olduğunda motivasyonunu kaybetmediğini vurgulayan Çandır, “Daha önce de belirttiğim gibi bizim bu konulardaki kararlılığımız bitmez. Önümüzdeki dönemde karar vericilerimizin de aynı iradeyle bizlere yol açan bir rol oynamalarını beklemekteyiz” dedi.