CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, hükümet yetkililerinin pandeminin başladığı tarihte çiftçiye “üretin, ürününüz tarlada kalmaz, gerekirse devlet alır” dediğini belirterek, “Onlar söz verdi, çiftçi gereğini yaptı. Çiftçi sözünü yerine getirdi ama çiftçinin ürünü tarlada, depoda kaldı. Şu anda patates depolarda çürüyor. Hükümet halka sözünü tutmamıştır, halka yalan söylemiştir” dedi.
Sarıbal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Covid-19 tedbirleri nedeniyle yeni yasaklar uygulanmaya başlandığını, marketlerin açık olduğunu ama halk pazarlarının kapalı kalacağını hatırlatarak, bu kararın yeniden gözden geçirilmesini istedi. Sarıbal, “Yüzbinlerce pazarcı var bu ülkede. Pazarcılar tezgahlarını açamazsa yeterli tarım ürünü satılamayacak, ürün fiyatları daha da artacak, çiftçi hallere daha az ürün göndermek zorunda kalacak. Pazarcıların mutlaka tezgahlarını açmasını sağlamak lazım. Pazarlar açık hava ve sosyal mesafe korunabilir. Pazarlardaki risk marketler kadar yüksek değil” diye konuştu.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1. Su Şurası tanıtımında bazı rakamlar vererek tarımın çok iyi durumda olduğunu savunduğunu hatırlatan Sarıbal, rakamları eğip bükerek gerçeklerin gizlenemeyeceğini belirterek, şöyle devam etti:
Devletin rakamları
“Size Devlete ait bazı rakamları açıklamak isterim. AKP iktidarları döneminde, 35 milyon tarım alanı üretimden çıktı. Aynı dönemde 654 bin çiftçi üretimden ayrıldı. AKP öncesinde tarımın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı %10.2 iken 2020 yılında bu oran %6.6’ya düştü. Olması gereken tarımsal hâsıla 515 milyar iken bugün 333 milyar lira. 2002 yılında tarım sektörünün istihdam içindeki payı %35 ve 7.5 milyon insan tarımda çalışıyordu. 2020 yılında ise tarımın istihdam içindeki payı %18’e, çalışan sayısı ise 4.7 milyon kişiye düştü. AKP döneminde tarım sektöründe çalışan 2 milyon 700 kişi işsiz kaldı. AKP iktidara gelmeden önce 2002 yılında 2 milyon 600 bin çiftçinin sadece bankalara olan borcu 2 milyar 400 milyon lira iken 2020 yılında çiftçi sayısı 2 milyon 100 bine düştü. Çiftçinin borcu ise 134 milyar liraya çıktı. Yani verilen destek işe yaramamış, destek değil köstek olmuş. Çünkü verilen desteğin bir amacı olur. Çiftçinin refahını arttırır. Yeni tarım planlaması sağlar. Verilen destekler bunların hiçbirini sağlamamış durumda.
Üreterek kaybetme modeli
AKP Türkiye’ye yeni bir model getirdi. Üreterek kaybeden, zarar eden, çöken, göç eden, üretirken yoksullaşan, zengin topraklarda kendi toprağının bekçisi olan yeni bir model. Bu modelin adın AKP üretmez, ithal eder modeli. Bu kadar acımasız bir model.”
Çiftçinin Tarım Kredi Kooperatifi’ne olan borçlarının Covid nedeniyle ertelenen haciz işlemlerinin 1 Nisan 2021 tarihi itibariyle yeniden başlayacağını hatırlatan Sarıbal, “Haciz işlemleri Covid nedeniyle ertelenmişti. Covid bitti mi? Bitmedi. Daha da şiddetlenerek sürüyor. Bu mevsimde çiftçi hangi üründen para kazanacak da borcunu ödeyecek? Gübre %80 zam aldı. Dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor çiftçi. Tarım ilacı derseniz her gün zam geliyor. Elektrik son iki yılda %110 zam aldı. Su fiyatı son iki yılda %100’ün üzerinde arttı. Bu koşullarda çiftçi borçlarını nasıl ödeyecek?” görüşlerini dile getirdi.
173 büyük firmanın milyarlarca liralık borçlarının yapılandırıldığını ama üretim yapan çiftçinin borçlarının bir türlü yapılandırılmadığını belirten Sarıbal, “Çiftçiye ne haliniz varsa görün deniliyor” dedi.
[mc4wp_form id=”25750″]