Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen Çiftçi Buluşması programında konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde gerçekleştirilen Çiftçi Buluşması programının açılışında yaptığı konuşmada, hükümetin kendi çiftçisiyle rekabet ettiğini söyledi. Türkiye’de bütün araziler ekilmiş gibi Sudan’dan ve Nijerya’dan arazi kiralandığına değinen Kılıçdaroğlu; “Bir hükümet kendi çiftçisiyle rekabet eder mi arkadaşlar? Nijerya’da daha ucuza mal ediyorum, orada ekip biçeceğim, sonra Türkiye’ye getireceğim, burada satacağım. Peki, bizim pamuk üreticisi ne olacak, bizim mısır üreticisi ne olacak, bizim buğday üreticisi ne olacak, bizim arpa üreticisi ne olacak? Batacak. Buna izin vermeyin. Biz bunu eleştiriyoruz, her ortamda eleştireceğiz, eleştirmeye de devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Tarımın stratejik bir sektör olduğunu, tarım için Anayasaya özel kanun, özel düzenleme yapıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
Son 18 yılda çiftçi tarımı terk etmeye başladı
“Dünyanın bütün ülkelerinde ister en gelişmiş ülke olsun, ister en az gelişmiş ülke olsun, dünyanın bütün ülkelerinde tarım stratejik sektördür. Altını çiziyorum stratejik sektördür yani olmazsa olmaz sektördür tarım. O zaman tarım stratejik sektörse, dünyanın bütün ülkeleri tarıma ayrıca önem verirler. Pek çok alana önem verir ama tarıma ayrıca önem verirler. Bir çiftçi haykırıyor. Nereden? Gene Denizli Honaz’dan, “700 bin liralık borç, faiziyle 2 milyon 300 milyon liraya çıktı Bütün her şeyimi, aracımı, tarlamı bağladılar. Kızım da kefilimdi” diyor. Bir arkadaşım dedi, akrabayız birbirimize kefil oluyoruz. “Kızım da kefilim, ineklerimizi sattık, birçok hayvanım da bakımsızlıktan telef oldu” diyor. Mehmet Ali Görel, Denizli Honaz’dan böyle isyan ediyor. Haklı mı isyanında? Haklı. Stratejik sektörse tarım ve tarım bütün dünyadaki ülkeler için vazgeçilmez bir sektörse o zaman tarımın desteklenmesi lazım. Niye desteklemiyoruz? Çiftçi tarımı terk etmeye başladı; üzülerek ifade edeyim, son 18 yılda çiftçi tarımı terk etmeye başladı. 2002 yılında 26 milyon 579 bin olan tarım alanımız, ekilen biçilen alan, 2019’da 23 milyon hektara düştü, ekilmiyor, 3 Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor şimdi. Bereketsiz mi? Hayır bereketli. Eksek bir şey çıkmaz mı? Hayır çıkar. Bereketli mi topraklar? Bereketli. Niye ekilmiyor? Ektiği zaman zarar ediyor, batıyor çiftçi, ‘niye ekeyim’ diyor. Peki, bunu düşünmesi gereken kim? O ekilmeyen tarlalar için o tarlalar ekilmeli demesi gereken kim? Siyasi otorite yani devleti yönetenler.
Tarım Bağ-Kurlu sayısı 556 bin kişiye düştü
Kopmanın boyutunu anlatayım size. 2011 yılında Tarım Bağ-Kurlu sayısı 1 milyon 121 bin kişi. 2020 yılında 1 milyon 121 bin kişiden 556 bin kişiye düşmüş. Peki, bu insanların sosyal güvenliği ne olacak, bu insanlar yaşlanınca bunlar emekli aylığı alamayacaklar, ne olacak bu insanlara? Sosyal devlet bu insanlara bakmayacak mı? Ben size sorunun çerçevesini belirlemeye çalışıyorum. Sizin yaşadığınız dünyada, sorun yaşadığınız dünyanın çok daha büyük olduğunu anlatmak istiyorum ve Türkiye için bir felaket olduğunu anlatmak istiyorum. Gittiler sanki Türkiye’de bütün araziler ekilmiş gibi Sudan’dan ve Nijerya’dan arazi kiraladılar, binlerce dönüm. Efendim pamuk ekeceğiz, burada daha ucuz, Türkiye’ye getireceğiz. Bir hükümet kendi çiftçisiyle rekabet eder mi arkadaşlar? Nijerya’da daha ucuza mal ediyorum, orada ekip biçeceğim, sonra Türkiye’ye getireceğim, burada satacağım. Peki, bizim pamuk üreticisi ne olacak, bizim mısır üreticisi ne olacak, bizim buğday üreticisi ne olacak, bizim arpa üreticisi ne olacak? Batacak. Buna izin vermeyin. Biz bunu eleştiriyoruz, her ortamda eleştireceğiz, eleştirmeye de devam edeceğiz.
