Tarım sigortası yaptıran üreticilerden, 2014 yılına oranla yüzde 9 artış ile 300 bin adetten fazla hasar ihbarı alındığını açıklayan TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, “Hasar ihbarlarında, dolu, don, fırtına, sel-su baskını gibi çeşitli doğal riskler öne çıktı” dedi.
Tarım Sigortaları Havuzu A.Ş.’nin (TARSİM) düzenlediği toplantıda, devlet destekli tarım sigortalarının 2015 yılı değerlendirmesi ve 2016 yılı uygulamaları açıklandı. Üreticilerin tüm doğal afetlere karşı güvence altına alınarak, gelirlerinde istikrarı sağlayabilecek, geniş kapsamlı, sürdürülebilir bir tarım sigortası sisteminin kurulabilmesi amacıyla kurulan Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSİM) 2015 yılında da hızla büyümeye devam ettiğini belirten. Satoğlu, 2015 yılında bitkisel ürünlerini ve hayvanlarını sigortalayan müşteri/işletme sayısı, 370 bin adede yaklaştığını söyledi.
2015 yılındaki hedeflerinin temel hedeflerinin sigortalılık oranını arttırmak olduğunu vurgulayan Satoğlu, “2015’te bitkisel ürün sigortası branşında sigortalılık oranı yüzde 14’ü geçmiştir. 2014 yılına göre 2015 yılında, poliçe adedi yüzde 27’lik artış ile 1,4 milyon adede, sigortalanan varlık bedeli yüzde 32’lik artış ile 18 milyar TL’ye, sigortalı alan yüzde 20’lik artış ile 19 milyon dekara, sigortalı büyükbaş ve küçükbaş hayvan yüzde 6’lık artış ile 1,1 milyon adede, sigortalı arılı kovan yüzde 17’lik artış ile 1,6 milyon adede ulaşmıştır” dedi.
Tüm bu üretim verileri ışığında, sistemin son derece sağlıklı bir şekilde büyüdüğünü ve misyonunu yerine getirdiğini, üreticilerin sistemi daha fazla benimsediğini ifade edebileceklerini söyleyen TARSİM Genel Müdürü, 2015 yılında hasarların daha çok lokal olarak, belirli bölgelerde etkili olduğunu ancak şiddetinin ve frekansının yoğun olduğu görüldüğünü söyledi.
Tüm tarım sigortası branşları açısından değerlendirildiğinde, tarım sigortası yaptıran üreticilerden, geçtiğimiz yıla oranla yüzde 9 artış ile 300 bin adetten fazla hasar ihbarı alındığını açıklayan Satoğlu, “Hasar ihbarlarında, dolu, don, fırtına, sel-su baskını gibi çeşitli doğal riskler, Manisa, Malatya, Konya, Ankara, Mersin, Antalya ve Denizli gibi iller, üzüm, buğday, arpa ve kayısı gibi ürünler öne çıkmıştır. Uluslararası arenada da başta ülkemiz, sonra Sistem gururla tanıtılmaya ve anlatılmaya devam edilmiştir. Ukrayna’dan, Hindistan’a, Hindistan’dan Almanya’ya, Karadağ’a, Amerika’ya, İsviçre’ye ve İspanya’ya kadar uzun yollar kat edilmiş, Gürcistan’dan, Pakistan’dan ve burada sayamayacağımız kadar çok ülkeden ve kurumdan konuklar ağırlanmıştır. Bu sayede, örnek alan değil, örnek alınan ve bu alanda yön veren, sözü dinlenen, danışılan bir noktaya ulaştığımıza da çok net bir şekilde şahit olduğumuzu ifade edebiliriz” ifadelerini kullandı.
TARSİM Genel Müdürü Satoğlu, 2015 yılının Ocak ayı ile 2016 yılının aynı dönemi karşılaştırıldığında, poliçe sayısında ve toplam prim üretiminde çok ciddi bir artış olduğu görüldüğünü belirterek, “Toplam prim üretimi yüzde 72 oranında artış ile 253 milyon TL, poliçe sayısı ise yüzde 54 oranında artış ile 200 bin adede ulaşmıştır” diye konuştu.
