Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, hayvan ölümlerine dikkati çekerek, “Türkiye’de yılda yaklaşık 400 bin buzağı kaybediyoruz. 500 bin de hayvan ithal ediyoruz. Bu buzağı ölümleri olmasa hayvan ithalatına gerek olmayacak” değerlendirmesinde bulundu.
Çeşitli incelemeler ve ziyaretlerde bulunmak üzere Balıkesir’de bulunan Bakan Çelik, ilk olarak Bandırma’da Koyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünü ziyaret etti. Çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi alan Çelik, enstitülerin tarım ve hayvancılığın geleceği açısından önemli birimler olduğunu söyledi.
Çelik, burada, enstitülere son derece önem verdiklerini, bunların üzerinde titizlikle durarak daha da artıracaklarını ifade etti.
Hükümet olarak 81 ile üniversite kazandırılması konusunda önemli çalışmalar yaptıklarına da değinen Çelik, “Önemli mesafeler kat ettik. Bandırma ve Balıkesir’imizde üniversite ve enstitülerimiz entegre oldu.” diye konuştu.
Çelik, etin önemli bir protein kaynağı olduğunu, bu konuda önümüzdeki yıllar içinde insanlığın ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu anlamda Türkiye’nin kırmızı et açığı olduğunu hepimiz biliyoruz. Aslında bizim coğrafyamızın küçükbaş hayvancılığa çok daha uygun olduğu dikkate alındığında enstitünün de önemi ortaya çıkmaktadır. Burada hayvan ıslahı yetiştiriciliği ve kaynakların korunmasıyla ilgili atılması gereken adımlar, yapılması gereken işler var. Yapılanlar var ama buraya gelmeden önce aldığım bilgiye göre burada nitelikli, vasıflı damızlık koçların yaygın bir şekilde küçükbaş hayvan ırkının ıslahı açısından yaygınlaştırılması gerekirken sayısal olarak çok düşük düzeylerde olduğumuz görülüyor. Onun için buraları daha fonksiyonel hale getirmemiz gerekiyor.”
“Kırmızı et temininde bugünleri iyi değerlendirmek durumundayız”
Bakan Çelik, hayvancılığın desteklenmesine yönelik yeni açıkladıkları Milli Tarım Projesi çerçevesinde, manda merkezlerinin de önem taşıdığını belirtti.
Manda ırkının ıslahıyla ilgili atılan adımın önemli olduğuna vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
“Bunun hızlı bir şekilde geliştirilmesi gerekiyor. Türkiye’de 135 bin manda var. 80 milyonu dikkate aldığınız zaman, bu sayının ne ifade ettiğini hepimiz görüyoruz. O halde hem küçükbaş hem manda hem büyükbaş, geneli itibarıyla kırmızı et temininde Türkiye bugünleri, bu yılları çok iyi değerlendirmek durumundadır. Çünkü farkındayız veya değiliz, dünya hayvansal ürünler konusunda darboğaza doğru hızlı bir şekilde ilerliyor. Ben inanıyorum ki Türkiye, aldığı ve alacağı tedbirlerle önümüzde süreç içinde bu darboğazı yaşamayacak. Kendi kendine yeterli olacak bir noktaya gelmesi konusunda proaktif bir süreci hep beraber yönetmiş olacağız.”
“Ziraat Fakültesi için 22 bin dekarlık alan sizin emrinizde”
Enstitüye ait araziyi gezen Bakan Çelik, daha sonra Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesini ziyaret etti. Burada Rektör Prof. Dr. Süleyman Özdemir’den bilgi alan Çelik, üniversitelerin özellikle Türkiye’nin ihtiyaçlarıyla bütünleşen, ihtiyaçları öngören ve buna göre gençleri geleceğe hazırlayan kurumlar haline dönüşmesi gerektiğini anlattı.
Üniversitelerin, şehirlerle bütünleşmesinin önemine dikkati çeken Çelik, “Bu yönüyle fakülte sayısının çok olmasından ziyade ihtiyaç sayısı neyse ona göre şekillendirilmeli. Bakanlığımız olarak, Onyedi Eylül Üniversitesi ile ilgili bize düşen sorumluluk, görev neyse dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Bilim olmadan, yaptım demeyle işler olmayacağını bilmemiz gerekiyor. Özellikle insanlığın geleceği açısından önem arz eden gıda, tarım, bitkisel üretim, hayvansal üretim, bu alanlarla ilgili olarak da Ziraat Fakültesi’nin ve Denizcilik Fakültesi’nin burada kurulması önemli.” ifadelerini kullandı.
Rektör Prof. Dr. Özdemir’in daha önce kendisinden yer talebinde bulunduğunu hatırlatan Çelik, “Hocam, Ziraat Fakültesi bir an önce faaliyete geçirilsin. Balıkesir’in, Bandırma’nın buna ihtiyacı var. 22 bin dekarlık alan sizin emrinizde. Burada nitelikli gençlerimizin Türk tarımına armağan edilmesi konusunda üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum.” dedi.
Prof. Dr. Özdemir, ziyaretin sonunda Bakan Çelik’e, Bandırma vapurunun maketini hediye etti.
