TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, tek aday olarak girdiği Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin 65. Seçimli Olağan Genel Kurulunda yeniden başkanlığa seçildi.
Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin 65. Seçimli Olağan Genel Kurulu, yoğun bir katılımla, Konya Şeker Merkez Kampüsünde gerçekleştirildi. AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, yeniden Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanlığına mutabakatla seçildi.
Kooperatif gündeminin yanı sıra tarım sektörünün geleceğinin de konuşulduğu genel kurula binlerce üretici, çok sayıda belediye başkanı ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın gönderdikleri mesajların okunduğu Genel Kurul’da bir konuşma yapan Recep Konuk, Türkiye’nin 28 milyon hektarlık tarım arazisiyle dünyada tarım arazisi varlığı bakımından 13’üncü sırada olduğunu kaydetti. Recep Konuk, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Gerek iklim koşulları gerekse üretimde çeşitliliğe imkân veren her ürünü verimli şekilde üretebileceğimiz arazi zenginliği, rakım çeşitliliği, güneşlenme süreleri gibi avantajların yanı sıra tecrübeli ve nitelikli tarım nüfusuyla, tarımsal üretim açısından arazi varlığımıza göre dünyada ilk sıraları zorlayacak avantajlara sahibiz. Nüfusu gittikçe artan ve 2050 yılında 10 milyara dayanması beklenen dünyamızda bu nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için önümüzdeki 33 yılda tarımsal üretimin en azından yarı yarıya artırılabilmesi gerekiyor. Yani, tarımda söz sahibi ülkelerin önünde bir fırsat varsa bizim gibi henüz potansiyelini tam olarak harekete geçirememiş ülkeler için iki fırsat var. Bunun için hükümetimiz 15 yıldır kesintisiz bir gayret gösteriyor. Köyden göçün teşvik edildiği yıllarda bilerek veya bilmeyerek ihmal edilen tarımsal altyapıdaki eksiklikleri gidermek için imkânlarını seferber ediyor. 70’li yıllarda ilk kazma vurulup 30-35 yıl sürüncemede bırakılan sulu tarımın merkezde olduğu kalkınma projelerine 30-35 yıl boyunca akıtılmayan kaynakları 2-3 yılı 1’e düşürerek ayırıyor. KOP gibi, GAP gibi, DAP gibi tabiri caizse ardiyeye terk edilmiş kalkınma motorlarını ardiyeden çıkarıp tekrar bu katarın lokomotifine monte etmeye çalışıyor. Niye; Konya çiftçisi, Karaman, Niğde, Aksaray, Urfa, Antep çiftçisi daha çok üretebilsin diye. O projeler bitmediği, bitme yoluna giremediği için gündeme bile gelemeyen yeni projeleri şimdi değerlendiriyor, değerlendirebiliyor. Yani Mavi Tüneli tamamlayacak, Mavi Tünelin yetemeyeceği yerlere de suyun yetişmesini sağlayacak projeleri gündemine alabiliyor. Özetle eskinin yükleri hafifledikçe yerine yeni yükler taşımaya başlayabiliyor. 50-60 yıldır konuşulan ama bir arpa boyu yol alınamayan arazi toplulaştırmasında özle söz bir olunca, yani samimi olunca 40 yılda alınan mesafeyi 14-15 yıla sığdırabiliyor. Bu sektöre, hem bir inancın hem de verilen önemin göstergesidir, aynı zamanda da geleceğin dünyasında Türkiye’nin tarım ve gıda sektörüyle güçlü bir konumda yer alma isteğinin, arzusunun teyididir.
Hedef belli. Türkiye tarım sektörü dünyada ilk beş içinde yer alacak. Tarımsal hasılasını 150 Milyar Dolara çıkaracak. Bu hedefe ulaşmak için yapılacak işlerde devletin rolü belli. Devlet altyapı eksikliklerini giderecek. Nitekim gideriyor. Yapısal problemlere çözüm bulacak. Arazi toplulaştırması, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünememesi, havza bazlı üretim modeli, üretim destekleri ile bu yapısal problemlere de çözüm buluyor.”