Her geçen yıl üreticilerin beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda sisteme yeni uygulamaların entegre edildiğini bildiren Satoğlu, 2016 yılında da üreticiler ve yetiştiriciler lehine ve onları sigorta yaptırmaya teşvik eden çok sayıda yeni uygulama, tarife seçenekleri ve indirimler söz konusu olduğunu söyledi.
Kuraklık riski
Kuraklık riskinin, hemen karar alınarak, uygulanması söz konusu olmadığını belirten Satoğlu, “Sistemin sürdürülebilirliği açısından kapsama alınacak yeni riskler için sigorta prensipleri çerçevesinde detaylı analizler yapılması ve bu analizlerin sonucuna göre hareket edilmesi mecburiyeti bulunmaktadır. Kuraklık riski için, sigorta programının seçiminde ve uygulanmasında; uzun dönemli meteorolojik veri sağlayan istasyonların sayısı, ilçe/köy/parsel bazında kullanabilir verim kayıtlarının temin edilebilirliği, devletin finansal desteğinin miktarı, tarımsal alt yapı, ürün deseni, risk potansiyeli, işletme ölçekleri, hasar tespiti ve reasürans gibi pek çok faktör rol oynamaktadır.
Bu nedenle, sürdürülebilir bir kuraklık sigorta programının oluşturulması için, araştırma ve fizibilite çalışmalarının yapılması, buna göre gerekli veri alt yapısının tamamlanarak, sigorta programının tasarlanmasının ardından uygulamaya geçilmesinin mümkün olabileceği görülmektedir. Bu çerçevede kuraklık riski ile ilgili olarak AR-GE çalışmaları başlatılmıştır. Bazı batı ülkelerinde ve ABD’de, uzun yıllardır kuraklık teminatı verilmektedir. Bir kısmında kamu desteği var, bir kısmında ise yoktur. Bizim modelimiz olan devletin prim desteği, çok yaygın şekillerde uygulanan modellerden bir tanesidir. Bizim isteğimiz, mevcut bir modeli alıp, ülkemizde uygulamaktan ziyade, Türkiye’ye özel bir kuraklık modelini oluşturmaktır. Bu en sürdürülebilir olanı” dedi.
“Gelir sigortasını kademe kademe hayata geçirmeyi hedefliyoruz.”
TARSİM olarak, geleceğe yönelik yol haritamızı çizdiklerini belirten Satoğlu, “Öncelikli olarak çiftçimiz tarafından kontrol edilemeyen tüm risklerin kapsama alınabilmesi için verim sigortasını, daha sonra ise üretim ve fiyat risklerinin birleşik etkisiyle çiftçi gelirine olan etkisinin azaltılması amacıyla gelir sigortasını kademe kademe hayata geçirmeyi hedefliyoruz. 2016 yılında TARSİM olarak teknolojik gelişmeleri çok daha yakından takip ederek, her zamankinden daha inovatif bir yaklaşım sergilemeyi hedefliyoruz. Örnek olarak şu an gündemimizde, hasar tespit çalışmalarında hız ve verimliliğin arttırılması ve üreticiye en üst düzeyde, kaliteli hizmet sunulması amacıyla giyilebilir teknoloji (akıllı gözlükler) ve insansız hava araçları (İHA) uygulamaları var” ifadelerini kullandı.
Büyükbaş ve küçükbaş hayvan hayat sigortaları hasar tespit çalışmalarında kullanılmak üzere çalışmalarını sürdürdüğümüz akıllı gözlükler sayesinde, otopsilerin ses ve görüntü kayıtlarının alınarak, hasar tespit çalışmalarının yapılmasını amaçladıklarını belirten TARSİM Genel Müdürü sözlerini şöyle tamamladı: “Bu kayıtların daha sonra eğitim amacıyla da kullanılması planlarımız arasında. İlerleyen dönemlerde, son zamanlarda sayıları hızla artan, gökyüzünden görüntüleme teknolojisini sağlayan, insansız hava araçları, kameralı mini helikopterler yani ‘drone’lar aracılığıyla bitkisel ürün sigortaları branşında hasar tespit çalışmaları gerçekleştirmek üzere araştırmalarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz”.