“Bütün dünya, tarım ve hayvancılığa ciddi destekler veriyor”
Bandırma programından sonra Gönen ilçesine geçen Bakan Çelik, burada Gönen Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan Etkin Bandırma İlaç Fabrikası’nın açılış törenine katıldı. Çelik, burada yaptığı konuşmada, bütün dünyanın hemfikir olduğu ender konuların arasında tarım ve hayvancılığın yer aldığını söyledi.
Tarım ve hayvanlığın geleceğiyle ilgili dünyanın bir bütünlük içinde hareket ettiğini belirten Çelik, “Herkes ‘Acaba gelecekte gıdaya nasıl erişebiliriz? Hayvancılıkta özellikle protein ihtiyacımızı nasıl karşılarız’ diye kara kara düşünmeye, bunun neticesinde çok ciddi destekler vermeye başladı.” diye konuştu.
Çelik, AB ülkelerinin bütçelerinin yüzde 40’ını tarım ve hayvancılığa ayırmaya başladıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Türkiye ise gelecekte sıkıntı yaşamamak için gerekli önlemleri alma yolunda bir ülke. 2050 yılında dünya nüfusunun 9,5 milyar olacağı ve yaklaşık bugünkü tarımsal üretimin yüzde 60 daha fazla üretilmesi halinde insanların açlıkla, yoksullukla karşılaşmayacakları bir tabloyla karşı karşıyayız. 2050’ye 30 yıllık bir süre var. Bu süre içinde bu kadar nüfus artacak ve tarımsal hasılayı da biz yüzde 60 artırmamız gerekiyor ki gıdaya erişimde bir sorun yaşamayalım. İşte tüm bu sorunlar karşısında Türkiye dikkatli bir şekilde planını, programını yaparak tarım alanında kararlı yürüyüşünü sürdürüyor.”
Bir süre önce açıkladıkları “Milli Tarım Projesi” ile yeni bir sürece girildiğini hatırlatan Çelik, bugün açılışını yaptıkları Etkin İlaç Sanayi’nin de aynı zamanda milli tarımın yanında milli ilaç sanayi olduğunu belirtti.
“Önceden dışa bağımlı olduğumuz şap aşısını şimdi ihraç ediyoruz”
Çelik, hem kanatlı hem de büyükbaş hayvanlar için ilaç üretecek fabrikaları desteklediklerini, bu alanda atılacak tüm adımlara destek vereceklerini ifade ederek, “Burada üretilmese bu ilaçları ithal etmek durumundayız. İthal ettiğiniz zaman ülkeye bunun maliyetini biliyoruz.” dedi.
Üretilecek ilaçların tarımda kullanılması konusunda üniversitelerin ve çiftçilerin iş birliğine gitmesi gerektiğine işaret eden Çelik, hayvan ve toprak sağlığıyla insan sağlığının paralel olduğunu belirtti. Hayvan sağlığının, aynı zamanda insanın sofrasına gelen ürünlerin sağlıklı olması anlamı taşıdığını kaydeden Çelik, şunları dile getirdi:
”Bu anlamda Türkiye önemli adımlar attı. Mesela şap aşısı konusunda dışarı bağımlıydık şimdi şap aşısı bizler tarafından yüzde 100 üretiliyor, hatta komşu ülkelere de ihracat gerçekleştiriyoruz. Aynı şekilde diğer ürünlerle birlikte diğer ihtiyaçlarımızı da karşılamamız gerekiyor. Bu konuda ülkemizin Trakya bölgesi ari bir bölge hayvan sağlığıyla ilgili. Şimdi Samsun’dan Adana’ya bir hat çektik, Türkiye’nin bu batı bölgesinin, ari bölgesi olması konusunda bir seferberlik içindeyiz. Aynı şekilde doğu tarafında da çalışmalarımız devam ediyor ama öncelikli olarak bu tarafı ari bölge haline getireceğiz. Sonra hızlı bir şekilde doğu tarafını da bu şekilde çözmüş olacak ve tüm ülkenin ari bölge olması noktasında ciddi bir gayret içinde bulunduğumuzu belirtmek istiyorum.”
“400 bin buzağı kaybediyoruz”
Çelik, hayvan ölümlerine dikkati çekerek, ”Türkiye’de yılda yaklaşık 400 bin buzağı kaybediyoruz. 500 bin de hayvan ithal ediyoruz. Bu buzağı ölümleri olmasa hayvan ithalatına gerek olmayacak” değerlendirmesinde bulundu.
İlaçların yerli yerinde ve zamanında kullanılmasının, buzağıların ölümünü önleyeceğini belirten Çelik, “Türkiye’de her işletmenin bir veterineri var. Bir anlamda aile hekimliği gibi. İnsanın yaşaması, tabiatın, hayvanlar âleminin yaşamasına bağlı. Konuyu bu bütünlük içinde değerlendirdiğimizde her işletmeye bir veteriner uygulamamızın önemi görülecektir.” dedi.
Konuşmaların ardından Bakan Faruk Çelik, Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur ile beraber ‘hayırlı olsun’ temennileri ile açılış kurdelesini kesti. Bakan Çelik, daha sonra açılışını gerçekleştirdiği ilaç fabrikasını gezdi.