Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, koronavirüsle mücadele sürecinde, tüm kesimlere “evde kal” çağrısı yapılırken çiftçilerin üretime devam ettiğini bildirerek, “Koronavirüsle mücadelenin kahramanlarından biri de Türk çiftçisidir. Bir alkışı da emektar çiftçimiz hak ediyor” diye konuştu.
Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, tarımın ve çiftçilerin öneminin salgınla mücadele sürecinde daha iyi anlaşıldığını vurguladı.
Hastalıklarla mücadelede yeterli ve dengeli beslenmenin ilaç kadar önemli olduğunu ifade eden Bayraktar, “Çiftçimiz pandemi sürecinde fedakarlık göstererek üretmeye devam etmiş gıda arzında kesinti yaşanmasına müsaade etmemiştir. Dünyada çiftçiler, pandemi sürecinde üretimden kaçarken bizim çiftçimiz ülkemiz için üretmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Bayraktar, “Bu süreçte üretimi ile hayati bir rol üstlenen tarım ve gıda sektörü durursa, ülkemizde hayat durur. Üretimin aksamadan sürdürülebilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır” diye konuştu.
“İthalata bağımlı ülkeler bu süreçte yara alıyor”
Bayraktar, koronavirüs salgınıyla birlikte tarımsal üretiminin ve tarımda kendine yeter ülke olmanın öneminin daha iyi anlaşıldığını belirterek, “Tarım demek gıda güvencesi demektir. Gıda güvencemizi sağlamak için çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Tarlada kalmak, üretmek, insanlarımızı doyurmak istiyoruz. Arz açığı olan temel ürünlerde kendine yeterlilik derecemizi en üst seviyeye çıkarmalıyız” diye konuştu.
Kendi kendine yeten ülkelerin, zor dönemleri daha başarılı bir şekilde atlattığına işaret eden Bayraktar şunları söyledi:
“İthalata bağımlı ülkeler bu süreçte yara alıyor. Gıda milliyetçiliği kavramının önem kazandığı bu dönemde ülkeler, uyguladıkları korumacılık tedbirleri kapsamında ihracata kısıtlamalar getiriyor. Bu şartlarda ithalat yapılsa bile ürünün çok daha pahalıya geleceği bir gerçektir. Bu süreçte tarım sektörünün ve üretimde kendi kendine yeten ülke olmanın ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmıştır.
Yaşadığımız tecrübeler gösteriyor ki, tarım potansiyelimizin tamamını kullanmak, arz açığımız olan ürünlerimizin üretimini doğru planlamak zorundayız.
Arz açığı veren ürünlerin üretiminin artırılması için iyi bir üretim planlaması yapılmalı, üretimin artırılmasına yönelik destek politikaları belirlenmeli, verim artışı sağlanmalıdır. Bunun için de özellikle sulama yatırımları tamamlanmalı, 1 milyon 850 bin hektar arazi sulamaya açılmalıdır.”
“Çiftçilerimiz tüm kaygılara rağmen üretime devam ediyor”
Şemsi Bayraktar, çiftçilerin diğer kesimlerin üçte biri oranında bir gelir elde ettiğini, bu durumun sürdürülebilir olmadığını belirtti.
Üretimin artarak devam etmesi için çiftçilerin yeterli gelir elde etmesinin önemine işaret eden Bayraktar, “Bunu sağlamak için sektörün başlıca sorunlarının çözüme kavuşturulması gerekmektedir” diye konuştu.
Bayraktar şöyle devam etti:
“Koronavirüsle mücadelenin ne kadar süreceği ve nasıl önlemler alınacağı konusundaki belirsizlikler, çiftçilerimizin önünü görmesine engel olmaktadır. Salgın nedeniyle vatandaşlarımızın evlerinde kalması, turistik tesisler, lokanta, restoran gibi yerlerin kapalı olması, her yıl ülkemize gelen 40 milyon turistin bu yıl belki de gelemeyecek olmasının doğuracağı muhtemel talep daralması üreticilerimizi kaygılandırmakta, tedirginliğe yol açmaktadır.
Çiftçilerimiz tüm kaygılara rağmen üretime devam ederken, ürününü hasat edemeyeceği ve satamayacağı gibi endişeler yaşamaktadır. Bu endişelerin giderilmesi için, gıda zincirinin ilk halkası olan tarladaki üretimin
güvence altına alınması gerekmektedir. Beklentimiz, bir an evvel tarım sektörüne özel bir ekonomik paket açıklanmasıdır.”
Girdi fiyatları makul seviyelere çekilmeli
Çiftçilerin bu günlerde her zamankinden daha çok desteğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Bayraktar, üretimin artması için çözüme kavuşturulması gereken başlıca sorunları şöyle sıraladı:
“Gübre, mazot, elektrik, ilaç, yem gibi girdiler ile sulama ücretlerindeki artış tarımsal üretimi olumsuz etkilemektedir. Gübre fiyatları üretimde önemli bir kriterdir. Fiyatlar arttığında kullanım azalmakta, yeterli ve kaliteli bir üretim sağlamak güçleşmektedir. Girdi fiyatları makul seviyelere çekilmelidir.
Çiftçilerimizin sulama birlikleri ve elektrik şirketlerine olan borçları nedeniyle tarımsal desteklere konulan blokeler kaldırılmalıdır.
Üreticilerimiz, özellikle kredi borçlarının ödenmesi konusunda da büyük sıkıntı yaşamaktadır. Beklentimiz çiftçilerimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçları ile elektrik, sulama, BAĞ-KUR primleri gibi borçlarının faizsiz olarak uzun vadeli yapılandırılmasıdır.
Destek miktarları girdi fiyatlarında yaşanan artışlar göz önünde bulundurularak arttırılmalıdır. Çiftçilerimize ek destek verilmelidir. Küçük aile işletmeleri ve genç çiftçilere özel olarak desteklenmelidir. 2019 yılı destekleri biran evvel ödenmeli 2020 destekleri avans olarak verilmelidir.
Et ve süt fiyatlarındaki dengenin üretici ve tüketici aleyhine bozulmasını önleyecek tedbirler alınmalı, sektör desteklenmelidir. Gerektiğinde Et ve Süt Kurumu müdahale etmelidir.
Bazı gıda ürünlerinde spekülatif olarak yaşanan fiyat artışları, üretici- tüketici makasının açılmasına neden olmaktadır. Bu durum hem üreticilerimizi hem de tüketicileri olumsuz etkilemektedir. Üreticilerimiz ürününü düşük fiyatla satarken
tüketici pahalıya almaktadır. Bu spekülatif hareketlerin denetimlerle kontrol altına alınması gerekmektedir.
Hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasaklarında da tarladan sofraya kadar uzanan zincirde aksama yaşanmaması için önlemler alınmalıdır.”