CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, CHP’nin Karadeniz Bölgesi milletvekilleriyle Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, fındık üreticilerinin sorunlarını dile getirdi.
Dünyada fındık kadar ekonomik değeri yüksek, stratejik ikinci bir ürün bulunmadığını belirten Pekşen, “Altın gibi, her dakika paraya çevirebileceğiniz, her an alıcısı hazır bir sektör” ifadesini kullandı.
Ancak bu kadar sahipsiz bir sektörün daha bulunmadığını savunan Pekşen, fındık alanında yasal bir düzenleme olmadığını söyledi.
Pekşen, fındığın geçen yıl sezon ihracatının 2,8 milyar dolar olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
“Yeni bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Sektör, tekelleşmenin altında, büyük bir fiyat baskılamasında, üretici mağduriyete sürüklendi. Karadeniz’de piyasada oluşan fiyatlar, fındık üreticisi için büyük perişanlık ortaya koydu. İhracatçılar ve sanayici için de aynı şey söz konusu. Devlet bugüne kadar olması gerektiği şekilde fındık politikası asla ortaya koymadı.”
Türkiye’nin dünyada fındıkta marka ürün üretme anlamında geliştirdiği bir politikasının olmadığını savunan Pekşen, şunları kaydetti:
“Hazine Müsteşarlığı, Sanayi, Tarım bakanlıkları bir araya gelip bu işi koordine edecek çalıştay toplamalı. Spekülatif olarak fındık fiyatlarındaki büyük düşmeyi geri döndürecek bir alımın kısa sürede başlatılması, uzun vadeli yatırım planlaması yapılması gerekir.”
“Piyasa tek alıcı-tek satıcı konumuna geldi”
Öte yandan yazılı bir açıklama yapan Fındık Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Kutsi Yaşar ise fındık piyasasının tekelleşmeden kurtulması için FİSKOBİRLİK ve Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) mutlaka pazarda olması gerektiğini savundu.
Yaşar, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin en önemli ihraç ürünü durumundaki fındıkta piyasanın tekelleşmeye doğru gittiğini öne sürdü.
Ürün fiyatının birkaç kişi tarafından belirlendiğini ileri süren Yaşar, bunun piyasayı olumsuz etkilediğini kaydetti.
Fındık piyasasının tekelleşmeden kurtulması için FİSKOBİRLİK ve TMO’nun mutlaka pazarda olması gerektiğini savunan Yaşar, şunları kaydetti:
“Tek alıcı ve tek satıcı konumuna gelen firmalara karşı orta ve uzun vadede kendi ellerimizle tabela örgütüne çevirdiğimiz FİSKOBİRLİK’i çiftçilerin yönetebileceği şekilde yeniden yaşam vermektir. Olmuyorsa da alternatif kooperatifleşmeyi yaratmanın çabasına girişmektir. Kısa vadede TMO’yu alımlarda kullanabiliriz. Derhal alımlara 14 lira bandından başlaması gerekir. Fiyatlar 15 lira dengesine gelinceye kadar alımlar devam etmelidir. Kazanan çiftçi ve ülke ekonomisi olacaktır.”