9.7 C
Ankara
Çarşamba, Ekim 30, 2024

Arılar “yağış” bekliyor

Okumalısınız!

Yaşam İçin Gıda
Yaşam İçin Gıda
Gıda, yaşamdır! Yaşamınız söz konusu olduğunda efsaneleri bir kenara bırakın!

Geçmişteki yanlış arıcılık uygulamaları, hastalıklar ve değişen iklim koşulları nedeni ile kitlesel arı ölümlerinin yaşanması, Mayıs ayında yaşanan yüksek sıcaklıklara bağlı olarak popülasyonda azalma beraberinde balda ciddi verim kayıplarını da getirdi.  Türkiye’nin en kaliteli balını üretip, satışını yapan arıcılar, kuraklıktan yakınmaya başladı. 

Arıcılığı meslek edinip, dağların, ovaların eteklerinde kurdukları arı kovanlarından Türkiye’nin en kaliteli balını üretip, satışını yapan arıcılar, kuraklıktan yakınmaya başladı. 

Yozgat Arıcılar Derneği Başkan Yardımcısı Ali Sarı, Evci Köyü’nün girişindeki dağ yamacında konuşlandırdığı kovanlarında kara kovan balı ile birlikte normal bal üretimi de yapıp, piyasaya sürüyor. Sarı, ‘’Bu yıl yağışların düşmemesi nedeniyle yaşanılan kuraklık yüzünden arılar henüz çıkış yapmadı. Doğadaki bitkiler olgunlaşmadı. Eğer bu ayın sonuna kadar yağış düşmezse arıcılık alanında da sıkıntı yaşanılabilir’’ diye konuştu.

Türkiye’de üretim yüzde 4,8 azaldı

Türkiye’de bal üretiminin 2020 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 4,8 azalarak 104 bin ton olarak gerçekleşti. 

Toplam bal üretiminde yüzde 16,5’lik paya sahip Ordu’da 17 bin 213 tonluk üretimi ile ilk sırada yer aldı. Yüzde 11,7’lik pay ile Adana 12 bin172 ton üretim ile ikinci sırada, yüzde 5,9’luk pay ile Muğla yaklaşık 6 bin 104 ton bal üretimi ile üçüncü sırada yer aldı.

Bal üretiminde geçen yıl bir önceki yıla oranlar Ordu’da yüzde 0,9, Adana’da yüzde 9,9 oranında artış yaşandı. Geçen yıl Doğu Karadeniz 23 bin 377 ton bal üretimi ile ilk sırada yer aldı, bal üretiminin yüzde 22,5’lik kısmı bu bölgede üretildi. Akdeniz Bölgesi’nde 19 bin 973 ton üretim ile yüzde 19,2’lik paya sahip oldu. Ege Bölgesi, 13 bin 996 tonluk üretimi ile üretimin yüzde 13,4’lük kısmını karşıladı. Muğla’da bal üretiminde yaşanan düşüşün, 2019 yılında lider konumda olan Ege Bölgesi’nin üçüncü sıraya geriletmesine neden olduğu ifade edildi.

Muğla’da yüzde 58,4 azalma

Bitki çeşitliliği bakımından zengin bir yelpazeye sahip olan Türkiye’de bulunan bitkinin yaklaşık yüzde 40’ının endemik bitki olmasının yanında topoğrafik ve iklim yapısıyla arıcılık faaliyetlerine de olumlu etki yapıyor. 

2014-2020 yılları arasında Türkiye’de arıcılık faaliyeti ve bal üretimi iklimsel değişikliğe bağlı olarak değişkenlik göstermiş olsa da Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen desteklerle, yıllık bal üretiminin 2023 yılına kadar 125 bin tona ulaşması hedeflendi.

Ajans Bizim muhabirinin derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin en fazla arı kovanına sahip Muğla’da önceki yıla göre geçtiğimiz yıl bal üretiminde yüzde 58,4 oranında bir azalma yaşandı.

