Üretim Reformu Paketi adı altında hazırlanan torba yasa ile Meclis’ten geçirilmek istenen Zeytincilik Kanunu ile ilgili değişiklik, üreticisinden sanayicisine tüm zeytincilik sektörünü ayağa kaldırdı. Zeytin konusunun milli bir mesele olduğunu vurgulayan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK), yayınladığı basın bildirisinde “Atılan hatalı adımdan bir an önce dönülmesi” uyarısında bulundu.
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Bilim ve Teknoloji Komisyonunda iki gündür görüşülen ‘Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı’ndan, zeytinliklerle ilgili bazı bölümler çıkarıldı. Ancak belki de en önemli madde olan ve zeytinlik alanların sanayi ve madencilik yatırımlarına açılmasına yol açacak 4. maddesi komisyondan geçti. Zeytin ve zeytinyağı sektörü başta olmak üzere tüm kamuoyunun tepki gösterdiği değişikliğe ilişkin Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK), Yönetim Kurulu Başkanı Ümmühan Tibet ve İcra Direktörü Dr. Mustafa Tan imzasıyla bir bildiri yayınladı.
3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerin Aşılattırılması Hakkındaki Kanunun (kısaca Zeytincilik Kanunu), yaklaşık 15 yıldır başta maden kanunu değişikliği çerçevesinde olmak üzere birçok kez değiştirilmek üzere girişimde bulunulduğu hatırlatılan açıklamada, her defasında bütün zeytincilerin, kamuoyu tepkisinin ve milli iradenin kararı ile değişiklik girişimlerinin gerçekleştirilemediği kaydedildi.
3573 Sayılı Zeytin Kanununun, anavatanı Anadolu olan zeytin ağacının korunması, gelişerek yaygınlaşması için dünyaya örnek nitelikte bir yasa olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Zeytincilik Kanunu, dün olduğu gibi bu gün milyonlarca insanın yaşamını, milyarlarca lira katma değer üreten sayısız işletme ve kurumun çalışmalarını doğrudan etkileyen, düzenleyen, Ülkemizin tarımsal gelişimi içindeki rolü ile de bütün ülke insanını, 80 milyonu ilgilendiren bir yasa niteliğindedir.
Zeytincilik Yasamızın değiştirilme girişimleri ve önerileri, demokrasinin, ulusal iradenin temel kurumu olan yasama organı TBMM’nde her defasında oy birliği ile reddedilmişken, son üç yıldan beri madenci ve inşaat lobilerinin adeta taarruzuna uğrayan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve son olarak Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan torba yasalar vasıtasıyla Zeytincilik Kanunu işlevsiz hale getirilmek istenmektedir.
Konseyimizce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile ortak bir hedef doğrultusunda hareket edilerek, anavatanı Anadolu olan zeytini, gelecek altı yıl içinde öncelikle halihazırda dünya beşinciliği konumundan İspanya’nın ardından ikinci sıraya taşımak, 21’nci yüzyılın nihai hedefi olarak da dünyada söz sahibi lider bir ülke olmasını sağlamak olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede, Bakanlığımızca zeytincilik sektörü desteklenmiş, özellikle yeni dikim alanlarına yapılan fidan destekleri ile zeytin ağacı varlığımız son altı yılda yaklaşık %90 artarak 173 milyon adete yükselmiştir. Son yedi yılın ortalaması 160 bin ton olan zeytinyağı üretimimiz 2023’de 700 bin ton olarak belirlenmiştir. Son 7 yıllık ortalamaya göre, sofralık zeytin üretimimiz yaklaşık 350 bin ton olup bu üretimin değeri yaklaşık 700 milyon dolardır. 2023 de bu değer yaklaşık 3,5 milyar dolardır.
Zeytincilik, Türkiye’ de yaklaşık 750 bin ailenin geçim kaynağını, 845.000 ha alan ile ülkemiz yüzölçümünün yaklaşık %9’unu, işlenen tarım alanlarının %3,5’ini oluşturan bir sektördür.
Zeytin dünyada ve ülkemizde stratejik bir üründür. Bu önemi de gün geçtikçe artmaktadır. Zeytin üretimi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı beslenmede, istihdam sağlanmasında ve diğer sanayi kollarına pazar yaratmada, yüksek katma değeriyle doğrudan ve dolaylı yoldan 10 milyon kişinin geçimini sağlamada, tarımsal ve sosyoekonomik yönden ciddi bir önem taşımaktadır.
Bu ekonomik getiriler birkaç yıl veya 15-20 yıllık bir süre ile sınırlı değildir. Zeytin ağacı Anadolu’ da dokuz bin yıldır insanoğlunun, geçim, beslenme, sağlık ve güzellik kaynağı olarak görevini sürdürmektedir. Dünya var oldukça da insanlığa ve çevreye hizmete devam edecektir. Bu yönüyle yeryüzünde hiçbir madenin getirisi zeytin ağacının toplam getirisi kadar olamaz. Bu anlamda dünyada ikinci bir ağaç bulmak mümkün değildir.
