Türkiye’nin fındık üretiminde dünya birincisi olduğunu belirten CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, fındıkta yaşanan sorunları 6 maddelik çözüm paketi ile sona erdireceklerini savundu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisince düzenlenen “Fındık İçin Yürüyoruz” yürüyüşünün son günü olan 20 Eylül Çarşamba günü Giresun’da gerçekleştirilen mitingde konuştu. Türkiye’nin fındık üretiminde dünya birincisi olduğunu belirten CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, fındıkta yaşanan sorunları 6 maddelik çözüm paketi ile sona erdireceklerini savundu.
“Fındık ihracatından milyarlarca dolar kazanıyoruz, üreticiye ne veriyoruz?” sorusunu soran CHP Genel Başkanı, konuşmasında başlıklar halinde şunları kaydetti:
“Fındık 1935’ten beri stratejik üründür.”
Birinci sorumuz şu; fındık neden önemlidir, neden önemli? Çünkü fındık bir stratejik üründür. Ne demek stratejik ürün? Üç açıdan anlamı var fındığın. Birincisi şudur; Türkiye’de 33 ilde fındık ekiliyor. 15 ilde fındık temel geçim kaynağıdır. Yani fındık olmasa bu 15 ilde hayat olmuyor. Birinci neden budur. İkinci neden şudur; bu 15 ilde 502 bin ailenin gelir kaynağı fındıktır. Bir üçüncü temel nokta; tarım ürünü olarak ihraç ettiğimiz fındık gelir açısından Türkiye için bir numaradır. Bir numaralı ürün tarım ihracatımız fındıktır. Milyarlarca dolar fındık ihracatından para kazanıyoruz. Soru şu; milyarca dolar para kazanıyoruz peki bu fındığı eken üreticiye ne veriyoruz? Alın terinin karşılığını veriyor muyuz, emeğinin karşılığını veriyor muyuz? İşte sorunumuz buradan başlıyor.
Peki, fındık ne zamandan beri temel stratejik üründür? Ne zamandan beri? Onun da tarihini vereyim size. 10 Ekim 1935 ilk milli fındık kurultayı toplanır. Açılışını rahmetli Celal Bayar yapar ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk ölmeden önce Fiskobirlik’in kurulma tarihini verir ve kurar. “Siz Fiskobirlik’i kuracaksınız” der.
Fındık üreticisinin sorunlarının çözümü için 6 madde
“Fiskobirlik’e siyaset bulaşmayacak”
Bunlardan birincisi şu; 1938 yılında kurulan Fiskobirlik’i 2000’li yılların, 2010 yıllarının en görkemli, en şaşalı kurumu haline getireceğiz. Bu kuruma siyaset buluşmayacak. Bu kurum sadece ve sadece fındık üreticisinin hakkını ve hukukunu koruyacak. Taban alımı mı, taban fiyat mı burası belirleyecek. Ürün alımı mı burası yapacak. İhracat mı burası yapacak. Hem çiftçinin hakkını koruyacak, hem Türkiye’nin hakkını koruyacak. Götüreceğiz parayı bir avuç yabancıya vermeyeceğiz. Bu ülkenin insanı hakkını alacak. Bu ülkenin insanı hukukunu alacak. Birinci konumuz bu.
Size sorabilirler CHP fındık sorununu nasıl çözecek diye. Diyeceksiniz ki 6 madde halinde geldi saydı. Biraz sonra sayacağım birinci maddemiz bu.