Herkesin karnı tok sanıyorlar
Bakın arkadaşımız söyledi, patates üreticisi maliyeti 1 lira. 50 – 60 kuruşa alıcı bulamıyor. Ne olacak bu kişi? Rakama bakıyorsunuz değerli arkadaşlarım 400 bin, 500 bin ton bekliyor. Ya çimlenirse ne olacak, ya ekenler ne olacak, ya bu çiftçinin hali ne olacak, düşünen var mı? İktidardan bir Allah’ın kulu; bu patates üreticilerinin derdi var, en azından ben bunları alayım, büyükşehirlerde açlık içinde olan yüzbinlerce hane var en azından bu hanelere 10 kilo, 15 kilo, 20 kilo bedava dağıtayım desin. Akıllarına bile gelmiyor. Soru şu, niçin akıllarına gelmiyor? Çünkü sarayda böyle bir tablo yok herkesin karnı tok orada. Sanıyorlar Türkiye’de herkesin karnı tok, herkesin durumu iyi sanıyorlar Türkiye’de, ama herkesin durumu iyi değil.
Devlet, girdi maliyetleri yüksekse düşürecek
Değerli arkadaşlarım dedim ki, tarım dünyanın bütün ülkelerinde stratejik sektördür. Bizim ülkemizde de stratejik sektördür ve sizin için, tarım için Anayasaya özel kanun, özel düzenleme yapılmış, Anayasada 45. madde. Ne diyor okuyayım, “Devlet bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır yani maliyeti düşürecek bütün önlemleri devlet almak zorundadır.” Bakın kolaylaştırır diyor kolaylaştırabilir değil. Emredici hüküm. Devlet bunu yapacak kolaylaştıracak. Girdi maliyeti yüksekse efendim gübre maliyeti düşürecek, ilaç düşürecek, elektrik düşürecek, girdi maliyetlerini düşürecek, anayasanın emredici hükmü. Sadece bununla mı? Hayır. Bir madde daha var, “Devlet bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi, ektiniz, biçtiniz ürün elde edildi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gerekli tedbirleri alır.” Alabilir değil, alır. Bu da ne demektir? Satışı belirliyor bu da. Ürünün gerçek değeri neyse o değer üzerinden alacak. Maliyeti düşürecek, ürünü satın alacak ya da satılmasına imkan sağlayacak ve çiftçi rahat edecek. Batmayacak çiftçi. Kim diyor? Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasası diyor. Peki, iktidar sahipleri bu anayasayı bilmiyorlar mı, bu anayasadan haberleri yok mu? Haberleri var.
2021 yılına geldik, hala 2020 teşvikleri ödenmiyor
Sayın Başkanım sizden istirham ediyorum, Ziraat Odaları Birliğinin Sayın Genel Başkanından da istirham ediyorum, Anayasanın bu 45. maddesini çerçeve içinde yazarak bütün Ziraat Odalarına gönderin, bütün çiftçi arkadaşlarımıza gönderin. Kendileri için anayasal güvence var, çiftçi için anayasal güvence var. Siz anayasanın kurallarını uygulamıyorsunuz çiftçiyi batırıyorsunuz. Hakkınız teslim edilmiş, hukukunuz da teslim edilmiş ama adalet yok, gereği yapılmıyor. Bunun gereğinin yapılması lazım.
Teşvikler ödenmiyor, 2021 yılına geldik, hala 2020 ödenmiyor. Niye ödenmiyor? Ne diyor Anayasa? “Üreticinin eline geçmesi gereken tedbirleri alır.” Teşvik verilmiş, kanun var, size para verilmesi öngörülmüş. Niye verilmiyor? Peki, “para yok diyorlar güzel ama köprüden geçerken garanti var hazine garanti vermiş ister yoldan geç ister geçme, ister köprüden geç ister geçme, ister havaalanına git ister gitme dolar bazında dakikasında ödüyor mu? Ödüyor. Onlara para var. Üstelik dolarla ödüyor, dolar bazında ödüyor. Size gelince para yok. Niye size gelince para yok? 5’li çeteye varda size niye yok? 1 milyar 900 milyon dolar, 6 milyon dolar para ödenecek 2020’de, 2021’de para ödenecek. Saati gelince tak paralarını ödüyorlar. Size gelince? Kanun var ödemiyorlar niçin? Çiftçiyi kendi arka bahçeleri olarak görüyorlar da ondan. Biz parayı ödemesek de bunlar gelir bize oy verirler diyorlar. Asıl sorunumuz bu. Bu siyasi tercihten hükümeti vazgeçirmeni yolu siyaseten diyeceksiniz ki paramı zamanında ödedin ödedin ödemediysen kusura bakma oy moy yok sana diyeceksiniz. O zaman göreceksiniz hükümet kulağını çevirecek sizi dinleyecektir. Böyle bir risk var.
