Meclis’te düzenlediği basın toplantısında şekerpancarı üreticilerinin sorunlarına değinen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, KHK ile Türkiye Şeker Kurumu’nun kapatılmış olmasının ciddi sorunlar doğurabileceğini belirtti. Gürer, şeker piyasasını düzenlemek için 2001 yılında kurulan Şeker Kurulu’nun faal olmadığı söylenmesine rağmen, nişasta bazlı şekerin ülkemizdeki payını frenler nitelikte çalıştığını kaydetti.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, ülkemizde gıda üretim ve satış yerlerindeki denetimlerin yetersizliğine dikkat çekti. Artan gıda terörünün önlenmesi için alınması gereken tedbirleri sıraladı. Ömer Fethi Gürer, et ve süt üreticilerinin yaşadığı sorunların ve buzağı ölümlerinin yanı sıra Türkiye Şeker Kurumu’nun kapatılmasının yaratabileceği olumsuzlukları sıraladı.
Şeker Kurumu kapatılmamalıydı
Şekerpancarı üreticilerinin sorunları olduğunu ifade eden Ömer Fethi Gürer, KHK ile Türkiye Şeker Kurumu’nun kapatılmış olmasının ciddi sorundan doğurabileceğine işaret etti. Şeker piyasasını düzenlemek için 2001 yılında kurulan Şeker Kurulu’nun faal olmadığı söylenmesine rağmen, nişasta bazlı şekerin ülkemizdeki payını frenler nitelikte çalıştığını belirtti.
Kurumun ortadan kaldırılması ile oluşacak sorunlara dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, “Önümüzdeki süreç nişasta bazlı şekerin ve yurt dışından ithal edilen yoğun tatlandırıcının önünü açacak. Bunların insan sağlığına olumsuz etkileri olduğu bilim insanları açıklıyor. Ayrıca şekerpancarı stratejik bir üründür. Çiftçi ve fabrika işçilerinin korunması adına hükümetin bundan sonra alacağı kararları izleyip takip edeceğiz” dedi.
AKP çiftçinin, işçinin emeklinin lehine çalışsın
AKP’nin çiftçinin, işçinin, emeklinin lehine çalışma yapmadığını vurgulayan Gürer, “Önümüzdeki süreç şekerpancarı üretiminin devamı veya ortadan kalkmasını beraberinde getirebilir, Tütünde yaşanan sorunlar şekerpancarında da yaşanabilir. İnsan sağılığı için en doğru ürün tatlandırıcı ve nişasta bazlı şeker değil şekerpancarıdır. Dünyanın her yerinde pancar üreticisi korunuyor. Ülkemizde de korunmalı, şeker fabrikalarında üretimin devamı sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
Mazot desteği yıl içinde verilsin
Türkiye’nin benzin ve mazotu en pahalı kullanan ülkeler arasında olduğuna da vurgu yapan Ömer Fethi Gürer, mazota gelen zammın çiftçi ve diğer şoför esnafını sıkıntıya soktuğunu belirterek, “Üretim aşamasındaki çiftçi için önemli girdi olan mazot desteklemeleri yıl içinde verilmeli, çiftçi mağdur edilmemelidir” dedi
Gürer çiftçi ve besicilerin sorunlarına kalıcı çözüm üretilmesi ve yerli üreticinin desteklenmesini istedi.
Gıda denetimleri yetersiz
Gıda terörünün ülkemizde göz ardı edildiğini ifade eden Ömer Fethi Gürer, “Hepimizin yaşamını doğrudan ilgilendiren gıda son yıllarda denetimlerin yetersizliği, merdiven altı üretimlerle sıkıntılı hale dönüştü. Bu konuyla ilgili çok sayıda telefon alıyorum. Yurttaşlar, ülkemize gıda üretim ve satış yerlerinde kaçak işçi olarak çalışan işçilerin sağlık açısından sorun yaratabileceğinden kaygılanıyorlar. Kaçak çalışan mülteciler gıda üretiminde, denetim dışı olmaları nedeniyle oluşabilecek sorunlara dikkat çekiyor. Her 3 ayda işletmelerde, fırın ve restoranlarda çalışanların portör muayenesi ve akciğer filmleri çekilir, bunların sağlıkla ilgili sorunları yoksa çalışmalarına olanak tanınırdı. Belediyeler zabıtalar vasıtasıyla bu konuda denetim gerçekleştirirlerdi. Yapılan değişiklikle bu anlamda farklılaşma oldu. Muayene ve akciğer filmleri çalışanların ve çalıştıranların inisiyatifine bırakıldı. Burada kaçak olarak çalıştırılanlardan sağlık kontrolünden geçmeyen kişilerin olumsuzluk yaratmamaları için daha sıkı denetim ve takip edilmesi gerekiyor. Bu yolla bulaşıcı hastalık yayılma riski var” dedi.
Belediyelere yetki verilsin
Denetimlerin sağlıklı yürütülebilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda ‘Gıda’ kısmının ayrılması gerektiğini ya da belediyelerin gıda denetimleriyle ilgili yetki ve sorumluluklarının artırılmasının uygun olacağını belirten Ömer Fethi Gürer, “Belediyeye gelen ihbarla zabıta olay yerine gidiyor. Üretim tarihi geçmiş, sağlığa uygun olmayan ürünle ilgili tespitini yaptıktan sonra Tarım İl Müdürlüğünden denetçi gelmesini bekliyor. Bu durumda, olumsuzluğa anında müdahale yapılması olayı sınırlandırılmış oluyor” diye konuştu.
Vatandaşa çağrı: alışveriş yaptığınız yeri denetleyin
Gıda denetimleri ve kaçak işçi çalıştıran gıda üretim ve satış yerlerindeki sorunlarla ilgili olarak yurttaşlara çağrıda bulunan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “herkesin alışveriş yaptığı yerlerde, lokantalarda, fırınlarda çalışan kişileri sorma hakkı var. Bunların sağlık kontrollerinin yapılıp yapılmadığını veya sigortalarının olup olmadığını sorabilirler” şeklinde konuştu.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Gıda denetimlerinde belediyelerin yetkilerinin artırılması portör muayenelerinin sıkı ve denetlenebilir biçimde uygulanması, akciğer filmlerinin çekilerek sağlık açısından durumlarının incelenmesinin ülkemizde oluşabilecek hastalıkların önüne geçeceğini ifade etti.
Kavurma etiketlerinde şartlı kesim ibaresi bulunmalı
Bazı hastalıkları nedeniyle şarta bağlı kesim yapılan hayvanların etlerinden kavurma yapılıp piyasaya sürüldüğüne de dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, konuyu ilgili bakanlığa soru önergesi verdiğini, verilen yanıtta kesilen hayvanların yönetmeliklere uygun bir şekilde kesimlerinin yapıldığının belirtildiğini ifade ederek, “ Etiketleme kurallarına göre, kavurmaların ambalajlarında, şarta bağlı kesim yapılan hayvanların etlerinden üretildiğini anlatan bir ibarenin olması mecburiyeti yok. Hasta hayvanların etlerinden elde edilen ürün olduğunu bilmeyen tüketici bunu satın alıyor. Oysa bu tür etiketlerin ürünlerinde şarta bağı kesim yapıldığı ibaresi yer almalıdır. Tüketici ürünü buna göre satın almalıdır. Tüketici aldığı ürünün ne olduğunu bilmelidir” dedi.
Biz de ucuz et istiyoruz ama sağlık daha önemli
2017 yılının Kasım ayında Mecliste düzenlediği toplantıda yurtdışından getirilen ithal etlerin ucuz ama sağlıklı olamayabileceği konusunda uyarılarda bulunduğunu anımsatan Ömer Fethi Gürer, “ Veteriner hekimlerin verdiği bilgiye göre, o toplantıda yurtdışından getirilen etlerin üzerinde oluşan tortuların daha önce hastalık geçirmiş hayvanların etleri olabileceği yönündeki şüpheleri dile getirmiştim. Kemiksiz etin 3 aydan önce kapsamlı bir laboratuvar analiz sonuçlarının çıkmadığını, bu etlerin bir kısmının donmuş et olarak getirildiğini ifade etmişti. Halkın ucuz et yemesini biz de istiyoruz. Ama bunun sağlıklı olması da her yurttaşın talebidir. Analiz raporları satışa sunulan yerlere asılmalıdır. Ağustos ayında gelen etlerin bir kısmında insan sağlığına zararlı ürün olduğu kamuoyuna yansıdı ve bu etler imha edildi. Kurum sürenin uzamasının, firmanın analiz raporlarına itiraz etmesi nedeniyle gerçekleştiğini belirtti. 5 ay bekletilerek tüketiciye ulaşan etten fayda gelmez. Yurda girişinde bu etlerle ilgili kontrollerin mutlaka yapılması lazım. Ayrıca yurtdışından et gelmemesini sağlayacak önlemler alınmalı ve bunlar sözde kalmamalı” şeklinde konuştu.
Buzağı ölümleri engellenmeli
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu yılı ‘Buzağı yılı’ olarak ilan ettiğini de anımsatan Ömer Fethi Gürer, buzağı ölümlerinin yüzde 15’e ulaştığını belirterek, “Buzağı ölümleri engellense, et sorunu çözümlenebiliyor. Sadece şahısların değil, devletteki buzağı ölümlerinin fazlalığı da bu konuda araştırma yapmayı gerekli kılıyor. Önceden ineklere verilen teşvik şimdi buzağılara veriliyor. :Buzağı ölünce üretici teşvik alamıyor. İneklere yeniden teşvik uygulaması getirilmesi gerekiyor” dedi.
Ölen buzağıların imhasında tarım il müdürlüğü yetkililerinin de bulunması gerektiğine işaret eden Ömer Fethi Gürer, ölen buzağıların imhasında mutlaka tarım müdürlüğü yetkililerinin bulunması gerektiğini vurguladı.
Ette olduğu gibi sütte de kriz yaşanabilir
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt üreticilerinin sorunlarına da dikkat çekti. Türkiye’de süt üreticilerinin sorunlarının çözüme kavuşturulamaması durumunda ette olduğu gibi sütte de gelecek yıllarda kriz yaşanabileceğini anlatan Ömer Fethi Gürer, “Süt konseyi 3 ayda bir çiğ süte fiyat belirliyor. 140 kuruş olan çiğ sütün litre fiyatına 13 kuruş zam yapılarak 153 kuruşa çıkarıldı. Ancak artışın 6 kuruşu farklı kesintilere gidiyor. Üreticiye 9 kuruş kalıyor. Sanayici raftaki süt ürününe yüzde 20 zam yapıyor. Ama üretici bu zamdan aynı oranda faydalanamıyor. Yem girdileri, hayvan bakımı, hayvanların ilaç girdileri birleştiğinde süt üreticisinin maliyeti artıyor. Sonuç olarak üretici sütten gelir elde edemezse ineği kesmek zorunda kalıyor. Kimi yerde yasak olmasına rağmen zor durumda kalan üretici ineği kesime veriyor. Hükümeti uyarıyorum, bu konuda tedbir alınmazsa ette olduğu gibi sütte de kriz yaşanabilir” dedi.
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yurt dışından 270 bin kg süt tozu ithal edildiğini de belirterek, ihraç kayıtlı olsa da yurt dışından süt tozu almanın çiğ süt üreticisini ciddi sıkıntıya sokacağını vurguladı.