Aynı dönemde Ordu’da yüzde 0,9, Adana’da yüzde 9,9 oranında artış olurken, geçtiğimiz yıl toplam kovan sayısında da bir önceki yıla oranla yüzde 0,6 oranında bir artış kaydedildi. 2007 yılında, yanlış arıcılık uygulamaları, hastalıklar ve değişen iklim koşulları nedeni ile kitlesel arı ölümlerinin yaşanması, Muğla’da çam balı üretiminde ihtiyaç duyulan koşnil böceklerinin Mayıs ayında yaşanan yüksek sıcaklıklara bağlı olarak popülasyonunda azalma beraberinde ciddi verim kayıplarını da getirdi. 

Türkiye’nin en fazla bal üretiminin gerçekleştirildiği Ordu’da Ticaret Borsası tarafından hazırlanan raporda, Türkiye’nin arıcılık faaliyetleri değerlendirildi. Türkiye’de beş ayrı arı ırkının tespit edildiğine vurgu yapılan raporda, bal verimi yüksek olan ülkelerde bile bu çeşitliliğe rastlamanın güç olduğuna vurgu yapılırken, koloni başına bal veriminin Türkiye’de dünya ortalamasının altında olduğu kaydedildi. 

Türkiye’de 2007 yılında, yanlış arıcılık uygulamaları, hastalıklar ve değişen iklim koşulları nedeni ile kitlesel arı ölümlerinin yaşandığı hatırlatılan raporda, ‘’Bu durumun sonucu olarak da, 2006 yılında 83 bin 842 ton olan bal üretimimiz, 2007 yılında yaklaşık 10 bin ton azalarak 73 bin 935 tona düşmüştür.

TÜİK verilerine göre 2019 yılında üretimimiz 109 bin 330 ton olarak gerçekleşmiştir. Kovan sayısına bakıldığında ise yıllar itibariyle sürekli artış göstermektedir. Verimlilik incelendiğinde, kovan sayısındaki artış bal üretiminden fazla olduğundan dolayı düştüğü gözlemlenmiştir. 2008 yılında bir kovandan elde edilen bal 16,64 kilo iken 2019 yılında yaklaşık 3,2 kilo azalarak 13,45 kiloya inmiştir’’ denildi.

Flora yapısı

Başta flora yapısı olmak üzere diğer doğal şartlar da gözetilerek Ege ve Karadeniz bölgesinde arıcılık faaliyetleri de öne çıkıyor. Özellikle Karadeniz’de tek ürüne bağımlı agrokültürel yapı zaman içinde geçim haddini idame ettiremez hale gelince alternatif üretim biçimlerinin gündeme geldiği, bu nedenle de ekolojiye en uygun iştigal konusu olan arıcılığın tercih edildiğinin altı çizildi. Yurtiçinde üretilen balın yaklaşık yüzde 16’sının Ordu, Muğla, Adana, Sivas, Aydın, İzmir, Balıkesir, Mersin, Antalya ve Van’daki arıcılar tarafından üretildiği de kaydedildi. 

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan raporda ise, pandemi sürecinin başından bugüne arıcıların üretim aşamalarında, pazara erişimde ve sonraki süreçte sorun yaşamadan arıcılık faaliyetlerine devam etmeleri amacıyla etkili politikaların uygulandığına dikkat çekildi. Yapılan araştırmalarda bal üretiminin daha da artacağının altı çizilerek, 2016 yılı verilerine göre Türkiye’de 106 bin ton civarında bal üretimi gerçekleşirken 2023 yılında bu miktarın 121 bin ile 125 bin ton arasında olacağının öngörüldüğü bildirildi. 

2020 yılı arılı kovan sayısı bakımından 1,7 milyon ile lider konumda yer alan Ege Bölgesi’nin Türkiye’nin kovan sayısının yüzde 20,9’luk kısmını tek başına barındırdığı ifade edildi. Arılı kovanların yüzde 52,8’i Muğla’da bulunduğu hatırlatılarak, Akdeniz Bölgesi’nin 1,3 milyon kovan ile yüzde 16,3’lük, 1,1 milyon kovan ile Doğu Karadeniz’in ise yüzde 13,9’luk paya sahip olduğu kaydedildi. 

Ajans Bizim

[mc4wp_form id=”25750″]

Son Haberler

Elveda…

Yaşam İçin Gıda Haber Sitesinin Kurucusu, Genel Yayın Yönetmeni Sayın Metin Ertunç 20 Mayıs 2021 tarihinde geçirdiği kalp krizi...