Hiçbir zaman çiftçiye milli gelirin yüzde 1’i oranında destek verilmedi
Daha önemli bir şey söyleyeyim. Bir kanunumuz var, malum Tarım Kanunu. 21.maddesi var 2006 yılında çıktı. Anayasa hükmü var çiftçi desteklenecek ama nasıl destekleneceğini bir özel kanun düzenlemişiz, Tarım Kanunu 21.madde aynen şöyle söylüyor; tarımsal destekleme programlarının finansmanı yani tarımı desteklemek için ne yapacaksınız, nasıl olacak? Bir, bütçe kaynaklarından yani genel bütçeden; iki, dış kaynaklardan, bazen dışardan da tarıma destek alınıyor, üstelik sıfır faizle alınıyor, bazen çok düşük faizle alınıyor. İki ayrı kaynaktan tarım desteklenecek diyor kanun. Ama diyor ki, “bütçeden ayrılacak kaynak, milli gelirin yüzde 1’nden az olamaz.” 2006 yılından bugüne kadar, hiçbir zaman çiftçiye milli gelirin yüzde 1’i oranında destek verilmedi. Hesabını yaptık, her yılın milli gelirini çıkardık. Biz değil TÜİK yazıyor, zaten onlar çıkardılar, onun yüzde 1’ini aldık, size verilen destekleri de bir tarafa koyduk, artıdan eksiden çıkardık; 210 milyar lira alacağınız var bu hükümetlerden, eski parayla 210 katrilyon lira Türk çiftçisinin alacağı var. Verilmedi bu size. Verilmediği içindir ki, tarım bu durumda. Kanun emrediyor vereceksin diyor, anayasa emrediyor yapacaksın diyor ama yapmıyorlar, niçin? “Nasıl olsa çiftçi bize oy verir önemli değil. Biz bunu böyle yapalım yolumuza devam edelim…” Ama öyle bir noktaya geldi ki bıçak kemiğe dayandı, artık dayanamıyor çiftçi.
Teşvikten vergiyi sadece çiftçiden alıyorlar
Bakın 2021 bütçesi. Değerli arkadaşlarım, 2021 bütçesinden size destek yapılacak değil mi? Gösterilen rakamları… 2020 bütçesiyle 2021 bütçesini yan yana getirdiğimizde, mazot desteği için 2020 bütçesine göre 177 milyon lira daha az para kondu. Yani 2021’de mazot desteği, 177 trilyon lira daha az, niçin? Gübre için 52 milyon lira daha az, hayvancılık destek ödemeleri için 558 milyon lira daha az para kondu. Hem 20’yi ödemediler, hem 21’de daha düşük destek koydular. Yani 2021’de siz çok daha düşük bir destek göreceksiniz. Yine arkadaşım ifade etti, “Hem desteği zamanında ödemiyorsun, bir de vergiye tabi tutuyorsun” dedi. Yüzde 4 kesinti, ne kesintisi kardeşim, bunun adı destek ödemesi, destekleme ödemesi, sen neden hangi gerekçeyle yüzde 4 vergiye tabi tutuyorsun veya yüzde 2 vergiye tabi tutuyorsun? Kazanırsınız, alırsınız, satarsınız, zaten ödüyorsunuz, zaten kesiliyor. Peki devletten destek ödemesi alıyorsun, teşvikten vergi alınır mı? Ama sadece çiftçiden alıyorlar onu da söyleyeyim. Diğerlerine milyarlarca lira teşvik veriyorlar, 5 kuruş bile kesilmiyor. Ama çiftçi olunca, vur ensesine ağzından al lokmayı, nasıl olsa sesi çıkmaz diyor. Sizin buna isyan etmeniz lazım, bu yanlıştır demeniz lazım. Bizi batırana biz oy vermeyeceğiz demeniz lazım. Ben sizin hakkınızı savunurum sonuna kadar. Sizin hakkınızı bana oy verin diye değil, adalet için savunuyorum sizin hakkınızı adalet. Adalet olması lazım.
Size verilmiyor, kime veriliyor? Tefecilere veriliyor. Bakın, dünyada en yüksek faizle borçlanan ülke Türkiye. Ya dolar gelecek yüksek faiz, borç para istiyorsun yüksek faiz, bir anlamda Türkiye ekonomide bağımsızlığını büyük ölçüde kaybetmiş durumda, ekonomide bağımsızlığını kaybetmiş durumda. Tefecilere ödenen faiz, sadece 2020 yılında 134 milyar lira. Eski parayla 134 katrilyon lira faiz ödendi bir avuç tefeciye, size ne verildi? Hakkınız olan bile zamanında verilmedi. Onu bile zamanında vermediler. Ama bunların paralarını tıkır tıkır her ay öderler. Bu doğru değil. Böyle bir ekonomi politikası olmaz. Yazıktır, günahtır bu memlekete, yazıktır günahtır bu ülkeye, bu ülke hepimizin ülkesi.
