6.2 C
Ankara
Salı, Aralık 24, 2024

Süt üreticilerinin sorunlarının çözümü bir başka bahara

Okumalısınız!

İYİ Parti tarafından TBMM’ye sunulan süt üreticilerinin yaşadığı sorunların tespit edilmesi ve çözümüne ilişkin Meclis araştırması açılması talebi reddedildi.

İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu ve 19 milletvekili tarafından, 18 Aralık 2020 tarihinde,  süt üreticilerinin yaşadığı sorunların tespit edilmesi, sorunların çözümü için uygulanabilir politikaların üretilmesi ve üreticilerin mağduriyetlerin giderilmesi için Meclis araştırması açılmasıyla ilgili önerge, Genel Kurulun bugünkü oturumunda görüşüldü.

“Süt üretimi, yem/süt fiyat paritesi arasına sıkıştırılamaz”

İYİ Parti grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz alan Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, süt üretiminin çiftçinin fedakârlığı üzerinden yürütüldüğünü söyledi.

Kasım 2019’da çiğ sütün fiyatının litre başına 2 lira 30 kuruş ve prim 10 kuruşken yem fiyatının ton başına 1.350 lirası olduğunu kaydeden Kabukcuoğlu, “Primle birlikte hesapladığımızda süt/yem paritesi 1,77’dir. Bir yıl süreyle yem fiyatları sürekli yükselirken çiğ süt fiyatı yerinde saymıştır. Ocak 2021’de 1 litre çiğ süt fiyatı 2,80; prim 30 kuruş; yem 2.200 liradır ton başına. Süt/yem paritesi 1,40’a düşmüştür. Süt destekleme bedelleri devlet tarafından gecikerek ödenmektedir. Süt/yem paritesi için uluslararası değer 1,5 iken Tarım Bakanlığının kabul ettiği 1,3’tür.” şeklinde konuştu.

Kabukcuoğlu, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Her büyükbaş hayvan ortalama 450 gün arayla yavrulamakta ve bir buzağı için ortalama 370 lira destekleme primi verilmektedir. Bu prim, bölgeler arasında ve da ahırdaki hayvan sayısına göre değişiyor. Buzağı primleri zamanında verilmemekte ve yine burada üretici mağdur edilmektedir. Örneğin, İç Anadolu, 2019 yılı buzağı yardımını henüz alamamıştır.

Süt üretimi, yem/süt fiyat paritesi arasına sıkıştırılamaz. Çiftçiyle konuştuğumuz vakit, köylü bir ailenin geçinebilmesi için ortalama 8 ila 10 baş hayvan gerekmektedir. Karı koca iki kişi tüm mesaisini buna ayırmak zorundadır. Vatandaş sütünü satar, bedelini yaklaşık bir ay sonra alır. Süt toplayıcısı nazlıdır, bazen de vatandaşı dolandırırlar. Üretici bu zorluklarla ürünü piyasaya verir, tüketici ne yapar? Markette bir litre taze süte 9 lira 95 kuruş bedel öder. Ham maddenin, ham çiğ sütün yaklaşık 4 misli bir fiyattır, bu anormal bir durumdur; bu konuda acil bir regülasyona ihtiyaç vardır.”

Girdilerdeki aşırı artışın küçük çiftçiyi, aile ziraatını bitirdiğini belirten Kabukcuoğlu, süt üreticilerinin yaşadığı sorunların on dokuz yıllık AK Parti iktidarında çözüme kavuşmadığını, üreticinin mağduriyetinin artarak devam ettiğini savundu. Kabukcuoğlu konuşmasını, “İYİ Parti olarak bu sorunların çözümü ve mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi süt üreticilerinin sorunları karşısında yalnız olmadığının anlaşılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yanında olduğunu görmesi, konunun her yönüyle araştırılarak çözüm yollarının bulunması için Meclis araştırması açılmasını talep ediyoruz.” sözleriyle tamamladı.

“Tarım, özelleştirme politikalarına kurban edildi”

Önerge üzerine HDP Grubunun görüşlerini dile getiren Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık, milyonlarca kişinin geçimini sağladığı tarım sektörünün bir bütün olarak AKP’nin özelleştirme politikalarına kurban edildiğini iddia etti. AKP döneminde 4 milyondan fazla kişinin tarımdan koptuğuna dikkat çeken Işık, “Köy hizmetlerini, il özel idarelerini plansız bir şekilde kapatan, gerekli altyapıyı hazırlamayan AKP, tarımda çalışan nüfusu göçe, yoksulluğa ve kayıt dışılığa mahkûm etmiştir. Bugün, tarımda çalışan yaklaşık 5 milyon kişinin yüzde 80’inden fazlası sigortasızdır. Bu oran kadınlarda yüzde 90’ı bulmaktadır. Mevsimlik tarım işçilerinin hâli ortadadır. AKP iktidara geldiğinde Türkiye’de tarım istihdamı 9,5 milyondu, şimdi bunun yarısı bile değil.” dedi.

Çiftçinin maliyetlerinin katlanarak arttığını, buna karşın ürettiği ürünün, sattığı etin, sütün fiyatının aynı oranda artmadığını söyleyen Işık, gelişmiş ülkelerde sütün sadece bir tarım ürünü olarak ele alınmadığını, sütten yapılan ürünlerin başlı başına bir sektör ve istihdam alanı olduğunu vurguladı. Ham maddesi süt olan ürün sayısının peynir çeşitlerinden çikolataya, pastadan mamaya yüzlerce alana uzandığına işaret eden Işık; “Bildiğiniz üzere, anne sütünün bir alternatifi yok ama ihtiyaç duyan ebeveynler anne sütü yetersiz kalan bebekleri için belirli bir süre mama almak zorundalar. Türkiye’de ebeveynlerin güvenerek en çok aldığı mama ve devam sütünün neredeyse hepsi yabancı menşelidir yani ithal edilmektedir, dolar kuru arttıkça da zamlanmaktadır. Son iki yılda mama fiyatları 3-4 kat artmıştır. Artık, ebeveynler mama alamamaktadır. Bu durum bebek sağlığı için de riskli bir hâl almaya başlamıştır.” şeklinde konuştu.

Gıda Komitesi üretimi baltalıyor

CHP grubu adına söz alan Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, marketlerde 1 litre sütün fiyatı 8 liraya, peynirin kilosu 50 liraya gelmişken ekonomi iyi demenin vatandaşla dalga geçmek olduğunu söyledi. “Devrî iktidarınızda bebek bezine, çocuk mamasına ve en sonunda ise peynire marketlerde kilit vuruldu.” diyen Aytekin şöyle devam etti: “Gıda Komitesi diye bir komitemiz var. Tarım, Hazine ve Ekonomi Bakanlarının işin içinde olduğu bir komite. Süt üreticilerimiz destek beklerken “Yıllık enflasyonu artırır.” diyerek bu destek verilmedi. Elektriğe, otoyola zam yaparken yükselmeyen enflasyon ne hikmetse süt üreticisine gelince yükseliyor. Bu komite başlı başına üretimi baltalayan bir komite. Üretici tüm ülkede olduğu gibi Balıkesir’de de on bir ay boyunca çiğ süt fiyatına 1 kuruş dahi zam alamadı. Balıkesir tek başına bu ülkenin süt ve süt ürünleri ihtiyacını karşılayabilecek bir kent iken şimdi hayvanlarını mezbahaya göndermek zorunda kalan bir şehir oldu.”

2020 yılında 1,6 milyar lira çiğ süt desteği ödemesi yapıldı

AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz ise konuşmasında hayvancılığa verdikleri desteklerden söz etti. Son on sekiz yılda hayvancılığa verilen desteklerle büyükbaş hayvan varlığının yüzde 81, küçükbaş hayvan varlığının ise yüzde 72 arttığını kaydeden Minsolmaz, buna bağlı olarak da süt üretiminin yüzde 173’lük artışla 23 milyon tona ulaştığını belirtti.

2020 yılında 1,6 milyar lira çiğ süt desteği ödemesi yaptıklarını hatırlatan Minsolmaz, “2020’nin ilk altı aylık döneminde destek dâhil ortalama parite 1,44 olarak gerçekleşmiş, yaşanan maliyet artışlarına rağmen 2020 yılının destek dâhil çiğ süt yem paritesi ortalama 1,36 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Üreticilerimizin süt üretim maliyetlerinde yaşanan artışlardan etkilenmemesi -doğrudur, yem fiyatlarında ciddi artışlar olmuştur- bunların önlenmesi amacıyla temmuz-eylül döneminde çiğ süt desteği 40 kuruşa çıkarılmış ve ilk iki ayın ödeme desteği yapılmıştır. Ekim, kasım, aralık aylarına ait çiğ süt desteği ise 30 kuruş olarak belirlenmiştir. Ulusal Süt Konseyinin 11 Aralık 2020 tarihindeki toplantısında 2021 Ocak, Nisan ayları için çiğ süt fiyatı litrede 2,80 lira olarak belirlenmiştir. Tarım ve Orman Bakanlığının aynı dönemde çiğ süt desteği 30 kuruş olarak uygulanacaktır. Bu sayede, paritenin 1,30 üzerinde kalması yine sağlanmış olacaktır.” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından; süt üreticilerinin yaşadığı sorunların tespit edilmesi, sorunların çözümü için uygulanabilir politikaların üretilmesi ve üreticilerin mağduriyetlerin giderilmesi için Meclis araştırması açılmasıyla ilgili önerge Genel Kurulda yapılan oylamada reddedildi.

Bu haber de ilginizi çekebilir: Ekonomik krizin sorumlusu süt üreticileri mi?

[mc4wp_form id=”25750″]

Son Haberler

Elveda…

Yaşam İçin Gıda Haber Sitesinin Kurucusu, Genel Yayın Yönetmeni Sayın Metin Ertunç 20 Mayıs 2021 tarihinde geçirdiği kalp krizi...