‘Ölümsüzlük mantarı’nı talaş içinde üretiyor

0
2340
Japonya ve Çin'de yüzlerce yıldır şifa kaynağı olarak kullanılan, o yörelerde saray ve ölümsüzlük mantarı gibi isimleri ile anılan kırmızı reishi mantarı yıllardır Denizli'de üretiliyor.

Yüksek Ziraat Mühendisi Mehmet Atmaca, sanayiden aldığı kereste talaşlarının içerisinde, Uzak Doğu’da saray mantarı ve ölümsüzlük mantarı olarak bilinen birçok hastalığa karşı etkili olan kırmızı reishi mantarını üretiyor.

Japonya ve Çin’de yüzlerce yıldır şifa kaynağı olarak kullanılan, o yörelerde saray ve ölümsüzlük mantarı gibi isimleri ile anılan kırmızı reishi mantarı yıllardır Denizli’de üretiliyor. 15 yıldır Merkezefendi’ye bağlı Hacıeyüplü Mahallesi’ndeki tesislerinde kırmızı reishi mantarının yanında shiitake, maitke, hericium ve koriolus mantarlarını üreten Yüksek Ziraat Mühendisi Mehmet Atmaca, 30 yıllık serüvenine ilk önce beyaz şapkalı mantar olarak da bilinen kültür mantarı üretimi ile başladı. TÜBİTAK ile birçok projede ortak çalışan Atmaca, özellikle kırmızı reishi mantarının birçok faydasının bulunduğuna dikkat çekti. Tarım Bakanlığının özel ARGE kuruluşu statüsü niteliğindeki tesislerinde sadece mantar üretimi değil aynı zamanda ıslah çalışmaları ve tohum üretimi de yapıldığını belirten Atmaca, doğada özellikle ölüme yaklaşmış ağaçlarda bu mantarın çıktığını söyledi. Atmaca, bilinen pek çok hastalığa faydası olan mantarın, yenmesinde herhangi bir faydasının olmayacağını aktardı. Deneyimli mühendis, mantarın 10-15 dakika sıcak suda kaynadıktan sonra hücrelerin patlaması ile aktif hale geldiğini ve şifa kaynağı olarak kullanılabileceğini ifade etti.

Saadet zinciri haline geldi

Yüksek Ziraat Mühendisi Mehmet Atmaca
Yüksek Ziraat Mühendisi Mehmet Atmaca

Piyasada iki markanın network olarak da bilinen saadet zinciri ile bu ürünün satışını yaptığını aktaran Atmaca, “İlk olarak bu mantarın şifa kaynağı olması için belirli bir kullanım miktarı var. Öncelikle sağlıklı bir birey bu mantarı şifa kaynağı olarak kullanmak istiyorsa günde en az 3 en fazla 12 gram tüketmesi gerekiyor. Bu miktar kapsüllerde sadece 200 miligram reishi mantarı kullanıyor. Bunun tedavi için kullanılacaksa günde bundan en az 10 tane tüketilmesi gerekiyor. Bu da fazla bir bütçe anlamına gelir. Bunun yanında hastalığa bağlı olarak da tüketim miktarı değişiyor. Hasta kişiler tedaviye yardımcı ürün olarak kullanacaksa 60 kiloya kadar 6 gram 100 kiloya kadar 10 gram, 100 kilonun üstünde 12 kilogram tüketilmesi gerekiyor. Sadece Malezya ya da Japonya ve Çin gibi ülkelerde yetişmiyor. Ülkemizde doğada bu mantar üretiliyor. Bu şirketler reishi mantarının ismini kullanıyorlar. Her ürün grubunun bazı hastalığa iyi geldiği anlatılıyor ama her ürün grubunun bir hastalığa karşı kullanılan bir madde var demektir. Sağlığı ticaret olarak kullanmak bir diğer tabir ile yanlış olarak kullanılmasına imkan vermek hastalığı olan insanlara zarar verir. İnsanların umutları yıkılır. Bunun için hastalığa göre ürünün doğru kullanılması tedavi için önemli diğer türlü kullanılmasının hiçbir anlamı yoktur.” dedi.