Kendi çiftçisini değil yabancı çiftçiye destek veren bir iktidar
Mevcut hükümet kime çalışıyor? Size çalışmadığına göre kime çalışıyor? Örnek vereceğim, çok somut, çok açık örnek vereceğim. Buğday, bizim çiftçiden kaça aldılar ekmeklik buğdayı? 1650. Dışarıdan kaça ithal ettiler? 1800. Kime çalışıyor? 1650 verdiğine mi, 1800 verdiğine mi çalışıyor? 303 dolar buyurun kime çalışıyor şimdi? Makarnalık buğday 1800 bizim çiftçiden alıyorsun dışarıdan 2450 liraya alıyorsun. Bu hükümet kime çalışıyor? Dışarıdaki çiftçiye çalışıyor size değil. Mısır 1325 liradan aldılar, dışarıdan 2000 bin liraya alıyorlar. Kime çalışıyor? Onlara çalışıyor. Arpa, 1275 liradan aldılar dışarıdan 1989 liradan alıyorlar. Kime çalışıyor bu hükümet? Her şeyi ithal edeceğiz. Niye her şeyi ithal ediyorsun kardeşim? Dışarıda daha ucuz. Daha ucuz değil daha pahalı. Dışarıya bağımlı hale getirdiler bizim tarımımızı. Bu sadece böyle değil ithalat, arpada tutun mercimeğe kadar. Bizim Yozgat’ın kokulu mercimeği bir dünya markası onu bile yok ettiler dışarıdan mercimek getiriyorlar. Canlı hayvan getiriyorlar, et getiriyorlar neden? Sizinle rekabet etmek için. Efendim fiyat artar fiyatı düşüreceğiz. Sen faizi düşür kardeşim, doları düşür. İlacı üret bana ver tamam eyvallah, gübreyi üret bana ucuz ver bende ucuz üretirim. Ürenin fiyatı, DAP fiyatı bunların hepsini biliyorum. Bir zam yağmuru var önümüzdeki sene ne olacak? Yani 2021’de ne olacak. Bu çok önemli değerli arkadaşlar. Gayri milli bir siyasi anlayışla karşı karşıyayız. Kendi çiftçisini değil yabancı çiftçiye destek veren bir iktidara gayri milli derim arkadaşlar kimse kusura bakmasın gayri millidir yani.
Bir çocuk yatağa aç giriyorsa hepimizin derdi olmak zorundadır
Bakın bir arkadaşımız ön sırada oturuyor Ömer Fethi Gürer. Tarladan çıkmıyor, hiçbir tarladan çıkmıyor. Günün 24 saati çalışıyor. Her türlü bilgiyi anında alıyoruz, her türlü sorunu anında alıyoruz. Siz üretmezseniz biz aç kalırız arkadaşlar. Hadi bugün ithal ettik, hadi yarın ithal ettik, hadi öbür gün ithal ettik sonra para bitecek nasıl ithal edeceğiz? Sonra bizim toprağımız varken neden yabancıdan, bizim çiftçimiz varken neden yabancıdan. Bir örnek veriyorum çok sık o örneği verip bitireyim. Avrupa’da Hollanda bizim Konya’dan küçük toprak olarak. Konya’dan küçük bir devlet, saygın bir devlet. Yıllık tarım ürünü ihracatı 185 milyar dolar. İhracatı diyorum bakın 185 milyar dolar Konya’dan küçük bir devlet 185 milyar dolar tarım ürünü ihraç ediyor. Peki biz? 18 milyar dolar tarım ürünü ihraç ediyoruz, ithal ettiğimizde aşağı yukarı 18 – 20 milyar dolar. Tarımda eksideyiz niçin? Devlet, bir ülke ilimle yönetilir, adaletle yönetilir, ahlakla yönetilir, erdemle yönetilir, hesap vererek yönetilir. İlimle yönetilmeyen bir ülke zulümle yönetilir. Zulmün ise size faydası yoktur, bize faydası yoktur, memlekete faydası yoktur. Bir insanı aç bırakmak, bir insanı çaresiz bırakmak en büyük zulümdür arkadaşlar aç ve çaresiz bırakmak. Bakın bunun A partisi, B partisi yoktur. Bir çocuk yatağa aç giriyorsa hepimizin derdi olmak zorundadır.”
[mc4wp_form id=”25750″]