Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin milli ekonominin tasfiyesi olduğunu belirterek, fabrikaların özelleştirilmesinin Türkiye’nin tarımına, hayvancılığına, sanayisine darbe olduğunu söyledi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, partisinin genel merkezinde özelleştirileceği açıklanan şeker fabrikaları hakkında açıklama yaptı.
“Bu girişim, borç batağında çırpınmaktır’ diyen Perinçek’in açıklamalarından satır başları şöyle:
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamadan anlaşılmaktadır ki, hükümet, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ (TÜRKŞEKER)’nin 25 şeker fabrikasından 14’ünü önümüzdeki süreçte özelleştirme girişimi içindedir.
Öncelikle belirtelim: Bu girişim, borç batağında çırpınmaktır. Türkiyemizi borç batağına batıran AKP iktidarı, merkezi yönetim bütçesindeki açığı kapatma telaşı içinde, kamu kurum ve kuruluşlarının satılması yoluna gitmektedir. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde en önemli neden budur.
Şeker fabrikalarının satışa çıkartılması, sanayimize, işçi haklarına, sendikalarımıza, tarıma ve pancar üreticilerimize, hayvancılığımıza, millî ekonomiye, vatan savunmasına darbedir.
Sanayimize darbe
Özelleştirilecek fabrikaların toplam pancar işleme kapasitesi yılda 8 milyon 603 bin tondur. Bu miktar, TÜRKŞEKER’in toplam kapasitesinin yüzde 66’sına denk gelmektedir. Diğer bir ifadeyle, 1935 yılında kurulan Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ büyük ölçüde tasfiye edilmektedir. Şeker fabrikalarımızın özelleştirilmesi, sanayimize ağır bir darbedir.
Çalışmaya işçi haklarına ve sendikalarımıza darbe
Şeker-İş Sendikamızın Başkanı İsa Gök’ün de vurguladığı üzere, özelleştirilen şeker fabrikalarının çoğu kapatılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Geçmişteki özelleştirmelerde, kömür üretiminin, Sümerbankların, Et Balıkların ve Tekellerin özelleştirilmesinde de aynı olayı yaşadık. Bu kez de özelleştirme sonucu şeker fabrikalarımızda çalışan binlerce işçi sokağa atılacak ve aileleri perişan edilecektir.
TÜRKŞEKER’in fabrika ve işletmelerinde, işçi haklarına saygı gösterilirdi. TÜRKŞEKER, işçi-işveren ilişkileri açısından da ülkemizde örnek oluşturan kuruluşların başında geliyordu. Özelleştirilecek fabrikalarda bugün çalışmakta olan 4410 işçimiz ve memurumuz, özelleştirme sonrasında önemli hak kayıplarına uğrayacaktır.
14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi, işçilerimizi sendikasızlaştıracak ve sendikalarımızı da zayıflatacaktır; çalışma hayatımıza ve işçi haklarına darbe indirecektir.
Tarıma ve çiftçimize darbe
Özelleştirilecek şeker fabrikalarına pancar satan üretici sayısı 47.758’dir. Bu durumda TÜRKŞEKER’e pancar satan üreticilerimizin yüzde 71’i artık pancar üretemez duruma düşeceklerdir.
Türkiye’de 1998 yılında 492 bin aile, şeker pancarı üretiyordu. 2014 yılında şeker pancarı üreticilerinin sayısı, 124 bine düşmüştü. Pancar üreticilerinin yüzde 75’i pancar üretiminden uzaklaştırıldı.
16 yılda 368 bin çiftçi pancar üretiminden kopartılmıştır. AKP, Türkiye çiftçisine darbe indiriyor, üretime darbe indirerek Türkiye’yi borca batırıyor. Özetle AKP, Türkiye’yi yönetemiyor.
Hayvancılığımıza darbe
Şeker üretimi, hayvancılığımızı da geliştiriyordu. Şeker pancarı üreten köylü, şeker fabrikasından aldığı küspeyle hayvan yetiştirdi. Ürettiği şeker pancarını değerinden sattı. TÜRKŞEKER’den yeni tarım teknikleri öğrendi.
Türkiye’de yıllardır uygulanan yanlış politikalarla hayvancılığa darbe indirildi. Halkımızın et ihtiyacı ithalatla karşılandı. Geçmişte Türkiye’den komşu ülkelere hayvan götürülürken, tarıma verilen desteklerin büyük ölçüde kaldırılmasıyla, et ihtiyacımız ithalatla karşılanıyor.
Şimdi de şeker fabrikalarımızın özelleştirilmesi, hayvancılığımıza yeni bir darbe indiriyor
Milli ekonomiye darbe
14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi, sanayide, tarımda ve hayvancılıkta üretimi zayıflatacak, ithalatı kışkırtacak ve Türkiye’nin dışa bağımlılığını artıracaktır.
TÜRKŞEKER, halkımızın şeker ihtiyacını yerli kaynaklarla karşılıyordu. Özelleştirme sonucu tatlandırıcıların ithalatı teşvik edilmiş oluyor; nişasta temelli şeker ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların piyasa payı artırılmaktadır.