Mutlaka kaynatılarak tüketilmek zorundadır

Aynı zamanda Türkiye Mantarcılar Derneği üyesi olan Atmaca, mantarın nasıl tüketilebileceğini açıkladı. Atmaca, “Reishi mantarı selülozik bir mantar olduğu için yendiği zaman sindirim sistemi eritemiyor. Bunun yanında tablet, çay ve kahve çeklinde tüketilmesi bir fayda etmiyor. Herkes ediyor sanıyor ama bu plasebo yani psikolojik etki yapıyor. Bu mantarın şifa kaynağı olarak kullanılabilmesi için mutlaka kaynatılarak içilmesi gerekiyor. Reishi, koriolus gibi mantarların 15 dakika boyunca mutlaka kaynatılarak hücre duvarlarının patlatılması gerekiyor. Kaynatırken de mutlaka cam ya da porselen kapta kaynatılması gerekiyor. Nedeni ise bu mantarın içerisinde bol miktarda selenyum ve germanyum var. Selenyumun kaynaması sırasında eğer metal ile kaynatırsanız metal ile ısının atom etkileşimi sırasında vücudun istemeyeceği maddeler üretebiliyor. Patlatılarak içindeki usarenin suya geçmesi gerekmektedir. Bu şekilde tüketilmediği zaman herhangi bir etkisi asla olmayacaktır.” diye konuştu.

Birçok hastalığa faydası var ama…

Mantarların sentetik olmayan tüm antibiyotiklerin yüzde 90’ının mantarlardan sentezlendiğini aktaran Atmaca, “Mantarlar doğal bir antibiyotiktir. Bunun yanında bazı mantarlar anti tümör özelliği vardır. Mesela reishi, shiitake, maitke, hericium ve koriolus bu özelliğe sahip mantarlardır. Örneğin koriolus mantarı akciğer ve göğüs tümörlerinde, reishi hemen hemen tüm tümörlerde, shiitake hem besleyici özelliği çok hem yenilebilen mantardır ve betin tümörlerine karşı etkili bir mantar ve diğer çok hastalıkta etkili oluyor. Hericium mantarı ise mide kanserlerinde etkili bir ürün olarak dikkat çekiyor. Üçüncü ve en önemli özellik ise bağışıklık sistemini güçlendirme özelliği vardır. Bu nedenle birçok hastalıkta kullanılabilir ancak bu hastalığın tamamen iyileştirmesi anlamına gelmiyor. Bu gıda takviyeleri asla sihirli değnek olarak görülmemelidir. Bunların yararlanması için insanın psikoloji ve genetik yapısı, çevre yapısı, beslenmesi kısacası her şey etkilidir. Öyle televizyonlarda yapılan ilanlar gibi hemen al iç hastalığın geçsin diye bir şey düşünmek amiyane davranmaktan başka bir şey değildir. Bu mantar şekeri geçiriyor diyorlar ama böyle bir şey yok. Bu mantar şekerin diğer organlara verebileceği zararlara dur diyor ama asla tedavi etmiyor.” dedi.

Ürün desenimiz artıyor

Kültür ve ziraat mantarının yanında tıbbi mantarların da bölgede üretilmesinin sevindirici olduğunu aktaran Merkezefendi Ziraat Odası Başkanı Hamdi Gemici ise bölgede ürün desenin sürekli artmasına dikkat çekti. Gemici, “Denizli bir tarım merkezi. Adeta bir tarım cennetiyiz. Her ürün grubunu üretebildiğimiz Denizli’de mantar üretimi de hızla artıyor. Yüksek Ziraat Mühendisi Mehmet Atmaca hocamızın önderliğinde mantar üretimimiz artıyor. Bunun yanında Türkiye Mantarcılar Derneği’nin genel merkezinin Denizli olması bizim için önemli.” diye konuştu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz