Genç Çiftçi Projesi’nden faydalanarak aldığı hibelerle iş kuran çiftçilerle Kızılcahamam’ın Bedirler mahallesinde bir araya gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “İnsanlarımızın topraklarından, köylerinden ayrılmamasını istiyoruz.” dedi.
Dr. Pakdemirli, Bakanlığın özellikle genç çiftçilere yönelik olarak yaptığı projeleri, doğrudan insana dokunduğu için çok önemsediklerini belirterek; “İnsanımızın toprağından ayrılmaması Türkiye’nin ve dahası dünyanın gıda güvenliği, arz güvenliği açısından çok önemli. Birilerinin mutlaka bu sektörde olması lazım, çünkü tarım çok önemli ve stratejik bir konu.” dedi.
Destekler sonucu yapılan tarımsal çalışmaları yerinde görmenin ve çiftçilerin mutluluğunu hissetmenin memnuniyet verici olduğunu ifade eden Dr. Pakdemirli, devletin her zaman çiftçinin yanında olduğunu vurguladı.
Dr. Bekir Pakdemirli, tarımsal faaliyetlerde kadın emeğinin de ayrıca çok önemli olduğuna işaret ederek, “Kadınlarımızın iş gücünün içerisinde olması gerekiyor. Eğer büyük devlet olacaksak, 21. yüzyılda bölgesel güç olacaksak kadınlarımızın iş gücüne katılımı oranını arttırmamız gerekiyor. Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 30’larda, Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 68-70’ler seviyesinde. Bizim daha ileriye gitmemiz için bu anlamda çok yönlü çalışmalar yapılması lazım.” diye konuştu.
Önemli olan diğer bir noktanın da insanları doğduğu yerde doyurabilmek olduğuna dikkati çeken Dr. Pakdemirli, şöyle konuştu:
“İnsanlarımızın topraklarından, köylerinden ayrılmamasını istiyoruz. Gençlerimiz özellikle şehirlerin cazibesine kapılıyorlar, dinamik hayat hoşlarına gidiyor ama köyün dingin ve temiz hayatını sonra tekrar arıyorlar. İnsanımızın toprağından ayrılmaması Türkiye’nin ve dahası dünyanın gıda güvenliği, arz güvenliği açısından çok önemli. Birilerinin mutlaka bu sektörde olması lazım, çünkü tarım çok önemli ve stratejik bir konu. Doymadığımız sürece arabamızın mülkümüzün hiçbir önemi yok. Bu nedenle toprağı işleyene, ekene çok değer veriyoruz.”
“Asgari ücretlinin bir ayda aldığını bir haftada kazanıyorum”
İnceyağız Mahallesi Muhtarı İbrahim Sütçü, mahallesindeki pek çok çiftçi gibi kırsal kalkınma desteklerinden faydalandığını söyledi.
Devletin destekleriyle hayata tutunduğunu ifade eden Sütçü, 2001 yılındaki ekonomik krizde konfeksiyon dükkanını kapattığını ve tüm malını kaybettiğini anlattı. Şehirde ayakta kalamayacağını anlayarak köyüne döndüğünü ve ailecek çiftçilik yapmaya başladıklarını belirten Sütçü, “Gün geçtikçe kendimize geldik, para kazanmaya başladık. İlk olarak 2014 yılında traktör aldım, devletimiz sağ olsun kredi desteği verdi. Ardından eşimin üzerine Genç Çiftçi Projesi’ne başvurduk ve yüzde 100 hibe alarak 504 metrekare sera kurduk.” dedi.
Sütçü, aldığı traktörle 10 işçinin 1 haftada yapacağı işi bir günde yaptığına işaret ederek, kurduğu serayla da bir yılda 3 ürün aldığını bildirdi. Devletin sağladığı imkânlar olmasa bu denli rahat bir hayat süremeyeceğini vurgulayan Sütçü, “Param olsa da şehirde böyle rahat yaşayamam. Köyü, toprağı olan gençler şehirlerde asgari ücrete durmasın. Ben şu an asgari ücretlinin bir ayda aldığını bir haftada kazanıyorum ve burada hayat pahalı değil. Üstüne sağlıklı bir hayat yaşıyoruz, her ürünümüz organik.” değerlendirmesinde bulundu.
“Devletimizin desteği sayesinde hayata tutundum”
Genç kadın çiftçilerden İlknur Bostancı ise 8 yıl önce eşinden boşandığını ve 10 yaşındaki kızıyla köyüne, ailesinin yanına Kızılcahamam’a yerleştiğini dile getirdi.
Geçen seneye kadar küçük çaplı tarla işleriyle geçimini sağladıklarını ve bu dönemin kendileri için çok zor geçtiğini aktaran Bostancı, şunları kaydetti:
“Geçen sene devletin genç çiftçilere destek verdiğini öğrendim ve başvuruda bulundum. Başvurum kabul edildi ve 6 büyükbaş hayvan aldım. Şu an sadece bakımlarını yapıyorum ama ileriye yönelik işimi büyütmeyi ve mandıra kurmayı düşünüyorum. Devletimizin desteği sayesinde hayata yeniden tutundum, şimdi aileme bakabiliyorum, kızım ve geleceğim için planlar yapabiliyorum, çok mutluyum.