Üyelik yolunda çalışmalar içinde bulunduğumuz Avrupa Birliğinde ise zeytin ve zeytinyağı 136/66 EEC tüzüğü ile 1966 yılından itibaren başlayan ve AB toplam mevzuatının yaklaşık %3’üne tekabül eden ve 5000 sayfayı bulan tüzüklerle düzenlenmiştir. Buna göre zeytin üreticisi başta olmak üzere tüm sektör, zeytin ve zeytinyağı üretimi desteklenmiş, köyden kenti önlemek üzere daha az kayırılmış yöreler başta olmak üzere ilave destekler verilmiştir. Ayrıca Avrupa Birliğinde (EEC) 2019/93 sayılı Tüzük ile geleneksel zeytin sahalarında zeytinliklerin muhafaza edilmesi için yardım verilmektedir. Dünyanın en büyük zeytin üreticisi olan İspanya’da uçsuz bucaksız zeytinlikler hiçbir surette madencilik veya sanayi tehdidi altında değildir.
3573 sayılı Zeytinciliğin ıslahı ve Yabanilerin Aşılattırılması hakkında Kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesini içeren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca hazırlanan “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi amacıyla Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair kanun Tasarı’sı” ile Zeytinlik sahalar üzerinde geri dönülemez hasarların oluşması söz konusu. Zeytincilik Yasası’nın 20. Maddesi yasanın omurgası niteliğindedir. Böylesi bir değişiklikte yasa bütünüyle hükümsüz hale dönüştürülmek istenmektedir. Bu teklifin TBMM’ de milli irade tarafından birçok kez oy birliği ile ret edilmesine rağmen farklı tuzaklarla değiştirilerek tekrar getirilmesi sektörümüzce endişe verici olarak algılanmakta ve infial yaratmaktadır.
Türkiye zeytin ağacının genetik anavatanıdır, Zeytinin tüm dünyaya yürüyüşünün başlangıç noktasını teşkil etmektedir ve zeytin bu anlamda dünya mirasıdır. Değişiklik, bu potansiyel ve değerin ortadan kaldırılması anlamına da gelecektir.
Ülkemiz son yıllarda, zeytincilik alanında ulusal ve uluslararası arenada önemli büyüklüklere ulaşmıştır. Marka ülke hedefine hızla yürümektedir. Yurt içinde onlarca milyar büyüklüğü ile ifade edilecek ekonomik değerde yatırımlar yapılmıştır. Böylesi bir değişiklikle bu yatırımların kaynağı ortadan kaldırılmış olacaktır.
Zeytincilik sektörü bu gelişmeleri, ölümsüz zeytin ağacının asaleti ve vakur duruşu ile bugüne kadar sessizce izlemekle yetindi. Ancak bilinmelidir ki binlerce yıllık kültürün izlerini taşıyan zeytincilik sektörü zeytin ağacının kutsallığına sahip olarak, günlük çıkarlara alet edilemeyecek kadar büyük ilahi bir güce sahiptir.
Bilim, sanayi ve teknoloji bakanımız sn. Faruk Özlü, tüm bu konularda bilgilendirildi. Yapılmak istenen değişikliğin sonuçlarının sektörde geri dönülemez hasar yaratacağı, bu kadar önemli bir yasa değişikliği için sektörün görüşlerinin mutlaka alınması gerektiği bildirildi. Zeytincilikle dolaylı ve doğrudan geçimini sağlayan 10 milyon kişiye rağmen rantçı lobilerin baskılarına boyun eğecekse, zeytincilik sektörünün ağırlığı dayanılmaz olabilecektir.
Sonuç olarak, ülkemiz, zeytinlikler ve zeytincilerimiz açısından son derece önem taşıyan mevcut zeytincilik yasasının söz konusu bu tasarıdan tüm maddelerinin geri çekilmesi,
Sektörle birlikte, tamamının ortak görüşü ile zeytincilik yasasının AB’de olduğu gibi bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak hem zeytini koruyan ve hem de ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanmasını bir kez daha hatırlatmak isteriz. Hiçbir siyasi görüş ayırt etmeden tüm vekillerimize sesleniyoruz. Bu konu milli bir konudur. TBMM Genel Kurul’unda daha önce yaptığınız gibi şimdi ve son kez zeytincilikle ilgili maddeleri tasarıdan çıkarınız. Bu talep tüm zeytincilerin ortak ve yegane isteğidir. İlgililerin olası hatalı bir adımı derhal geri çekmelerini talep ederiz.”