Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Karaman Milletvekili Recep Konuk ve Komisyon Üyeleri ile kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. TİGEM Sosyal Tesisleri’nde bugün gerçekleşen toplantıda konuşan Bakan Çelik, “Tarım ve gıda, diğer alanlar gibi çok fazla politize edilecek bir alan değil. Bizim için mühim olan sorunların diyalog ortamında çözülüyor olmasıdır. Biz bu anlayış içerisinde inşallah önümüzdeki dönem TBMM ve komisyonumuz ile bu faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.” şeklinde konuştu.
Bakan Çelik, dört aylık dönemde bakanlığı tarafından yapılan çalışmaları TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu üyeleriyle değerlendirmek, Türk tarımının bulunduğu noktayı tespit etmek ve bundan sonra yapacakları çalışmalar hakkında bilgi alışverişinde bulunmak için bir arada bulunduklarını kaydetti.
“Bu ilk buluşmamız.” diyen Çelik, “bundan sonra TBMM yasama faaliyetleri çerçevesinde birlikteliğimiz olacak. Belki daha sonra çeşitli vesilelerle de bir araya geleceğiz.” dedi.
“Eleştiriye açığız”
Tarımda artılar ve eksiler bulunduğuna ve bu alanın çok dinamik bir alan olduğuna işaret eden Çelik, her türlü eleştiriye de açık olduklarını söyleyerek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu alanda her türlü eleştiriye açığız ve açık da olmamız gerekiyor. Bu dinamik alanın geleceği son derece önemli. Çok fazla diğer alanlarda olduğu gibi politize edilecek bir alan değil. Bizim için mühim olan sorunların diyalog ortamında çözülüyor olmasıdır. Biz bu anlayış içerisinde inşallah önümüzdeki dönem TBMM ve komisyonumuz ile bu faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Bugün komisyonumuzla ilk bir araya gelişimiz.
“Gıdaya dayalı enflasyonu artık konuşulmayacak bir noktaya taşımamız gerekiyor.”
Bakan Çelik, bir basın mensubunun, “Enflasyon rakamlarının düşüşünde gıda fiyatlarının etkisi görülüyor. Aldığınız önlemlerin nasıl bir etkisi oldu? Bundan sonra enflasyon ile ilgili nasıl bir beklentiniz var?” sorusuna ise şu şekilde yanıt verdi:
“Öncelikle gıda fiyatlarının direkt bakanlığımız ile alakalı bir konu olmadığını belirtmeliyim. Bu, bakanlıklar arasında bir çalışmanın neticesidir. Bununla ilgili biliyorsunuz komisyon da çalışıyor. Ama biz öteden beri şunu söylüyoruz; ‘Tarla fiyatı ile raf fiyatı arasındaki farkın izah edilebilir olması gerekiyor’. Yüzeysel, serbest piyasa mantığına sığınıp, gıda fiyatlarını değerlendirmenin doğru olmadığı inancı içerisindeyim.
Serbest piyasaya evet ama tarla-raf fiyatı farkını nasıl izah edeceksiniz. Bu anlamda ikazlarımızı oluyor; ette de sütte de diğer ürünlerde de. Bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Kesinlikle serbest piyasaya karşı ya da serbest piyasa ilkelerini dikkate almayan bir yaklaşım değil, aksine serbest piyasanın ve 78 milyonun hukukunu korumaya yönelik bir anlayışın gereği olarak söylüyorum. Tabii, yapılan tüm bu çalışmalar semeresini veriyor. Bu konuda daha da hassas olacağız. Enflasyon ne kadar düşer ise üretim maliyetlerine yansıması da o ölçüde oluyor. İnşallah, bundan sonraki çalışmalarımızı yoğunlaştırarak sürdüreceğiz. Gıdaya dayalı enflasyonu artık konuşulmayacak bir noktaya taşımamız gerekiyor.”