Son günlerde hayvancılığımızı etkisi altına alan Şap hastalığı salgını üzerine Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nden (TVHB) açıklama geldi. TVHB Merkez Konseyi Başkanı Talat Gözet imzasıyla yayımlanan yazılı açıklamada, “Türkiye, şap hastalığı yanında, tüberküloz, brusella, kisthidatik gibi halk sağlığını da tehdit eden hastalıkları da eradike etmek zorundadır. Bu hastalıklar ülkemize yakışmıyor.” ifadelerine yer verildi.
Şap salgını nedeniyle, hayvancılığımızın risk altında, yetiştiricilerin ise darboğazda olduğu vurgulanan açıklamada, şöyle denildi:
“Hastalık çok önemli verim kayıplarına neden olurken genç ve ithal hayvanlarda ölümlere neden olmaktadır. Hastalık çok hızlı yayılma özelliğine sahiptir. Verim kayıpları da dikkate alındığında, ülkemizdeki en önemli salgın hastalıkların başında gelmektedir. Şap, bir kaç senede bir, değişik virüs tipleri ile ülkemizde bu tür salgınlara neden olmaktadır.
Hastalık nedeniyle, ağız ve ayaklarda oluşan (aft) yaralar, yem yemeyi engellediği için hayvanlarda %50 ye varan verim kayıpları oluşmakta, genç hayvanlarda da virus doğrudan kalbi etkileyerek ölümlere neden olmaktadır. Bununla birlikte, hastalık insan sağlığı açısından risk oluşturmamaktadır. Bu nedenle, et ve sütün tüketilmesinde de herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Verim kayıpları ve hayvan ölümleri nedeniyle yaşanan önemli miktardaki ekonomik kayıplar ve hastalık nedeniyle, tüm tarımsal ürünlerin ihracatına getirilen yasaklar, yaşanan ekonomik kayıpları önemli boyutlara ulaştırmaktadır.
Salgın hastalıklarla mücadelede, biyo güvenlik tedbirleri ve karantina çok önemlidir. Daha önce yaşadığımız kuş gribi salgınında, yeterli biyo güvenlik önlemi alan entegre işletmelere hastalık bulaşmamış ve çok büyük kayıplar önlenmişti. Şap hastalığında da benzer tedbirler uygulanmak zorundadır. İşletmeler, aldıkları biyo güvenlik tedbirlerini arttırmalı ve işletmeye giriş çıkışları, zorunluluklar dışında engellemelidir.
Ülkemiz, bu salgını hak etmemektedir. Hayvan hastalıkları ile mücadele çalışmaları Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sorumluluğunda yürütülmektdir. Sorumlu meslek de veteriner hekimlerdir. Ülkemizdeki aktif olarak çalışan veteriner hekim sayısı 25.000 e ulaşmıştır. Bu sayı AB ülkelerinin her birinden fazladır. Bakanlıkta 8.000, serbest muayenehane çalıştıran 6.000 veteriner hekim hayvan sağlığı alanında görev yapmaktadır. Bu kadar veteriner hekimin olduğu yerde böyle bir salgının yaşanması mümkün değildir. Ancak; hem Bakanlık’taki veteriner hekimlerden hem de muayenehane sahibi veteriner hekimlerden, hayvan hastalıkları ile mücadele amacı doğrultusunda yeterince yararlanılmamaktadır.
Hastalıklarla mücadelenin temel kuralları vardır. Birinci öncelik koruyucu hekimliktir. Bununla ilgili iyi bir alt yapı oluşturulması gerekir. ikincisi;Hastalık tespit edildiğinde, yayılmayı önlemek için çok süratli karar alabilecek ve hareket edebilecek yetkili otoriteye ihtiyaç vardır. Bakanlık ve taşra teşkilatı, bu günkü yapısı ile bu özelliklere sahip değildir.
Bakanlık, salgın hastalıklarla mücadele çalışmalarında, bütçe imkanlarını arttırma çareleri bulmalı, hızlı karar alabilen ve uygulayabilen yetkili birimler oluşturmalı, serbest hekimleri bu çalışmaların içine, yetki ve sorumluluk vererek entegre etmelidir.
Türkiye, şap hastalığı yanında, tüberküloz, brusella, kisthidatik gibi halk sağlığını da tehdit eden hastalıkları da eradike etmek zorundadır. Bu hastalıklar ülkemize yakışmıyor.”