Türkiye’de 238 organik ürün üretiliyor

0
8801
Türkiye, organik tarım alanları yönünden dünyada 17’inci sırada yer alıyor. Organik tarım yapan çiftçi sayısı ise 69 bine çıktı.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, 1996 yılında sadece 8 ürünün organik olarak üretildiği Türkiye’de bugün ürün sayısının 238’e ulaştığına dikkat çekti. Bayraktar, Türkiye’nin 1996-2016 döneminde organik tarım alanlarını 77 kat artırarak, 6 bin 800 hektardan 524 bin hektara çıkardığına da vurgu yaptı.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, dünyada organik ürün pazarının hızla büyüdüğünü bildirerek, “1999 yılında 15,2 milyar dolar olan organik ürün pazar büyüklüğü, 2016 yılında 89,7 milyar dolara çıktı. Türkiye de bundan gereği gibi yararlanmalıdır” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, konvansiyonel üretimde yaşanan sorunlar nedeniyle özellikle gelir ve eğitim seviyesi yüksek olan gelişmiş ülkelerin, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığına zarar vermeyen bir üretim modeli arayışı neticesinde kimyasal maddelerin kullanılmadığı, kontrollü bir üretimi öngören “organik tarımsal üretim” faaliyetinin ortaya çıktığını belirtti.

Alanda Avustralya, pazarda ABD lider

Dünyada 1980’li yıllardan itibaren ticari boyut kazanan organik tarımın, günümüze kadar hızlı bir gelişim gösterdiği bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Organik Tarım Araştırmaları ve Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu verilerine göre, bugün 178 ülkede, 57,8 milyon hektar alanda,  2,7 milyon üretici organik tarım yapıyor. Organik tarımsal alanlarının ülkeler bazında dağılımına baktığımızda 27,1 milyon hektar alanla Avustralya ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi 3 milyon hektar alanla Arjantin, 2,3 milyon hektar alanla Çin, 2’şer milyon hektar alanla ABD ve İspanya izliyor. Organik tarım alanlarını, 1996-2016 döneminde, 77 kat artırarak, 6,8 bin hektardan 524 bin hektara çıkaran ülkemiz, 17’nci sırayı aldı. Ülkemizde organik tarım yapan çiftçi sayımız 69 bine çıktı.

Bugün dünyada mera ve otlaklar dahil tarım alanlarının yüzde 1’i, ülkemizde yüzde 1,4’ü organik tarıma ayrılmışken, Liechtenstein toplam tarım alanlarının üçte birinde, Avusturya’da beşte birinde, İsveç’te altıda birinde organik tarım yapılmaktadır. Danimarka’da organik pazar payı, toplam gıda pazarının yüzde 9’una yaklaşmaktadır.

2016 yılında 89,7 milyar dolara çıkan organik ürün pazarında ABD 43,1 milyar dolarla ilk sırayı alırken, bu ülkeyi 10,5 milyar dolarla Almanya, 7,5 milyar dolarla Fransa takip etti. Ülkemizde organik ürün ihracat değeri kayıtlı verilere göre 79 milyon dolar görünse de sektör temsilcileri ihracat değerinin yaklaşık 500 milyon doları bulduğunu belirtiyorlar. Organik üründe ham üründen çok işlenmiş ürünlerin ticaret hacmi sürekli genişliyor.”

Türkiye’de 238 organik ürün üretiliyor

1996 yılında sadece 8 ürünün organik olarak üretildiği Türkiye’de bugün ürün sayısının 238’e ulaştığına dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Başlangıçta sözleşmeli yetiştiricilik şeklinde Ege Bölgesi’nde yoğunlaşan üretim, daha sonra ülke genelinde yaygınlaşmıştır. İlk etapta oldukça küçük alanlarda ve çok az sayıdaki işletmede sürdürülen organik tarımsal üretim faaliyeti giderek gelişme göstermiştir. Başta Doğu Anadolu olmak üzere ülkemiz organik tarım açısından tam bir cennettir. Doğu Anadolu’nun yanı sıra Ege, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu, Karadeniz, Akdeniz ve Marmara bölgelerimizde organik tarım yapılan ve yapılabilecek büyük alanlar mevcuttur. Organik hayvancılıkta da önemli bir gelişme yaşanmıştır. Bugün 8 bin 340 büyükbaş, 26 bin 329 küçükbaş, 1 milyon 212 bin 542 kanatlı hayvan 207 çiftçimiz tarafından organik hayvancılıkla yetiştirilmektedir. 640 arıcımız, 76 bin 242 kovanda 349 ton organik bal üretmiştir.”

“Organik tarımın gelişmesinde verilen desteklerin önemli katkısı oldu”

Organik tarımın gelişmesinde verilen desteklerin önemli katkısı olduğunu belirten Bayraktar, “organik tarıma verilen destekler, üreticilerimizin organik tarıma yönlendirilmesi, bu üretim dalının benimsenmesini ve organik tarımın gelişmesini sağlamıştır. Dünyada çevre koruma, hayvan ve bitki sağlığına dönük kırsal kalkınma politikaları ile gıda güvenliğini sağlamaya yönelik yaklaşımların öne çıktığı bir dönemde, organik tarım, ülkemiz için bir avantajdır. Organik tarımda görülen büyümenin sürdürülebilir kılınması bakımından organik tarımın desteklenmesine devam edilmeli, maliyetler düşürülmelidir” dedi.

“Katma değeri yüksek işlenmiş ürünlerin ihraç edilmesi sağlanmalıdır”

Hali hazırda ülkemizde organik tarım faaliyetlerinin ihracat ağırlıklı olarak yürütüldüğünü vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“İhraç edilen ürünlere baktığımızda kurutulmuş ürünler hala lider konumdadır. Nitekim, kuru üzüm, incir ve incir ürünleri, pamuk ve tekstil ürünleri, kayısı ve ürünleri, fındık ve fındık ürünleri, meyve suları ve dondurulmuş meyveler, tıbbi aromatik bitkiler ve bakliyat organik ihracatta ilk sıralarda yer almaktadır. İhraç edilen ürünlerin büyük çoğunluğu hammadde niteliğindedir. İhracatımızın miktar bazında artırılmasının yanı sıra değer bazında da artırılması için, katma değeri yüksek işlenmiş ürünlerin ihraç edilmesi sağlanmalıdır. Tanıtım faaliyetleriyle ihracatımız artırılmalıdır.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz