Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, şeker piyasasında yaşanan gelişmelere ayak uydurmak ve sektörde ortaya çıkan aksaklıkları gidermek amacıyla şeker piyasasını yeniden yapılandıracaklarını belirterek, “Devletin şeker üretmesi artık rasyonel olmaktan çıktı.” dedi.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre Çelik, Uluslararası Şeker Örgütü (ISO) 49. Konsey Toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul’un önemini anlatarak, küresel finans merkezine dönüştürmeyi hedefledikleri İstanbul’un her geçen gün daha fazla uluslararası toplantıya ev sahipliği yaptığını söyledi.
İstanbul’un dev yatırımlara da sahne olduğunu ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
“3. köprünün inşaatı tamamlanmak üzere, Avrasya Tünelinin inşaatı devam ediyor. 3. Havalimanı inşaatı sürüyor. AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım bugün yeni hükümetin kuruluşunu açıklayacak. Binali Yıldırım bu faaliyetlerin mimarıdır. Ulaştırma, denizcilik, haberleşme yönüyle bu yatırımların sahibi olan bakanımızın gelecekte de Türkiye’de büyük kamu yatırımlarının öncülüğünü, devamını ve takibini yapacağına inanıyoruz.
Küreselleşen dünyada çok yakın yaşamaya başladık. Dünyanın bir ucu diğer ucuyla çok yakın hayat yaşıyor. Bu beraberlik içinde birçok sorunu da birlikte yaşıyoruz. Bunların her biri için çalışma ve düzenleme yapmak durumunda olduğumuzu görüyoruz. Dünya Ticaret Örgütünün çalışmaları, uluslararası ticarette liberalleşme yönündeki çalışmalara bakıyoruz ve bunların entegrasyonun ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Gıda dahil olmak üzere birçok emtia her yere ulaştırılabilir hale geldi.”
Çelik, teknoloji sayesinde hayal bile edilemeyecek işlemlerin saniyeler içinde gerçekleştirilmeye başlandığını aktararak, “Örneğin bir kararla Fiji’den şekeri satın alıp, Avrupa piyasalarında satabilmektedir. 87 üyesi bulunan Uluslararası Şeker Örgütü, entegrasyonu hızlandırmaya yönelik önemli fırsatlar sunuyor. Ülkeler şeker politikalarını, buralardan elde ettikleri bilgiler yardımıyla şekillendirmekte ve gelecek pozisyonlarını buna göre almaktadır. Bu toplantılar ile karşılıklı olarak birbirimizin sektörlerini tanıma fırsatını da elde ediyoruz.” dedi.
Bu yılki toplantıda Türk şeker ve şekerli mamul üreticilerinin kendilerini ve ürünlerini tanıtma şansı da bulacağını anlatan Çelik, bu toplantıda doğruları bulma veya doğrular bulunamasa bile en azından doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi için uygun bir zemin olduğunu kaydetti.
Çelik, bu toplantılar için belirlenen “Şeker: Gerçekler ve Efsaneler” temasının son derece isabetli olduğunu vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:
“Yazılı ve görsel medyada sağlık ve beslenme konusunda çok sayıda programlar düzenleniyor. Şeker ile ilgili korkutucu cümleler sarf ediliyor. Bütün gıdaların çoğu, azı zararlı olabilir ama bunların ölçüsünü koymak lazım. Bu yönlendirmeleri doğru yapmak hepimizin görevidir. Şeker sanayisinin bir parçası konumunda bulunan ve 7 milyar insana gıda temin etmek gibi bir misyonu üstlenen gıda sanayisi stratejik olarak büyük öneme sahiptir.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, bu hiyerarşinin en altında yer alan fizyolojik ihtiyaçlar giderilmeksizin, başarı için insanları güdülemek ve yaratıcılığı getirecek olan üst basamaklara adım atmak pek mümkün değil. En alttaki bu ilk basamağı atlamak aslında gelişmiş ülke olma yönünde atılan en önemli adımlardan biridir. İşte, gıdanın ve şekerin stratejik olması buna dayanıyor.”
Çelik, şeker sektörünün, tüketicilerin temel besin maddesi ihtiyacını karşıladığını ve özellikle şekerli mamul sektörü gibi gıda sanayisinin birçok alanına ham madde sağladığını anımsattı.
Türkiye’de şeker sanayisinin, Türkiye’nin sanayileşme sürecine önemli katkıda bulunduğunu ve sözleşmeli tarım disiplinini kazandırdığını hatırlatan Çelik, “Bugün, 25’i özelleştirme kapsamında bulunan 33 şeker fabrikamız ve 10 nişasta bazlı şeker fabrikamız var. Şu anda, bu sanayisinin ürettiği çıktının ekonomik büyüklüğü yaklaşık 7,5 milyar lira olup 23 bin kişiye de istihdam sağlamaktadır.” diye konuştu.
Çelik, Türkiye’de yaklaşık 15,7 milyon hektar alanda tarım yapıldığını, bunun 270 bin hektarlık kısmında 100 bin çiftçinin şeker pancarı tarımı gerçekleştirdiğini, yıllık ortalama olarak 16 milyon tonu aşan şeker pancarı üretildiğini ve Türkiye’nin, Fransa ile Almanya’dan sonra üçüncü en büyük pancar ekim alanına sahip olunduğunu dile getirdi.
“Şeker piyasasını yeniden yapılandıracağız”
Çelik, ucuz ham madde temini ve bürokrasinin azaltılması gibi birçok konuda politikalar geliştirmeye ve uygulamaya sokmaya devam ettiklerini belirterek, bu noktada uluslararası piyasalarda bilinirliğin sürekli olması adına küresel markaların oluşturulması konusunun önem arz ettiğini söyledi.
Oluşturulacak etkin pazarlama stratejileri ve küresel markalar ile firmaların dünya şeker ve şekerli mamul sektöründeki payının daha da artabileceğini ifade eden Çelik, şunları dile getirdi:
“Bakanlık olarak önem verdiğimiz inovasyon ve Ar-Ge çalışmaları şeker sektörünün uluslararası piyasada rekabet edebilmesi açısından önemli. Gelecekte petrol piyasasını regüle edebilecek potansiyeli olan biyoetanol ve kojenerasyon sistemlerinin yaygınlaştırılması için şeker sektörünün daha fazla inovasyon ve Ar-Ge yapmasını sağlamalıyız. Şeker ham maddelerinden elde edilen biyoetanolun üretiminin ülkemizde de yaygınlaşması adına gerekli adımları atıyoruz. Zorunlu harmanlama oranlarının uygulanması bunlardan en önemlisidir.
Şeker üreten şirketlerimizin yerli tohum üretmesine de dikkati çekmek istiyorum. Bu rekabetçiliğimiz için çok önemli. Yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların bazıları şekerden yaklaşık 8 bin kat daha fazla tatlılık verebiliyor. Türkiye’de yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithalatını ve nihai tüketiciye kadarki satış zincirini titizlikle kontrol ediyor ve şeker piyasasına olan etkilerini politika geliştirme sürecimize dahil ediyoruz. TBMM’ye sevk edilen kanun tasarısı ile bu ürünlerin gıda sanayisinde kullanımı ile ilgili yeni düzenlemeler yapacağız.”
Çelik, bütün piyasalar gibi şeker piyasasının da çok hızlı değiştiğinin farkında olduklarını anlatarak, “Şeker piyasasında yaşanan gelişmelere ayak uydurmak ve sektörde ortaya çıkan aksaklıkları gidermek amacıyla şeker piyasasını yeniden yapılandıracağız. Devletin şeker üretmesi artık rasyonel olmaktan çıktı. Devletin şeker üretiminden ziyade sektörü regüle eden konumda olması gerektiği inancını da sürdürmekteyiz.” dedi.
Bakan Yardımcısı Çelik, Bakanlığın ilişkili kuruluşu Şeker Kurumu aracılığıyla gerekli şartları oluşturmak için çalıştıklarını kaydetti.