Ülkemizde yabancı şirketler tarafından üretilen nişasta temelli tatlandırıcıların payı 2016 yılında yüzde 25 daha artırılarak şeker piyasasının yüzde 12,5’i düzeyine yükseltilmiştir. Ayrıca ithal edilen yüksek yoğunluklu tatlandırıcı tüketimi de artmaktadır.
Dış ticaret açığı, Türkiye ekonomisinin en büyük sorunudur. Şeker fabrikaları özelleştirilerek, ödemeler açığı büyütülmektedir. Ekonomimizi borç batağına iten siyaset, ekonomik iflası getirmektedir.
Halk sağlığına darbe
Genetik yapısına müdahale edilmiş mısırdan üretilen tatlandırıcıların halkımızın sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini de dikkate almamız gerekiyor. Mısırdan üretilen tatlandırıcıların kansere neden olan etkileri tartışılmaktadır. Bu nedenle pancardan şeker üretiminden vazgeçilmesi halk sağlığına zararlı görülmektedir.
Çağdaşlaşmaya darbe
Cumhuriyet döneminin şeker fabrikaları, çalışanlarına sağladığı sosyal olanaklarla, Kemalist Devrimin halkçılık ilkesinin en güzel örnekleriydi. Bu fabrikaların lojmanları, kantinleri, okulları, spor tesisleri, yüzme havuzları, tiyatroları, düğün ve sinema salonları, yemekhaneleri, yatakhaneleri, sosyal tesisleri, Türkiye’yi çağdaşlaştırmanın önemli araçlarıydı. Bu fabrikalar, Osmanlıdan devraldığımız enkaz içinde çölde birer vaha gibiydi.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, insanca ve çağdaş yaşama darbedir.
Vatan savunmasına darbe
Türkiye, bugün geleceğimizi belirleyen bir vatan savaşı vermektedir. Bu koşullarda güvenlik kuvvetlerinin her türlü ihtiyacının ve halkın gıda güvenliğinin millî kaynaklarla sağlanması büyük önem taşıyor.
Şeker fabrikalarımızın özelleştirilmesi yoluyla kapatılması, vatan savunmasına darbedir.
Şeker fabrikalarımız vatandır. Vatan satılmaz.
Cumhuriyet kalkındırdı, AKP yönetimi borca batırdı
Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ veya TÜRKŞEKER, 6 Temmuz 1935 tarihinde Ziraat Bankası, Sümerbank ve İş Bankası ortaklığıyla kurulmuştu.
Cumhuriyet öncesinde şekerimizi ithal ediyorduk. TÜRKŞEKER sayesinde şekerimizi biz ürettik, pancarımızı da biz ürettik. Aynı zamanda hayvancılığımız için küspe ürettik. Tarım ve sanayimiz önemli bir itici güce kavuştu. Pancar ve şeker üretimi, ekonomik kalkınmamızın önemli etkenlerinden biri oldu. Köylümüzün ve halkımızın yüzü güldü.
Cumhuriyetin KİTleri, refah getirdi, kalkınma sağladı.
AKP’nin özelleştirme siyaseti ise, Türkiye’yi borca batırdı.
Çözüm üretim ekonomisinde
Özelleştirme, Borçlanma Ekonomisinin en önemli uygulamalarından birisidir. Partimiz, başından beri özelleştirmeye karşı çıktı ve özelleştirmenin getireceği felâketleri anlattı. Şimdi Türkiye, Borçlanma Ekonomisinin sonuçlarını yaşamaktadır.
Bu koşullarda Vatan Partisi, Üreten Türkiye programıyla bugün borç batağından kurtuluşun biricik çözümünü milletimizin onayına sunmaktadır. Türkiye, bugünkü ekonomik çıkmazdan ancak Milli Hükümetle çıkabilir. Köylümüzü ve işçimizi olduğu kadar, bütün milletimizi refaha götürecek yol, halkçılıkta ve devletçiliktedir.
Özelleştirmeye karşı mücadele
Vatan Partisi, başta TÜRKŞEKER işçilerinin örgütlü olduğu Şeker-İş Sendikası ve şeker pancarı üreticilerinin örgütlü olduğu Pankobirlik olmak üzere, bütün çalışanlarımızı bu özelleştirme girişimine karşı mücadeleye çağırmaktadır.
Programımızda da belirtildiği gibi, Millî Hükümet,
-Özelleştirme kapsamında bulunan ve yürütülen bütün işlemleri derhal durduracaktır.
-Özellikle enerji, ulaştırma, haberleşme, savunma sanayisi gibi kilit sektörlerde özelleştirilen Kamu iktisadi kuruluşları ve bunların iştirakleri yeniden kamulaştırılacak, verimli işletilecek ve Türkiye ekonomisinin hizmetine sokulacaktır.
-Tarım ekonomisine hizmet eden bütün kamu kurum ve kuruluşları, üretimi artırmak için yeniden örgütlenecek, tarım üreticisi piyasada ezilmekten kurtarılacaktır.
Vatan Partisi bütün halkımızı, şeker fabrikalarımıza sahip çıkmaya çağırmaktadır.