“Yeniden oturup bir fındık kanunu çıkarmamız lazım”
İkinci maddemiz şu; yürürlükte bir fındık kanunu var. Fakat bu fındık kanunu doğru dürüst bir kanun değil. Yeniden oturup bir fındık kanunu çıkarmamız lazım. Her kesim katılacak bu çalışmaya. Üretici katılacak, manavı katılacak, ihracatçısı katılacak, tüccarı katılacak. Diyeceğiz ki, ya arkadaş bu fındık milli mi? Milli. Bizim mi? Bizim. Üreten insan bizim insanımız mı? Bizim insanımız. Bu para Türkiye’de mi kalsın? Türkiye’de kalsın. Herkes bu parayı adil bir şekilde bölüşsün mü? Bölüşsün. Gelin kardeşim hep beraber oturalım bir fındık kanunu çıkaralım. Demek ki ikinci maddemiz ne? Yeni bir fındık kanunu çıkaracağız. Nasıl? Ortak akılla çıkaracağız. Birilerinin arzusuna ve keyfine göre değil.
“Fındık ihtisas borsasını bu ülkede kurmak zorundayız”
Üçüncüsü; manavcılığı ve lisanslı depoculuğu da dahil ederek bir fındık ihtisas borsasını bu ülkede kurmak zorundayız, bu bölgede kurmak zorundayız. Manavcılığı da kapsayacak, lisanslı depoculuğu da kapsayacak. Dolayısıyla burada bir fındık ihtisas borsası kuracağız. Artık fındığın fiyatı yabancı ülkelerde değil bu ülkede belirlenecek. Fındığın fiyatını da, fındığın kalitesine de, fındığın nasıl ihraç edileceğine de, nasıl tüketileceğine de oturup biz karar vereceğiz elin oğlu buna karar vermeyecek. Anlaştık mı? Üçüncü madde.
“Fındık ARGE merkezi kurulmak zorunda”
Dördüncü madde; fındığı biz alıyoruz fındık olarak ihraç ediyoruz. Bir fındık arge merkezi kurulmak zorunda. Fındıktan katma değeri yüksek gıda ürünü üretmek zorundayız. Elin oğlu bizden fındığı alıyor, götürüp orada işliyor 1 liraya aldığı fındığı 15 liraya satıyor. Biz niye satmayalım, bizim ne eksiğimiz var? Üniversitemiz var, fındık bizde, üreticide bizde, imkanda bizde, denizimiz var, gölümüz var, güneşimiz var, güzel insanımız var. Biz niye yapmıyoruz? Niye elin oğlu para kazanıyor da biz para kazanmıyoruz? Demek ki dördüncü madde bir fındık arge merkezi üniversiteyle beraber kurmak zorundayız. Bunu yapacağız.
“Fındığın ana vatanı Karadeniz’dir”
Beş; fındık ekim alanları. Bakın Karadeniz’i görüyorsunuz, Karadeniz’de fındık dışında bir şey yok yetişmiyor. Bu coğrafyada fındık ekiliyor başka bir şey yok. Siz gidip de düz alanda, başka ürünün yetiştiği bir mekanda, bir alanda fındık üretirseniz buradaki insanın alın terini çalmış olursunuz. Bunu da herkesin bilmesi lazım. Demek ki, beşinci maddemiz ne? Fındığın ana vatanı Karadeniz’dir, gelir burada, 502 bin aile buradan geçiniyor, eğer başka bir yerde ürün ekilecekse devlet teşvik versin. Gitsinler başka bir şey eksinler. Karadeniz’in fındığına başka birisini ortak etmeyelim. Anlaştık mı? Demek ki sorarlarsa beşinci maddemizde bu.
“Hem gençleştireceğiz, gençleştirirken fındık üreticisinin gelirini düşürmeyeceğiz”
Altınca madde; fındık bahçelerini bende biliyorum, sizde biliyorsunuz. Fındık ağaçlarımız biraz yaşlandı, onların gençleştirilmesi lazım. Peki, ne yapacağız? Gençleştirirken ağacı değiştirmemiz lazım, yeni genç fidan ekmemiz lazım. Ama çiftçinin de, fındık üreticisinin de geçinmesi lazım, para kazanması lazım, alın terinin karşılığını vermemiz lazım. Hem gençleştireceğiz, gençleştirirken fındık üreticisinin gelirini düşürmeyeceğiz. Ona uygun teşvik getireceğiz. Anlaştık mı? Altınca şartımızda bu.