Arıların kilometrelerce metrekarelik alanları tarayarak, doğru çiçek ve bitkilerden polen toplamasından etkilenen eski İstanbul Eğitim İl Müdürü Ata Özer, arıların narkotik madde tespitinde kullanılmasını önermişti. Özer’in fikrini Belçika gerçekleştirdi. Belçika polisi sınırda yapılan aramalarda arıları kullanıyor.
Arıların ‘kovan aklına’ sahip olduğunu belirten Bal Uzmanı Ahmet Bağran Aksoy, “Arılar birbirileri arasında iletişim kurabilen, koku, yön ve tehdit algısı gibi bilgileri iletebilen ve ortak davranış uygulayan ilginç bir türdür” dedi ve arıların az bilinen hayranlık uyandırıcı diğer özelliklerini sıraladı:
- Bal arısının midesinin, bir toplu iğne başı büyüklüğünde olduğunu ve bir yüksük dolusu bal toplamak için arının, midesini 60 defa doldurup boşaltması gerektir
- Arıların 1 kilo bal yapabilmesi için yaklaşık 2 milyon çiçeği ziyaret etmeleri ve 110 bin kilometrenin üzerinde yol kat etmeleri gerekir.
- Birinci Dünya Savaşı sırasında bal, askerlerin yaralarını iyileştirmek için kullanılıyordu. Çünkü bal, iyileştirici bir etkiye sahip ve de asla bozulmuyor. Bu, günümüzde halen uygulanan etkili yöntemlerden biridir.
- Bal arıları kovandaki bir adet peteği doldurabilmek için yaklaşık 100 milyon kadar çiçeğin nektarını emerler.
- Bal arıları, polenleri toplanmış çiçeğe diğer arıların bir daha uğramaması için polen aldıkları çiçeğin üzerini elektriksel bir alanla kaplarlar. Vücutlarındaki elektro alıcılar sayesinde bu izleri görüp algılayan diğer arılar ise bu çiçeklere uğramaz, zaman ve enerjiden kazanmış olurlar.
- Toplayıcı arılar iki kilo bal üretebilmek için toplam olarak Dünya ve Ay arasındaki mesafeye eşit bir yol kat ediyorlar.
- Her kovanda kraliçe arının salgıladığı kimyasal bir madde vardır ve bu madde kovandaki bütün arılar tarafından tanınır ve kovandaki bütün arılar da bu maddeyi kraliçeden alarak kraliçe ile aynı kokuya sahip olurlar. Bu madde sayesinde de aynı kolonideki bütün arıların birbirlerini kolaylıkla tanır ve kovana giren herhangi bir yabancı arıyı kovandan dışarı atarlar
- New York Devlet Üniversitesi biyologları, arılar üzerinde yaptıkları incelemelerde arıların; kanatlarını çırparak, kirli havanın dışarıya çıkmasını, kanat çırpmayı bırakınca da temiz havanın içeri girmesini sağladıklarını belirtti.
Bal Uzmanı Ahmet Bağran Aksoy, “Bütün bunlarla beraber doğanın dengesini sağlayan arılarımıza sahip çıkmamız, dünyamızı kirlilikten uzak tutmamız, ekolojik dengeyi korumamız ve arıların üretmiş olduğu balı hayatımızın tam merkezine koymamız çok çok önemli. Çünkü bal özel bir üründür, bir şifa kaynağıdır bal” ifadelerini kullandı.
[mc4wp_form id=”25750″]