Tıbbi ve aromatik bitkide katma değer sorunumuz var

0
877
Tıbbi ve aromatik bitki zenginliğimizin farkında değiliz (Photo: Pixabay/cenczi)

Tıbbi ve aromatik bitki çeşitliliği bakımından büyük zenginliğe sahip olan Türkiye’nin birçok değerinin farkında olmadığını belirten Prof. Dr. Yüksel Kan, Avrupa ülkelerinden 100’ün üzerinde tıbbi bitkiden elde edilen ürün ithal edildiğini dile getirdi. 

Tıbbi ve Aromatik Bitki Çeşitliliğinin Korunmasında, Bunların Üretiminde ve Pazarlanmasında Karşılaşılan Sorunlar ile Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın başkanlığında 19 Haziran Çarşamba günü toplandı. 

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tıbbi Bitkiler Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yüksel Kan, komisyonda yaptığı sunumda, tıbbi bitkilerin bugüne kadar tali konular olarak görüldüğünü ancak bu bitkilerin gıdadan sağlığa kadar birçok konuyla ilişkisinin bulunduğunu söyledi. 

Türkiye’nin, dünyadaki 150 milyar dolarlık tıbbi ve aromatik bitki ticaretinde 500 milyon dolarlık paya sahip olduğunu belirten Kan, “Sürdürülebilirlik için kaliteli kaynak, kaliteli üretim, kaliteli kullanıcı ve kaliteli kazanç olacak. Bu dört esası oturtamazsanız hangi konuda olursa olsun sürdürülür olmanız mümkün değil.” diye konuştu. 

Tıbbi ve aromatik bitki çeşitliliği bakımından büyük zenginliğe sahip olan Türkiye’nin birçok değerinin farkında olmadığına dikkati çeken Kan, Avrupa ülkelerinden 100’ün üzerinde tıbbi bitkiden elde edilen ürün ithal edildiğini dile getirdi.

“Bizim üretip sattığımız ürünlerde katma değer sorunumuz var.”

Söz konusu ürünlerin ciddi bir pazar payı olduğunu vurgulayan Kan, “İlaç hammaddesi olarak dışa bağımlıyız. Katma değer bakımından yurtdışına sattığımız ürünlerin ortalama ihracat fiyatı 5-6 dolar iken ithal ettiğimiz ürün ortalaması 15-20 dolar ya da avro. Bizim üretip sattığımız ürünlerde katma değer sorunumuz var.” değerlendirmesinde bulundu. 

Anadolu’nun her karışının bir hazineye sahip olduğunu belirten Kan, bitki çeşitliliğinin Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu kaydetti. 

Tıbbi ve aromatik bitki sektöründe “doğru bitki”, “doğru üretim”, “doğru tüketim”, “doğru tanıtım” ve “doğru pazarlama” olarak sıraladığı 5 D kuralının oluşturulması gerektiğini aktaran Kan, şöyle devam etti: 

“Eğer tohumunuz varsa varsınız, yoksa yoksunuz. Biz üniversite olarak ticari değeri yüksek bitkilerin üretim uygulama çiftliğini kurduk. Çalışmalarımızda ilgili alanların uzmanları yer almaktadır. Endemik bitkilerin nitelikli tohumlarını burada görmeniz mümkün. Endemik bitkilerin kaçak ticaretinin engellenmesinin tek yolu üretime kazandırılmasından geçiyor. Bunun için her ilimize marka olabilecek en doğru bitkiyi yetiştirmek hedefimiz olmalıdır. Endüstriyel yönden hiçbir zayıflığımız yok. Dört duvar arasında ne Ar-Ge oluyor ne üretim oluyor. Uygulamadan uzak olmamız en büyük sorunlarımızdan birisidir. Bu tembellikten kurtulmamız lazım. Acilen tıbbi aromatik bitkiler üst kurulunun kurulması gerekiyor. Bu kurul bağımsız ve denetlenebilir olmalı. İçerisinde çiftçisinden ormancısına, mühendisinden biyoloğuna kadar herkes olmalı. Sürdürülebilirlik, iyi yönetimden geçmektedir.” 

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haydar Öztaş da sunumunda Ermenek bölgesine ait endemik bitkilerle ilgili çalışmalarını anlattı.

Kaynak: Meclis Haber

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz